"Tahtadaki soruyu çözmek ister misin Claire?" dedi matematik öğretmenimiz Bayan Lee. Soruya bakınca hiçbirşey anlamadığımı fark ettim. Tam çözemeyeceğimi söylemek için ağzımı açmıştım ki kapı açıldı. İçeri bir çocuk girdi. "Yeni öğrenciyim. Geç kaldım." dedi ve saha fazla konuşmadan arkamdaki boş sıraya yerleşti. Bayan Lee ise onun bu saygısızlığı karşısında sinirlenmişti fakat görmezden gelmeyi tercih etti ve bana sorduğu soruyu kendisi anlatarak çözmeye başladı.
Okulun bittiğini belirten zil çaldığı zaman defterlerimi çantama koymaya başladım. Bunları yaparken herkes çıkmıştı ve sınıfta tek kalmıştım.
Montumu üzerime geçirip çantamı sırtıma taktım ve sınıftan çıkarak eve doğru yürümeye başladım.
Üşümeye başlamıştım. Bu nedenle yolu kısaltarak ormandan geçmeye karar verdim. Ormanda ilerlerken bir kızın tiz çığlığı etrafı kapladı. Duyduğum bu sesle kaskatı kesilmiştim.
Sesin geldiği yöne bakınca bir kızın boynuna dişlerini geçirmiş
Kırmızı gözlü birini fark ettim.Kim olduğunu kestirememiştim.
Kız gözleri açık bir şekilde boş boş bakıyordu. Büyük ihtimalle ölmüştü...
Ve ben bir insanın ölümüne şahit olmuştum!
Kızı öldüren kişi kızı soğukkanlılıkla kızı yere attı. O sırada kırmızı gözleri benim mavi gözlerimle buluştu.
Göz göze geldiğimizde daha çok korkmaya başlamıştım. Çünkü karşımdaki katil beni fark etmişti!
Titreyen bacaklarımı önemsememeye çalışarak hızla koşmaya başlamıştım.
Ormanın derin kısımlarına girmediğim için çabucak ormandan çıkmıştım. Ormana bakınca ise gözlerim ormandaki adamın kırmızı gözleriyle buluşmuştu.
Etrafta insanlar olduğu için şu anda yanıma gelemiyordu. Fakat anlamadığım o çığlığı kimse duymamış mıydı?
Gözlerimi gözlerinden çekerek hızla eve doğru koşmaya başladım.
***
Nihayet eve gelebildiğim zaman kapıyı hızla açarak odama çıktım. Annem büyük ihtimalle işteydi. Babam ise iş için şehir dışına çıkmıştı.
Bugün yaşadıklarım da neydi öyle?
Kasabada insan eti yiyen biri olabilir miydi? İnsan eti yiyen ve kırmızı lens takan bir katil! Bu... Çok mantıksızdı! Hem o insanın etini yememişti! Kanını emmişti!
O korkutucu kırmızı gözleri hala unutamıyordum!
Kan emmek ve kırmızı gözler...
Aklıma gelen şey olabilir miydi? Ama bu saçmalıktı! O kişi vampir olamazdı! Onlar gerçek bile değildi! Fakat başka açıklaması yoktu.
Kitaplarda okuduğum kadarıyla vampirler beyaz tenli, kırmızı gözlü, hızlı hareket eden ve gün ışığına dayanamayan kan emicilerdi.
Ama ben karanlıkta sadece parlak kırmızı gözleri olan ve insanın kanını emen bir kişiyi fark etmiştim.
Düşünmeyi erteleyerek üzerimi degistirdim. Ve yatağıma girdim.
Uyumalıydım... Yoksa başka türlü düşüncelerimi engelleyemezdim.
Bir saat boyunca tanık olduğum cinayet ile ilgili düşünceler aklımda dolanıp durmuştu. Bir saat sonrasındaysa kendimi karanlığa teslim etmiştim...
Kan ter içinde kalktım. Rüyamda parlak kırmızı gözleri görmüştüm. Fakat bu defa tek bir kişinin değil ; onlarca kişinin kanını emiyordu. Her yer kan dolmuştu. Ben ise izlemekten başka birşey yapamamıştım.
O sırada bir melodi sesi duyuldu. Sesin geldiği yöne bakınca çantamdan geldiğini gördüm.
Yatağımdan kalkarak çalan telefonumu elime aldım. Arayan annemdi.
"Alo anne?"
"Alo tatlım. Uyandın mı?"
"Evet. Kötü birşey mi oldu?"
"Evde defterimi unutmuşum. Bulunduğum yeri tarif etsem getirir misin?"
"Elbette. Birde bugün okula gitmeyeceğim."
"Tamam canım. Okulun çıkışındaki ormana gel. Ben oradayım."
"Peki. Hemen geliyorum. Görüşürüz!" dedim ve kapattım. Üstüme siyah salaş bir tişört ve kalın siyah tayt giydim. Üzerime deri ceketimi geçirdim ve telefonumu cebine koydum. Saçımı açtım.
Salondaki çekmecede bulunan annemin çözülmesinde katkısı olduğu cinayetlerle ilgili düşünceleri bulunan defteri aldım. Annemin mesleğini merak ediyorsanız söyleyeyim: Özel dedektif!
Annemin söylediği yere yani okulun çıkışındaki ormana doğru ilerlemeye başladım.
Bu ormana gidecek olmam beni telaşlandırmıştı. Çünkü dün akşam ormanda işlenen nır cinayete tanık olmuştum. Ve katil hala orada bulanabilirdi. Yoksa...
Orada işlenen cinayet annemin çözeceği cinayet miydi?Bunu öğrenmek için ormana doğru hızla koşmaya başladım.
Ormanın girişine gelince dün işlenen cinayetin bulunduğu alanın etrafının 'girilmez' yazısıyla kaplandığını gördüm.
Yavaş adımlarla oraya doğru ilerlemeye başladım. Birçok polis bulunuyordu. Ayrıca bir kadın yere çökmüş ağlıyordu.
Adımlarımı hızlandırarak annemin yanına ilerledim. Annem bir tane adam ile görüşüyordu. Sanırım bu adam olayı görmüştü.
"Anne!" dediğimde bana baktı. Adama 'bir dakika' işareti yaparak yanıma geldi. Elimden defteri aldı ve konuştu. "Hayatım çok dikkatli olman lazım! Çünkü etrafta bir katil dolaşıyor."
"Ne katili?"
"Tam olarak bilmiyoruz. Vahşi hayvan saldırısı da olabilir. Fakat buraya vahşi hayranların geleceğini düşünmediğimiz için bunu bir insanın kesici bir aletle yaptığını düşünüyoruz."
"Be-ben eve gideyim en iyisi." dedim ve ormanın çıkışınsa doğru yürümeye başladım.
Gözlerim ağaçta duran bir kişiye takılınca çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Bu sınıfa yeni gelen çocuktu! Fakat sınıftaki kahverengi gözlerinin yerini parlak kırmızı gözler almıştı...
***
Merhaba. Öncelikle umarım kitabımı beğenmişsinizdir.Eğer beğendiyseniz lütfen oy verin ve düşüncelerinizi yorumlarda belirtin.
Bu kitabı okuyan ve seven 3-5 kişi olsa bile devam ettirmeyi düşünüyorum.
Kitabıma vakit ayırdığın için teşekkürler💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR: SONSUZ RUH
VampireVAMPİR SERİSİ: -1- SONSUZ RUH Claire Gray, sıradan bir okul gününün ardından eve doğru ilerler. Ama havanın soğuk olması nedeniyle yolunu kısaltarak ormandan geçmek ister. Fakat o sırada bir cinayete tanık oluyor... Vampirin işlediği bir cinayete...