Kuyucaklı Yusuf | Eleştirel Parodi
Sabahattin Ali reisin bir diğer hikayesi olan Kuyucaklı Yusuf kitabı adından da anlaşılacağı gibi Yusuf adında bir vatandaşımızın hayat hikayesini anlatıyor.
Yusuf adında küçük bir oğlan Kuyucak köyünde ailesiyle birlikte yaşıyorlarken bir gece ansızın evlerini eşkiyalar basıyor ve Yusufcuğun anası ile babasını öldürüyorlar. Yusufcuk sağ kalıyor. Neyse geceyi cesetlerin başında geçiren Yusufcuk sabah olunca köylüye haber veriyor ve ilçeden yetkili adamlar evlerine geliyor. Yetkililerin en sağlamı kaymakam. Neyse olay yerine intikal eden rıza baba ve ekibi şok geçiriyor nerdeyse. Bi bakıyorlar yatakta uzanmış bir kadın ve bir adam. Ortalık kan revan. Haa buna hayret etmiyorlar ama hayret ettikleri şey yatağın başında büzüşük bir şekilde oturan küçük bir çocuk. "Oğlum ne işin var lan burda pisikolat mısın?" diyorlar. Bizim Yusufçuk durur mu yapıştırıyor cevabı, " onlar anam ve babam , beni yıllarca besleyip büyütmüşler , şimdi onları bu cansız halleriyle nasıl yalnız bırakayım" diyor. Tabi bunu duyan heyet ağlıyor, hepsi efkardan yakıyor sigaralarını ,hatta içlerinden biri Yusufçuğa da uzatmaya kalkıyor. Yusufcuk bıraktım fln diyor orası ayrı mesele. Her neyse, heyette bulunan kaymakam bey Yusufçuğa acıyor ve "evladım gel benimle birlikte yaşa, seni evlat edineyim" diyor. Yusufçuk ne yapsın kabul ediyor hemen.
İlçedeki evlerine gidince Yusufçuk bir bakıyor ki bu kaymakam evli barklı adam. İki üç yaşlarında küçük kızları var. Hayret ediyor ama kısa sürede alışıyor. Kaymakamın eşi Şahende isminde bi kadın. Çirkef mi çirkef. Şahende tabi Yusufçuğa bir türlü alışamıyor lakin küçük kızını emanet edip dışarda rahatça fingirdediği için sesini çıkartmıyor. Yusufçuk zaman geçiyor, büyüyor ve oluyor Yusuf Bey.
Mahallede pek sevilmiyor lakin bir iki dostu da oluyor haliyle. Sürekli kavga ediyor milletle, ee köyden geldiği belli oluyor Yusufun kavgalarda dayak yemiyor. Gel zaman git zaman mahallenin soytarısı Şakir ile üvey kardeşi yüzünden kavga ediyor. Şakir kinci pezevenk olduğu için "alacam olumm gardaşını, vuracam kırbacı" diyor(içinden).
Şahende karısı kızını Şakire yamamak için sıvıyor kolları. Sürekli aile ziyaretlerine fln gidiyor. Giderken kızını da yanına alıyor. Bir kere iki kere üç kere derken ardı arkası kesilmiyor bir türlü bu ziyaretlerin. Yusuf beyimiz fıttırıyor tabi bu duruma. Bir gün Şahende ve kızının yine Şakirlerde olduğunu duyuyor ve atlıyor at arabasına doğru Şakirlerin evine gidiyor. "Gel kız buraya" deyip kızı evden gizlice çıkarıyor. At arabasını çalıştırıp yollara vuruyorlar kendilerini. Şahende şaşkın, Şahende şok.
Kaymakam eve gelince Şahendeyi tek başına görüyor. "Nerde bizim haytalar" diyor. Şahende karısı cevap veremiyor, bilmiyorum kayıplar deyip geçiştiriyor. Kaymakam esaslı adam olduğu için çözüyor olayı. Bu iki haytanın gönlü birbirlerine kaymış meğersem. Hemen Yusuf'u ve kızını bulmak için MİT müsteşarı olan mahalleliye soruyor ama nafile hiç bir iz bulamıyor. Gece yarısına doğru kapı çalınıyor. Yabancııı, suratsız bir adam karşılarına dikilmiş duruyor. Kaymakam " hayırdır birader ne ayaksın sen" diyor. Adam da Yusuftan mektup getirdiğini ve solak olduğunu belirtiyor. Kaymakam mektubu hemen okuyor ve adama dönüp " beni hemen Yusuf'a götür" diyor. Adama ik muk etsede tamam deyip kaymakamı Yusuf'a götürüyor.
Kaymakam geldiğinde Yusuf " aha şimdi sıçtık" diyor içinden. Kaymakam ise üslubunu hiç bozmadan Yusuf'a , " oğlum böyle bir duygunuz vardı da bana neden söylemediniz " diyor. Kitabın o kısmı sıkıcı olduğundan hemen geçiyorum.
Yusuf ve kız eve dönüyorlar. Zaten evli olduklarında beraber yatıyorlar. Tısssss. Kaymakam Yusuf'a kendi iş yerinde sabit bir iş ayarlıyor. Yusuf tabi soytarı bir şekilde yetiştiği için işi beğenmiyor ama karısı için mecbur katlanıyor.
Gel zaman git zaman bir gün kaymakam ölüyor. Hikaye de bundan sonra başlıyor. KAymakam ölünce yerine başka bir kaymakam geliyor. Yeni kaymakam içkici ayyaşın biri çıkıyor. Bizim Yusuf'u arabacı yapıyor ve tahsilatları alması için sürekli civar köylere yolluyor. Bazen 3 gün bazen 10 gün ortalıkta olmayan Yusuf çok az para kazandığı için eve tam reislik yapamıyor. Fırsattan istifade eden Şahende karısı ise yeni kaymakam ve Şakir'in ailesiyle tekrar arayı kuruyor. Kızını zengin kocaya vermek için yemin etmiş adeta kahpe karı. Neyse ilk başlarda komşulara giden Şahende, Yusuf'un mesai saatlerini öğrendikten sonra misafirleri evine çağırmaya başlıyor.
Ev de her gece alem yapam Şahende , kızı ve zengin erkek sürüleri acayip azıtmaya başlıyorlar. Şahende ve kızı Muazzez kafayı bulduklarında başka erkeklerin kucaklarına oturmaya başlıyor gece öyle akıp gidiyor. Zavallı Yusuf ise soğuk havalarda eve ekmek götürebilmek için at üstünde bi tarafı donarak gece gündüz demeden çalışmaktadır.
Bir gün Yusuf öğle vakti eve geliyor , kapıyı Şahende açıyor. Muazzez nerde diyor hemen. Yatak odasına gidiyor ve bi bakıyor ki Muazzez makyajlı bir şekilde yatıyor. Sabah ezanıyla kalkan karısını öğle vakitlerine kadar yattığını görünce afallıyor. Şahendeye hesap sormaya kalkıyor ama karı ser verip sır vermiyor. Yusuf eski dostlarından bilgi almak için mahalleye gidiyor. En son bir kankisi tüm olup biteni, evlerinde neler döndüğünü Yusuf'a anlatıyor.
Yusuf beyninden vurulmuşa dönüyor. Hemen eve gidiyor. Muazzez uyanmış kaderini bekliyor. Yusuf karısının minnak yüzüne bakınca bir şey yapamıyor. "Son işime gidiyorum gelince buralarda çekip gidecez, götün başın rahat dursun " deyip çekip gidiyor Yusuf.
Günler geçiyor Yusuf ortalıkta yok, ev de yine aynı tas aynı hamam partiler devam ediyor. Bir gece Yusuf eve geliyor . Bi bakıyor ki alem var evde. Atını bahçeye bağlıyor sessizce içeri süzülüyor. Cebinden Ardeşen yapımı tabancasını çıkarıyor. Kapıyı bir aralıyor ki Muazzez yine kucaktan kucağa gezer vaziyette, çıldırıyor. Odayı aydınlatan muma üflüyor ve başlıyor odadaki herifleri vurmaya. 1 dakika boyunca kurşun yağdırdıktan sonra "Muazzez ,Muazzez " bağırıyor . Muazzez " burdayım Yusuf, götür beni buralarda ne olursun" diyor. Yusuf karısını karanlıkta bulup kucaklıyor ve dışarı çıkıyor. Atına atlıyorlar ikisi de nereye gittiklerini bilmeden yollara koyuluyorlar. Epeyi yol aldıktan sonra Muazzez " Yusuf yapacağın işe ne diyeyim, beni de vurmuşsun, Allah belanı versin" diyor. Bir ağacın altında duruyorlar, Muazzez'i ağacın altına yatıyor. Üşümesin diye montunu çıkartıp veriyor. O gece Yusuf hiç uyumuyor. Sabah olunca Yusuf Muazzez'e sesleniyor ama kız da tık yok . Anlıyor öldüğünü. Hemen ağacın dibine gömüyor. Mezar başında bildiği bütün ayetleri okuyor ve geldikleri kasabaya dönüp el kol hareketleri yapıyor.
Sonra atına binip basıp gidiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuyucaklı Yusuf | Eleştirel Parodi
HumorSabahattin Ali'nin eserini kendi bakış açımızla tekrar yorumladık. Keyifli olduğunu düşünüyoruz. Kahkaha atmazsınız ama en azından yüzünüz güler diye umuyoruz.