BLEEDING ROSES || WINTERWIDOW

null

18 Aralık, 2016
Moskova, Rusya

Hava soğuktu.

Çalıştığı kahve dükkanının ne kadar popüler olduğunu bilmeyen yoktu, fakat hava eksilerde olduğu için gelen kişi sayısı onu geçmemişti bugün. Genç kadın önüne gelen kızıl saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve derin bir nefes aldı. Yanında kahverengi saçlı, hafif çilli ve mavi gözlü iş arkadaşı Lou'ya saati sordu.

"Десять двадцать часов в."

Ania hafifçe başını salladı. Lou birlikte hafif bir sohbete dalmışken kahve dükkanın kapısı sertçe açıldı. Karlı fırtanın uğultusu ve kapının üzerindeki zilin çalmasıyla hızlı adımlarla kirli sakallı bir adamın tezgaha doğru yürüdüğünü görünce ikisi de ayağa kalktı. Ania tezgahın önündeki kasaya gidip servis açtı.

Sahte bir güler yüzlülükle, ki gerçekçi göründüğünden emindi çünkü milyonlarca kez yapmıştı, hafif kirki sakalına kadar karla kaplanmış adama baktı. Adam başını yere eğmişti, belki fark edilmek istemiyordu ama Ania üstelemedi. Nazik bir dille, "Что бы вы хотели, сэр?" diye sordu.

Adam hissizce bakışlarını kızıl saçlı kadına yöneltti. "Два горячий шоколад."

Kasanın başındaki kadının yüzü soldu, eski anıları bir an aklına gelince derin bir şekilde yutkundu. Yavaşça arkasındaki çilli kadına dönüp, "Я закрыть магазин, вы идете." diyerek sertçe fısıldadı. Kadın itiraz edecekken Ania dişlerini sıktı ve Lou 'ben suçsuzum' anlamında kaşlarını kaldırarak toparlanmaya başladı.

Tüm eşyalarını aldıktan sonra kısaca iyi geceler dileyerek dükkandan ayrıldı. Kızıl saçlı kadın, Lou'nın uzaklaştığından emin olana kadar arkasından baktı. Karın arasında kaybolduktan sonra tezgahın üzerindeki tüm her şeyi kenara itip masanın üstünden çevik bir hareke atladı. Cam pencerelerin arkadındaki tüm perdeleri kapattıktan sonra 'Açık' yazısını ters çevirip adamın yanına sert ve hızlı adımlarla gitti.

"Burada ne arıyorsun, Barnes?"

-----

Siz bunu okuduğunuzda büyük ihtimalle ya mayıs olur, ya da taslaklarımdan silinen onlarca hikayeye girer.

SELAM ŞU AN 19 NİSAN VE ÜSTTEKİ ŞEYİ YAZDIĞIMDA SANIRIM OCAK YA DA ŞUBATTI..??

Her neyse, prologu şuraya bırakıyorum, umarım beğenirsiniz ❣️

BU ARADA;

Десять двадцать часов в. > Saat on bire yirmi var.

Что бы вы хотели, сэр? > Ne istersiniz, bayım?

Два горячий шоколад. > İki sıcak çikolata.

Я закрыть магазин, вы идете. > Ben dükkanı kapatırım, sen git.