Bölüm 2~

253 16 1
                                    

2011;

        ‘Biraz daha oyalanırsan okula geç kalacaksın!’ Ji hye aceleyle eşyalarını alıp aşağı indi.Annesi elinde paketlenmiş sandviçle onu bekliyordu.Ji hye annesinin yanağına bir öpücük kondurup hızla otobüs durağına doğru yola koyuldu. Luhan ağaca yaslanmış,kulağında kulaklık onu bekliyordu.Ji hye onu görünce yüzünü kocaman bir gülümseme kapladı.

        Ji Hye ve Luhan liseden beri beraberlerdi.Başlarda birbirlerine sinir olsalarda zamanla ayrılmaz ikili olmuş çıkmışlardı.Şimdiyse aynı üniversiteye gidiyorlardı.Ji Hye’nin annesi vaktini sürekli onunla geçirmesine söylenip,artık kız arkadaşlar edinmesi gerektiğini söylüyordu.Ama Ji hye böyle mutluydu. Luhan’la geçirdiği her an onun için paha biçilmezdi.

        Ji hye hızla gidip dalmış olan Luhan'ın kucağına atlayarak onu kendine getirdi.Luhan başta ne olduğunu anlamasa da,üstünde ki şoku atınca sıkıca Ji hye’ye sarıldı.Eğilip kulağına ‘Bir gün de okula erken gitmeyi denesek?’diye söylendi.Ji hye omuz silkmekle yetindi.İkili hızla gelen ilk otobüse atlayıp okulun yolunu tuttular….

        ‘Hyun bugün çıkışta et yemeye gidicez.En azından buna gelsen?’Kyu tereddütle Yixing’un ağzını arıyordu.Yixing ondan kurtulamayacağını bildiği için kabul etti.Yemeğini yer ve uzun bir süre daha bu davetlerden yırtardı.

        Bugünki konserlerinden de sonuç çıkmamıştı.Yixing artık gücünün kalmadığını hissediyordu.Kızgındı.Günlerdir düzgün uyuyamıyordu.Kabuslar sürekli onunlaydı.Başı çatlayacak gibiydi.’Sanırım hala yok değil mi?’Yixing arkasında ki sesle kendine geldi.Se yeon yine yüzündeki o çarpık gülümsemesiyle Yixing’a bakıyordu.Yixing sert ve tersliyen bir tonda ‘Ne istiyorsun?’diye söylendi.Se yeon’un gülümsemesi daha da büyümüştü.’Hiç.Sadece onu hala bulamadığından emin olmak istedim.Artık onu bırakıp bana bakmaya başlamanın vakti gelmedi mi?’Göz kırpıp Yixing’a doğru birkaç adım daha attı.Kız gerçektende Yixing’un ona sinir olduğunu anlıyamıyor muydu?Yoksa gerçekten de bu kızda utanma yok muydu?Yixing hızla yerinden kalkıp dinlenmek için bi süre odasına çekildi…

        ‘Hayır ben et yemek istiyorum.Unutma sözün vardı Luhan.’Ji hye Luhan'ı ikna etmek üzere olduğunu biliyordu.Gerçekten çok acıkmıştı.Ona birkaç yalvaran bakış daha attıktan  sonra amacına ulaşmayı başardı.

        Dükkandaki teyze onları karşıladıktan sonra yiyecekleri yavaşça getirmeye başlamıştı.Luhan özenle etleri ocağın üstüne yerleştirdi ve Ji hye’ye bakmaya başladı.5 yıldır bir an bile ayrılmamışlardı.Onun için dünyada ki en önemli insan olmuştu.Annesi arada dalgasına gelinimi de getir akşam yemeğe derdi.Luhan onu seviyordu evet.Hem dost hem de bir kadın olarak.Ona bunu söylemeyi defalarca düşünmüştü ama korkuyordu.Araları o kadar iyiydi ki,bozulmasından korkuyordu.Onu kaybetme korkusu uzun zamandır duygularını bastırmasına sebep olmuştu.

        Ji hye heyecanla etin pişmesini bekliyordu.Bu arada yanda ki masaya döndü.Öğrenci grubu olmalı diye düşündü.O kadar çok ses yapıyorlardı ki,onları uyarmayı düşündü.Ama sonra boş verip sadece yemeğine odaklandı.İlk posta pişmişti. Luhan etleri Ji hye’nin önüne yığdı.Başta hye surat asada afiyetle etlerini yemeye başladı.

        Yixing yemeğini yerken sorulan tüm soruları geçiştirmekle meşguldü.Se yeon’un da geleceğini bilseydi bu işi en başında kabul etmezdi.Elinden geldiğince çabuk yemeğini yedi.Kalkmaya çalışdıysa da Kyu zoruyla onu tekrar oturtmuştu.Yixing iyice gerilmişti,kendini lavaboya attı.

        ‘Tamam lavaboya bir uğramam lazım,sonra kalkalım olur mu?’Ji hye aklında yıllardır dönüp duran  şarkıyı mırıldanmaya başladı.Nerden,nasıl bildiğini bilmiyordu.Sadece kendini bildi bileli bu melodi kulaklarında çınlıyordu…

        Yixing yüzünü soğuk suyun altına tuttu.Daha fazla dayanamayacaktı.Kyu bunca zaman sonra artık onu tanımış olmalıydı.Onun için fazla baskı yapmayacaktı ve bu lanet ortamdan çekip gidecekti.

        Kendini dışarı atmaya çalışırken birinin mırıldandığını duydu.Melodiyi biliyordu,küçükken dinlediği bir parçadandı.Bu ona Min Ah’ı hatırlatmıştı.Hızla lavabodan çıktı ve birine çarptı.

        Ji hye acıyla inledi.Adam ona o kadar sert çarpmıştı ki,duvara çarptı.Kafasını kaldırdığında çocuğun ona baktığını gördü.Sadece öylece duruyordu.Kaba diye düşündü.Ona çarpanda,suçlu olanda çocuktu ama bi özür dileme nezaketinde bile bulanmamıştı.Kendini yavaşça toparlayıp ‘Özür dilemeyi ya da nezaket nedir bilmiyor musun?’diye çıkıştı çocuğa.

        Yixing anlamaz gözlerle kıza bakıyordu.Evet,kaba davrandığının farkındaydı ama onun aklında olan tek şey az önce duyduğu melodiydi.Ani bir hareketle kızın yüzünü ellerinin içine aldı,sağa sola döndürüp bakındı.Yüzünü iyice ona yaklaştırmıştı.Biraz daha bakındıktan sonra onu bıraktı ve ’İyisin.Ufak bi çarpışma için fazla söylenmedin mi?’Kızı arkasında bırakarak masasına doğru ilerledi.

        Ji hye neye uğradığını şaşırmıştı.Çocuk ne yapmaya çalışmıştı öyle.Yüzünü kendine yaklaştırınca kalp krizi geçireceğini sanmıştı.Ne demişti.Çok söylenmek mi?Ji hye sinirden yerinde duramıyordu.Hışımla çocuğun arkasından gitti.

        ‘Sen.Hey sinir çocuk.Sana diyorum baksana uyuz!’Yixing’un kızın kendine bağırdığını anlaması uzun sürmüştü.Sıkkın bir şekilde arkasını döndü.Kızın siniri gözlerinden okunuyordu.Bu görüntü Yixing’a çok komik gelmişti,gülmeden edemedi.’Ahh.Bir de gülüyor musun?! Yah.’Kız hışımla Yixing’a doğru yürümeye başladı.Kızı arkasından biri kendine doğru çekti.

        Ji hye kendini bi an Luhan’ın kollarında buldu.Yun endişeli gözlerle ona bakıyordu.Kafası karışmış olmalıydı ama hye kendine engel olamamıştı.Çocuğun davranışları onu çileden çıkarmıştı.’Luhan.’hye onun endişeli gözlerine baktı ve siniri bir anda sönüp gitmişti.Luhan onu elinden tutup çıkışa doğru sürükledi.Ji hye ona ititraz etmeden arkasından gitti.

        Yixing orda öylece kalmıştı.Ne yani bu kadar mıydı?Çocuk onu tutunca tüm siniri gitmiş miydi?Ne kadar basit ama diye düşündü Yixing.Kapı kapanınca arkalarından baktı.Kız çocuğun arkasından tek kelime etmeden gidiyordu,gözleri onun üzerindeydi.Ve ikisi de üzgün görünüyordu.Yixing nedenini anlamasa da kendini gerçekten de bir an suçlu hissetti.Bu uzun süredir tatmadığı bir duyguydu.Yıllardır çektiği özlemin yanına gelen bu duygu hoşuna gitmemişti…

        Uzun süre sessizce yürüdüler.Ji hye çocuğa daha da sinir olmuştu.Luhan'la arasını bozmuştu.Hızla Luhan'ın koluna girdi ve özür diledi.

        Luhan neden sinirlendiğini bile bilmiyordu.Aslında o an çocuğa içinden vurmak gelmişti,onu için hızla orda çıkmıştı.Koluna giren Ji hye’ye baktı ve kafasını ona yasladı.’Aptal sana kızgın değilim zaten.Ama ne olduğunu sormalı mıyım?’Hye biraz tereddüt ettikten sonra ‘Aslında bende emin değilim.Sadece kaba ve uyuzun tekiydi.’dedi.Sonra kafasını yana eğip’Bir daha et diye ısrar eeyeceğim,izcii sözü.’dedi ve Luhan'a sıcacık bir gülümsemeyle karşılık verdi.Luhan sadece gülerek cevap versede bu gülümsemeyle onu ne hala getirdiğini söyleyemiyordu bile…

Tüm gece kızın mırıldandığı melodi Yixing’un kafasının içinde dönüp durdu.Bir türlü hatırlayamıyordu.Sonra kız bir daha aklına geldi ve suçluluk duygusu.Yixing  yıllar önce bir çok duygusunu geri de bırakmıştı çünkü sarılabileceği tek duygu vardı o da Minah’a duyduğu özlem.Ama yıllar sonra gelen farklı duyu onu rahatsız etmişti.Kafasını dağıtmaya çalıştı ve yarın verecekleri  konseri düşündü.Üniversitedeydi.Belki de bu sefer doğru iz üzerindeydi,onu bulabilirdi.Bu düşünce onun sonunda uykuya dalmasına yardım etti. 

supernaturel~

Edit: Bu da çokkk eskiden yazılmış tamamlanmamış ama o yüzden bölümler geç gelebilir~

Sesimi Sana Ulaştırmak~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin