Yeni bir yıl , yeni sorunlar . Bunu yanında iyi şeyler de vardı tabii , ama şuanda önemli olan iyi şeyler değildi .
"Bir çok muggle yaralanmış , bir tanesi hayatını kaybetmiş . Oraya yardıma koşan iki büyücü de-" Diane elindeki gazeteyle boynuna hayali bir kesik atarken dilini de aynı anda dışarı çıkardı.
"Zaten tek yaptıkları bu değil mi ? Kim oldukları bile bilinmiyor , sadece 'bazı karanlık kişilerin bazı karanlık faaliyetler yürüttükleri' biliniyor. " Maddie bunu umursamaz bir ifadeyle söylemişti.
Hogwarts'a çıkan araba önlerine geldiğinde konuşmaları bir süreliğine kesildi . Sırayla görünmez yaratıklar tarafından çekilen arabaya bindiler , bunu Maddie onları görebildikten sonra öğrenmişlerdi , anlaşılan bu yaratıkları görebilmek bir ölüm görmüş olmayı gerektiriyordu . Araba Hogwarts'a doğru ilerlemeye başlarken Cass de konuşmaya katıldı .
"Ne olduğunu bilmemek sizi de delirtmiyor mu ? Yani orada birileri veya bir şeyler var ve bir sürü kişiyi öldürüyor , Muggle veya Büyücü , ayrım yapmıyor ve biz daha adını bilmiyoruz . "
"Çok uzun süreceğini zannetmiyorum. Bu kadar kişiyi öldürmeyi kafasına koymuş biri eğer özellikle seni sinir etmek için yapmıyorsa kesinlikle oadının duyulmasını istiyordur . " Maddie bunu söylerken umuramaz ifadesini korumaya çalışmıştı ama kaşları hafif çatılmış ve gözleri de biraz kısılmıştı . Dudaklarını da biribirine biraz fazla bastırmıştı , hem sinirli hem de kaygılı olduğunu düşündü Cass.
"Zaten sırf Cass gıcık olsun diye bu kadar insan öldürüyor bu 'karanlık güçler' değil mi ? Çünkü biz çok mükemmeliz .Çok da güçlüyüz . Yediremiyolar . Onu kast ettin dimi ? "
Diane bunu yüzüne zorlama bir sırıtış yerleştirerek söylemişti . "Gülün ama ! Gülsenize !"
Cass boş bakışlarını onun üzerine dikerken Maddie bakmaya bile tenezzül etmeden bakışlarını yola çevirdi. Diane ortamı neşelendirme çabalarının şu durumda işe yaramayacağını anlamıştı sanırım. Şuanda yüzündeki ifade de bize trip atıp bizi iyice çileden mi çıkarsa yoksa bizi teselli mi etse karar vermeye çalıştığını gösteriyordu . Bir kere daha çileden çıkmamıza katlanamayacağına karar vermiş olacak , arabanın diğer ucundan yüzünde tatlı bir ifadeyle bize doğru yaklaştı. " Bakın şekerlerim. Çok büyük sorunlarla boğuşuyoruz , farkındayım ama bu sorunlarla baş edebilmek için önce bu sorunların manevi açıdan sizi yenmesine engel olmalısı-" Cass hızla konuşmaya daldı. "Bunun için önce bu psikopatı , nedenlerini ve zayıflıklarını bilmem gerekir !" "Ama şuanda yapabileceğimiz bir şey yok , değil mi ? ayrıca durumun komikliğine de dikkat çekmek istiyorum. Genelde sık sık depresyona giren beni neşelendiren sizi ben neşelendiriyorum . Beni hani . Ben " Maddie sonunda kafasını çevirdi. "Bak burda haklısın işte." Bunu söylerken takındığı yüz ifadesini görünce Diane sırıtmaya başladı , Cass ise çoktan gülme krizine girmişti. Kısa bir süre boyunca süren bakışmaların ardından Maddie'nin de gülme krizine girmesiyle gerginlik biraz dağılmıştı.Oldukça gürültülü geçen bir günden sonra , Cass kendini Ravenclaw kulesinin kızlar yatakhanesindeki yatağına bırakmıştı. Yatakhanesini her zaman çok sevmişti. Gerçi ulaşmak için cehennemin dibine kadar merdiven çıkması gerekiyordu ama , gizlilik fikri hoşuna gidiyordu. Ortak salonlarının tavanında bulunan yıldızlı gökyüzü , yatakhanede yerini gündüzleri sıradan bir yıldız haritası , geceyse üzerindeki tüm yıldızların büyülü bir ışıkla parladığı bir tavana bırakıyordu. Cass'in yatağı kuledeki pencerelerden birinin hemen yanındaydı , yattığı yerden baktığında büyülü yıldızların ışığı gerçeklerininkiyle buluşuyor ve ortaya muhteşem bir manzara çıkıyordu. Mavi ve bronz tonlarda döşenmiş yatakhane Cass'in okulda en sevdiği yerlerden biriydi. Bir diğeri de Ravenclaw ortak salonuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts Günlükleri
FanfictionCass'i olduğu kişi yapan şey sihirdi, sihir onun içindeydi. Onu olduğu kişi yapan başka şeyler de vardı ; arkadaşlığa , sevgiye , güvene ve umuda olan inancı. Ve de en önemlisi hayallere . İşte buradaydılar , umutlarını kaybetmemişlerdi ve sonunda...