KUTSAL İTTİFAK / BÖLÜM 4

940 128 39
                                    

Ana kıtadan çıkıp gelen misafirler bahtsız kral edwardın hem keyfini hem de uykularını kaçırmıştı.Antlaşmanın maddeleri oldukça ağırdı ve pek de yenilir yutulur cinsten değildi.Kraliyet olarak mecburiyetten dolayı liberal ekonomiye geçtiklerinden artık kraliyete ait pek mülk de kalmamıştı.

Kral uykusuz gecelerden birinde soluğu kraliyetin ana kabul salonunda almıştı.Altında zümrüt taşlı boxerı üstünde felicia Mey imzalı altın işlemeli atleti ,kafasında tacıyla oldukça metroseksüel duruyordu.Uykusu kaçtığı için kendisi uyanıkken başbakanı lord Alisterın fosur fosur kıçını devirerek yatmasına gönlü razı olmamış ve huzuruna çağırtmıştı.

Yarı uyanık yarı uykulu halde kralın karşısına çıkan Başbakan Alister emeklilik günlerini iple çekiyordu.

" Ekselansları beni emretmiş."

" Nerde o tüyü bozuklar?"

" Kendilerine tahsis ettiğimiz odanın ortasına kurdukları çadırda uyuyorlar. Kapalı yerde kalma korkuları olduğu için çadır kurup orda yatmak istediler."

Bahtsız kral edward düşünceli bir şekilde eli çenesinde başbakana  bakıyordu.

" Keşke dünyaya bahtsız kral edward olarak geleceğime tahtsız kral edward olarak geleydim.Böylesi daha hayırlı olurdu.İngilterenin en kötü dönemi de piyangodan bana çıktı."

Başbakan lord Alister  hiç birşey demeden  küçük emrah gibi öylece boynunu bükmüştü.

" Berdellik gelinler yetmedi bir de elin kızılderilileri çöreklendi saraya.Biz bunları nasıl def etcez buldun mu bir hal çaresini?"

" Ellerinde dijitürkün sözleşmesi gibi kapı gibi antlaşmaları var.Hem de rahmetli dedeniz yarım göt edwardın mührü  de var.Antlaşmaya uymazsak bütün dünya devletlerine rezil oluruz.İtibarımız zedelenir.Hiç bir ticari antlaşmamıza güvenmezler.Güvenilirliğimiz yara alır."

" Tamam kes kes anladım.Sanki şimdi çok güveniyorlarmış gibi.Borç istiyoruz krallığın yarısını ipotek et diyorlar.Senin var mı bir çözümün?"

Başbakan Lord Alister inler gibi konuşmuştu.

" Tek çare berdel."

Duydukları yüzünden tansiyonu yükselen kral edward  ayağa kalkmak istediyse de bundan vazgeçti.Kraliyetin ısıtma giderleri yüzünden saray eskisi gibi ısınmıyordu.

"Berdel manyağı yaptınız beni.Töreleriniz batsın.Hadi ben kabul ettim bu manyaklara kimi berdel vericez.Sarayda gelinlik kız kalmadı.74. kızımı da Hackeltief kontuna gelin verdim."

" Kız vermemiz şart değil kontum oğlan verip kız da alabiliriz. 184. oğlunuz  Göller prensi James hala bekar.Ayrıca kankası  Gundalfield kontesi  Elizabeth de bekar.Bu ikisini berdellik damat ve gelin verebiliriz."

Çocuklarının çoğunu tanımayan kral edward bir süre düşünür gibi yapmıştı.Saraydan iki boğaz eksilse bile bunların yerine iki tane kızılderili boğaz gelicekti.

"Hem kızılderililerin akrabalığı bize güç verecek ekselansları."

" Nasıl yani?"

" Çoktandır söylemek istiyordum ama kızarsınız diye söyleyemedim.Amerika kıtasının genel valisi Sir Richard yine  vergi yerine 200 kasa portakal göndermiş.Washington portakalı."

Kral Edward sinirden kudurmak üzereydi.Son zamanlarda işlerin kesatlığından dert yanıp ödemeyi portakalla yapan vali işin suyunu çıkarmıştı.

" Mendebura bak dalga geçer gibi hala portakalla ödeme yapıyor.Bu herifi valilikten alıyorum."

" Ben de onu söylüyorum ekselansları.Alamıyoruz çünkü ordumuz yok.Vali kendine orada güçlü bir ordu kurmuş.Altın ,gümüş bol ama bunu göndermek yerine kendisine saray yapıp ordu kurmuş.Eğer kızılderililerle akraba olursak onları eğitip ordu kurabiliriz.Sonra da genel valinin tepesine bineriz."

" Altın ve gümüşler de direk buraya gelince bu yokluk günleri de biter."

Kral sanki altınlar ellerindeymiş gibi avuçlarının arasına bakıyordu.Gözlerinde garip pırıltılar uçuşuyordu.

" Aferin sana Lord Alister oldukça akıllıca bir fikir bulmuşsun.Burdan oraya asker göndermek büyük masraf ama burdan oraya silah gönderip bir de o kızılderililileri eğittik mi o genel vali olacak kerkenezi tam kalbinden vurduk demektir."

Kral bir süre daha düşündükten sonra aklına gelen olumsuz düşünceyle yüzünü ekşitti.

" Ya kabul etmezlerse.Ya oğlumla kontes berdel gitmeyi kabul etmeyip ayak diretirlerse."

" Siz kralsınız ekselansları sözünüz kanundur.Mutlaka emrinize uyacaklardır.Rahmetli dedeniz çeyrek porsiyon jamesin bir sözü vardı : dük düklüğünü çük çüklüğünü bilmeli derdi rahmetli."

Dedesinin sözünü ilk kez duyan kral edward başbakanın suratına anlamsızca bakıyordu.

" Her neyse planını tuttum.Bu berdele izin vereceğim.O genel valinin suyu ısınmıştı zaten.Adi herif her sene ne kadar kuru olmamış ekşi  portakal varsa  gönderip duruyordu.Saray halkı portakal suyu içmekten cır cır oldu."

" Evet kralım haddini bildirme zamanı geldi.Kimin tek adam olduğunu öğrenmeli.Ordumuzun olmadığını,  olanın da zayıf olduğunu bildiği için bize böyle davranıyordu teres.Rahmetli dedeniz  yarım boy Philipin çok güzel bir sözü vardı  :  Bir şatoya bir dük bir düşese bir çük yeter  derdi rahmetli."

 "Yeter be ne pis dedelerim varmış arkadaş .Ha bire düklü çüklü atasözleri bulup durmuşlar.Maşallah lakapları da pek güzel yarım göt edward çeyrek porsiyon james yarım boy philip .Hiç düzgün tam bir dedem yok. Milletin dedesi aslan yürekli Richard olur  kaplan bakışlı Thomas olur benim dedelerim anca çeyrek depo philip olur."

Başbakan cevap vermek yerine başını eğmekle yetinmişti.

" Varmı başka bir durum?"

" Saray ahalisi ingiliz tıbbının yavaş gelişiminden rahatsız ekselansları.Özellikle yeni doğanlara yapılan DNA testlerinin güvenilirliğini sorgulamaya başladılar. Pathfinder kontu Alvister yeni doğan 14.oğlununun kendisinden olduğundan şüpheli.Saray doktorları bebeğin kıçındaki benin aynı babasındaki gibi olduğunu söylese de ikna olmuş değil."

" Ne var bunda rahmetli babam da benim ondan olmadığımı düşünüyormuş.Ta ki saray doktoru koltuk altımdaki kılın tıpkı babamdaki  gibi kuzey yarım küreye dönük baktığını görene kadar.Gerçi içinde biraz şüphe kalmış ama ben 11 yaşında sakal traşına başlayınca beni bağrına basıp benden o zaman emin olmuştu rahmetli .Ne günlerdi be."

Başbakan da duygulanmıştı.Birkaç  kere gözlerini silmek zorunda kalmıştı.

" Göller prensi oğlumla kontes elizabethe durum haber verilsin.Yakın bir zamanda bu berdel işini halletmek ,atam yarım göt edwardın yediği boku temizlemek istiyorum.İngiliz sözü böyle havada kalmamalı.Bana da dönüşte demli bir  nescafe gönder.Şu üçü bir arada olanlardan.Şükür üçünü bir arada görmüşlüğümüz yok ya neyse."

" Emredersiniz ekselansları."

Başbakan Lord Alister saygıyla eğilerek huzurdan çekilirken Bahtsız kral Edward da amerika kıta valisinin defterini dürecek olmanın hazzını yaşıyordu.

KONTESİN AKLI DÜKÜNDE DÜKÜN AKLI ÇÜKÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin