Tek Umut -Tanıtım-

269 48 42
                                    

Büyük kar taneleri birer birer yere inerken montumun yakalarını çekiştirip boynuma giren soğuğu engellemeye çalıştım. Karın yağdığı zamanlar yılın en sessiz olduğu zamanlardı. Fakat bu sessizlik bu sefer rahat vermiyor, içime büyük bir huzursuzluğun yayılmasına sebep oluyordu. Bu güzel karlar, ilk defa beni korkutuyordu. Bu sonsuz sessizlik beni deli gibi korkutuyordu.

Yüzümde hissettiğim karlar beni kendime getirirken titrek bir nefes alıp ilerlemeye başladım. Gözlerimi etrafta gezdirerek yürürken kaldırıma oturmuş birini gördüm. Beyaz karları daha da belli eden simsiyah kıyafetleri vardı. Mezarlığın önünde oturması ise biraz önce bir ziyarette bulunduğunu gösteriyordu. 

Adımlarım ona yaklaştıkça vücudunun titrediğini görebiliyordum. Gözlerini sıkıca kapatmış, dudaklarını dişliyordu. Yanına yaklaştığımı fark edince gözlerini kaçırıp hızlıca sildi. Küçük adımlarla yanına yaklaşmaya devam edip yanına oturdum. Elimi omzuna koyduğumda hissettiğim kasılma, hala ağlamamak için kendini tuttuğunu gösteriyordu. Yeniden titrek bir nefes alıp omzunu sıvazladım. Böyle yapınca başını bana çevirmişti. Gözlerine baktım. Her saniye gözlerinin biraz daha dolduğunu görebiliyordum. En çaresiz anını yakalamış bu kıza ne diyeceğini bilmiyordu. 

Konuşmuyorduk. Sadece kar taneleri aramızdan uçuşuyordu. Gözlerinde gördüğüm o boşluk az çok her şeyi açıklamaya yetiyordu aslında. Boşluktaydı. Kaybetmişti. Duvarları kırılmış; aldığı titrek nefeslerin arkasında, boğazına takılan yumruyu biliyordum. İçinde bulunduğu çaresizliği tüm kalbimle hissediyordum. 

Burukça gülümseyip kollarımı açtım. Vereceği tepkiyi bilmeden, hiçbir şey düşünmeden. Önce açılan kollarıma, sonra gözlerime baktı bir süre. Gülümsememi yavaşça büyütüp kollarımı biraz daha açtım. Gözyaşlarını daha fazla tutamayacağını anladığında başımı omzuna yasladı. Kollarımı tedirgin hareketlerle dolayıp sırtını sıvazladım bir süre. Omzumun üzerinde hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi kapatıp saçlarını okşadım.

Bir süre, zamanın akışının nasıl olduğunu asla anlayamayacağım bir süre boyunca ağladı. Hiçbir şey demeden, yüzüme bakmadan sadece ağladı. Sakinleşmeye başladığını bile omzuna çarpan nefeslerinden anlıyordum. Sık ve kesik nefeslerin yerini, uzun ve sakinleşmiş nefesler almıştı. Kendine geldikten sonra doğrulup gözlerini sildi. Arkasını dönüp küçük bir adım attı. Bir süre bekledi... Ve yeniden adım atıp yoluna devam etti. Arkasından boş bakışlarla bakarken oturduğum yerden kalkamamıştım bile. Gözden kaybolana kadar arkasından izledim. 

O gün belirsiz bir karar vermiştim kendi kendime. Ben... Sanırım kendi huzursuzluğumun sebebini kollarımı açarak karşılamış ve hayatıma yeni bir renk katmıştım...

Tek Umut -LyRedy-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin