Babamın yüzünden New York a kadar gitmiştim. Ortak biriş için beraber çalıştığımız adamla buluşacaktım ama yarım saattir burada dikiliyordum. Sekreter kız bana imrenir gibi bakıyordu, geçen çalışanların da bakışlarını üzerimde hissediyordum. Yarım saat bu bakışlara katlanmak gerçekten sinirlerimi bozmuştu. Bu kadar aptal yerine konmanın yettiğini düşünerek yerimden sinirle kalktım. Bay Rodgers bu davranışından sonra şirketle iyi bir ilişki kuracağını düşünmese iyi olurdu.
Asansörle aşağıya indikten sonra çıkışa doğru yöneldim. Ben dışarıya çıkarken içeri giren genç adam şirkete göre tamamen zıt bir görüntü sergiliyordu. Hafif dağınık saçları, uzun boyu ve her kadının dikkatini çekebilecek bir görünüşü vardı. Benim bile dikkatimi çekmişti.
Bir adam tarafından ekilmenin verdiği sinirle kendimi bir teksiye attım ve alışveriş merkezine doğru ilerlemeye başladım.
Çok uzun süre kalmayacağımı düşünerek yanıma az kıyafet almıştım, süre uzarsa yeni alırdım. Kafa dağıtmaya uygun bir kıyafet getirmemıştim. Hemen güzel bir mağazaya girip gece için elbise aldım. Düşük omuzlu siyah sade bir elbiseydi ama asıl önemli olan onu taşımaktı tabiki. Çıkarken akşam buluşmak için Lara yı aradım. Benim kafamı en iyi o dağıtırdı.
Lara New York a benimle gelmişti. Kendisinin de birkaç işi olduğunu söylemişti ama asıl amacı beni yalnız bırakmamaktı. En son New York dan kötü anılarla ayrılmıştım ve dönünce de şirkette yurtdışı ilişkilerinin başına geçmiştim. Çok çalıştım. Çok çok çalıştım. Unutmak için...
Ben Ada. Başımın belasını bekliyorum...
Sevgili okuyucar eğer konuyu beğenirseniz hikayenin devamını en kısa zamanda paylaşmak istiyorum. Yorum ve Vote larınız için şimdiden teşekkürler
