88 8 1
                                    

Kimse seninle karşılaştırılamaz ama orada.. gece gördüğüm rüyalarda ki sen hariç....

Aynadaki yansımaya bakıyorum. Oldukça iyi giyinimliyim. Hah!

Sarı saçlarımdaki minik tokalar sayesinde yapılmış olan topuz, gözlerimin üstündeki kahverengi toz zerrecikleri, dudağımda da pembe bir ruj izi.. Anlaşılan makyaj yapan kişi beyaz tenimi pudra ile kapatmamaya karar vermiş. Oysaki ben... ben bunların kızı değilim. En son pembe ruj sürdüğümde akıl hastanesindeki ilk günümdü. Sonra.. sonra o asidin içine düştüğümden beri ten rengim oldukça beyazdı. Öncesinde de koyu bir ten rengine sahip olmasam da o asitten sonraki bu beyazlık aşırıydı.. Oldukça.

Gözüm üzerimdeki kıyafetlere kaydığında rahatlıyorum. Bu tam benlik bir elbise. Puding'in saçları gibi yeşil harika. Onu hatırladığımda gülümsüyorum.

Onu çok özledim.

Aynada kendimle göz göze geldiğimde gözlerimin dolduğunu hissediyorum. En azından öldü ve bu dünyadan kurtuldu diye düşünüp gülümsüyorum. Ardından bu gülümseme bir kahkaha ya dönüyor. Kahkahadan dolayı kısılan gözlerimden bir damla yaş düştüğünü hissediyorum. Ardından ikinci ve üçüncü.. Gözyaşları birbirini takip ederken ben hâlâ öylece kahkaha atıyorum. O öldü ve kurtuldu oysa sen hâlâ bir tımarhanenin içinde tıkalı kalmış vaziyettesin diye hatırlatmaya çalışıyorum kendime. Ama nafile...

Kabul edemiyorum onun ölmüş olabileceğini.. Bu onun yaptığı bir şaka gibi.. Sadece kendisinin güldüğü...

Kahkahalarım ellerimi yüzüme kapatmam ile duyulmuyor artık. Bir süre sonra ben de bırakıyorum kahkaha atmayı. Bu şaka değil.. Bu sefer başka.. Çok başka...

Hıçkırarak ağlamaya devam ederken benim ağlamamı bastıran bir ağlama sesi duyuyorum. Gözlerimi sertçe sildikten sonra aynaya döndüğümde makyajın hiç bozulmadığını aksine daha da parlak bir şekilde durduğunu görünce kafam karışıyor. Ne olduğunu anlamaya çalışırken gelen ağlama sesine bakmak için arkamı döndüğümde gördüğüm tek şey büyük ve oldukça güzel bir zevkle döşenmiş salon. Sesin geldiği yöne doğru ilerlediğimde süslü bir beşikle karşılaşıyorum. İçindeki küçük bebek ağlamayı kesip dik dik bana bakmaya başlıyor ve bir süre sonra gülümseyip ellerini bana uzatıyor. Şaşkınlıkla olduğum yerde siniyorum. Ben daha önce hiç bebek tutmadım ki.

Bir süre sonra benden beklediği tepkiyi alamadığından olsa gerek dudaklarını büzmeye başlayınca istemeden de olsa kucağıma almak zorunda kalıyorum. Oldukça tuhaf bir şekilde tutmaya devam ederken arkamdan birinin adımı seslenmesiyle arkama döndüğümde kucağımda duran bebeği düşürmediğime şaşırıyorum. Aslında şaşırmam oldukça saçma çünkü kucağımdaki bebek beni minik kollarıyla sarmış durumda.

O kucağındaki en fazla 4 yaşında olabilecek kızı bırakınca yanıma geliyor ve kucağımdaki bebeği alıp öpüyor. Ardından sevimli bir sesle "Benim minik meleğim uyanmış bakıyorum da.." diyor. Oldukça normal gözüküyor üzerinde ona oldukça yakışan bir takım var. Zaten o ne giyse yakışır orası ayrı tabii. Saçları.. onlar yeşil değil kahvenin en mükemmel tonu, ten rengi buğdayı andırırken gözlerinde her zaman olan o siyahlık yok. Onun yerine yeşilin kahverengi ile harmanlanmasının en mükemmel sonucu olan ela gözleri kucağına aldığı bebekle bana dönüyor. O her haliyle o kadar mükemmel ki.

Onlara bakmaya son vermek zorunda kalıyorum çünkü birşey eteğimi çekiştiriyor. Başımı aşağıya çevirdiğimde az önce onun yanında olan kızı görüyorum. Herşey o kadar karmaşık geliyor ki. Kızın konuşması ile kafam daha da karışıyor. Benden birşey istiyor; onu kucağıma almamı. Ama hayır sorun burada değil. Sorun bunu isterken bana anne demesinde. Kaşlarım iyice çatışırken küçük kız onu kucağıma almadığımı öne sürerek ağlamaya başlıyor ve benden uzaklaşıyor.

Benim normal gözüken puding'im ise o minik kızın yanına gidiyor kızın ağlamasını durdurup onu ikna ediyor. Kullandığı kelimeleri tam olarak anlamasamda ona benim kafamın karışık olduğunu ve benim bilerek onu üzmeyeceğimi anlatıyor. Küçük kız bir süre sonra ikna olmuş olsa gerek onun elinden tutarak arada da burnunu çekerek yanıma geliyor.

Manzara o kadar güzel ki. Evet ben puding'imi bu şekilde sevmemiştim. Ben onun deli haline aşıktım ama bu tablo.. hiç sahip olamayacağım bu tablo o kadar güzel ki.

O an anlıyorum rüya olduğunu. Gözlerim dolsa da ağlamamaya karar veriyorum ve hızlıca onların yanına gidiyorum. Pudding benim geldiğini görünce bebeği koltuğa bırakıyor. Hızlıca ona sarılıyorum. O verdiğim kararı tutamayıp ağlamaya başlıyorum. O kadar gerçekçi ki. Kokusu bile aynı. O kahkaha atıp beni kendi etrafında döndürürken minik kız da aynı onun gibi gülerek bizi alkışlıyor.

Bunun sonu olan bir rüya olduğunu bildiğim için hiç ayrılmadan sarılmaya devam ediyorum. Sanki ayrıldığım an bu rüya bitecek ve ben onun olmadığı bir dünyaya tıkalı kalacağım. O kadar sıkıyorum ki boğulacağını söyleyerek gülüyor. Ben de bir yandan gülerken diğer yandan deli gibi ağlıyorum.

Görüntü yavaşça bulanıklaşmaya başladığında gülümsemem yüzümde soluyor ve hıçkırıklarım artıyor. Onlardan giderek uzaklaştığımı hissediyorum bağırıyorum çığlık atıyorum ama beni duymuyorlar. Aynı şekilde ben yokmuşum gibi eğlenmelerine devam ediyorlar.

Bir boşluktan düşmüş gibi sıçrayarak uyanıyorum yerimden. Uykumu açan şeyin gardiyanın elindeki plastik çubuğla demirlere vurması sonucu çıkan ses olduğunu anladığımda onu parçalamak ve etlerini kendi ellerimi koparmak istiyorum. Ama nafile.

Bileğimden zincirliyim onun dışında ise üç adet ayrı ayrı zindan var etrafımda. Tam konuşmaya başlayacağım sırada demirlerin etrafındaki turunu kapının önünde tamamladığını belirtircesine duruyor. Anahtarlığı çıkartıp kapıyı açtığında şaşkınlıktan olduğum yerde kalıyorum. Evet az önce adamı diri diri kesmek istedim ama ben dışarı çıkmak istemiyorum ki. Puding olmadan ne yapabilirim ki ben dışarıda?

Adam bütün kilitleri açıp kaskı çıkardığında şoktan çıkıp sıkıca sarıldım ona. Şu an sarıldığım kişi pudingden başkası değildi. Benim puding'im ölmemişti. Onun da bana sarılmasıyla gerçek olduğunu anladım. Bu sefer rüya değildi. Bu sefer gerçekti..

"Let's go home.."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sweet dreams HONEY |Jarley Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin