Karşımda kanlar içinde yatan seni görmemle beynimden vurulmuşa dönmüştüm adeta.
Kıpırdamıyordun.
Ölmüş olma ihtimalini aklımdan bile geçirmek istemiyordum.Korkuyordum Yoongi.
Canının acıyor oluşu, ağlamam için yeterli bir sebepti. Ve gözyaşlarım çoktan yuvalarını terk etmişti bile.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Elim ayağım birbirine dolaşmıştı.Yanına gelen insanların görüş açıma girmesiyle seni görmem gittikçe zorlaşıyordu.
Kendime geldiğim an hızla yanına koşmuş, dizlerimin üzerine çökerek sana sıkıca sarılmıştım.
'Öyle bakmayı kesin ve ambulansı arayın.' diye bağırdığımda sonunda birisi aramayı akıl edebilmişti.
Bir süre sonra gözlerim kararmaya başlamıştı ve benim son duyduğum ses ambulansın siren sesleriydi.
~
Uyandığımda beyazlarla dolu bir odadaydım.
Biraz sonra gelen hemşireyle hastane odasında olduğumu anlamam uzun sürmemişti.
Peki sen neredeydin?
Ölmüş müydün yani?
Her şey bu kadar mıydı?
Hızla ayağa kalkmama kolumdaki serum engel olmuştu.
Hemen iğneyi çıkartıp beni durdurmaya çalışan hemşireye aldırmadan seni aramaya başladım.
Oda oda dolanıyor ama hiçbir yerde seni bulamıyordum.
En son girdiğim odada seni görmemle büyük bir rahatlama yayılmıştı vücuduma.
İyi görünüyordun.
Sana sarılmaya geldiğimde bana biçimli kaşlarını çatarak baktın Yoongi.
Beni iterek kısık bir sesle konuştun,
'Sen kimsin?'
Ve o an, ölmek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drunken Heart // WenGa
Short Story"Adam kadının omzuna yaslanıp sevdiği kadın için ağladı.. Kadın ise sevdiği adamla birlikte ağladı."