Poliner çok sevimli, kâhküllü ve şirin, nar çiçeği bir elbisesi olan küçük bir kızdı. Ebru şaşkın bir şekilde, kibarca "Elbette." diyerek ona oturması için köşedeki koltuğu işaret etti. Poliner şöyle başladı:
-Ben Taşlar diyarından Poliner. Peki senin adın ne?
-Benim adım Ebru.
Poliner devam etti:
-Her şeyi sana baştan sona anlatacağım. Ama önce odana gelme nedenimi anlatayım. Birkaç gün önce sizin yaşam alanınıza geldim. Kendimi birkaç gün koruyabilmek için küçük, eski bir klübeye birkaç günlüğüne yerleştim. Bulduğum bu klübe denize çok yakındı. Bir sabah hava almak için deniz kenarında yürürken elimdeki renkli ve özel taşlardan bazıları suya dökülünce telaşla onlara ulaşmaya çalıştım. Ama dalgalar onları ileriye doğru sürüklemeye başladılar. Bu durumda tek şansım suya atlamak ve taşları aramaktı. Ben de öyle yaptım. Ama elimdeki diğer taşları ne yapabilirdim? Onları da kumsalın kenarına bıraktım. Daha sonra sudaki taşları Bulduğum için sevinçle sudan çıktım ama kumsalın kenarına bıraktığım taşları koyduğum yerde göremeyince sevincim son buldu. Ama daha sonra diğer taşların işaretleriyle senin odana geldim. Annene renkli taşları sorduğumda kızımın taş koleksiyonu var eğer ilgisini çektiyse koleksiyonuna koymuş olabilir dedi. Öyle mi? Renkli ve güzel taşlara rastladın mı?
Ebru:
-Evet evet! Benim de ilgimi çektiler ve beni çok şaşırttılar. Ayrıca şu an yatağımın üstündeler, dedi.
Ebru, Poliner'a taşlarla yaşadıklarını anlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Taşlar
FantasyEbru kumsalda renkli, özel taşlar buldu. Bulduğu taşların Taş diyarında yaşayan Poliner'e ait olduğunu öğreniyor. Ve taşları taşırken biri düşüyor. Bu nedenle Taş kralları Poliner'ı taşa dönüştürüyor. Bakalım Poliner kurtulabilecek mi? Ebru ne yapac...