Hoca devam etti zavallı köpeği bile kullanmışlar eziyet etmişler seni korkutmak için yada o esnada işleri vardı bekçilik etmiş evinin önünde. Ayrıca karmaşık olan bi kabile sendekini alıp seni öldürmek isterken başka bir kabile seni koruyor dedi. Yahu kim neyi almaya çalışıyor kim beni koruyor. Arkadaş görünmez korumada ilk defa duydum dedim içimden. Ama acayip olan bu kadar istedikleri şey ne dedi hoca. Oğlum dedi bi şey mi saklıyorsun. Suat abiye döndüm yok hocam gerçekten bende hiç bi şey yok dedim. Suat abi Nihat iyi düşün kardeşim esrarengiz bi şeyin var mı dedi. Abi valla yok olsa söylemem mi dedim. Hoca peki oğlum ailende dini bütün namazında niyazında biri varmı peki dedi hoca. Valla hocam ben namaz kılmıyorum çoğu zaman cumalara dahi gitmiyorum ne yalan söyleyeyim. Abim babam ve halamda kılmazlar. Sadece nenem kılar dedim. Annen peki dedi. Ben küçükken ölmüş dedim. Nasıl öldüğünü sordu bende trafik kazasında dedim. Hoca peki başka yaşayan yada ölen akraban varmıydı dedi. Dedem vardı hocam ha hatta ilmi baya kuvvetliymiş ben 3 yaşındayken vefat etmiş. Tam anlamıyla nenem ve babam hatırlar dedemi. Babam baya ilginç şeyler anlatırdı dedemle alakalı ama nenemde hep sustururdu korkutma çocukları derdi. Ne gibi dedi hoca. Valla hocam ne bileyim, mesela bi keresinde babam, deden ölürken odadaki herkesten tek tek helallik istedi ardından odanın boş bi tarafına bakıp sizde helal edin dostlarım dedi ardından tebessüm edip salavatını getirdikten sonra vefat etti dedi diye anlattım. Hoca biraz durduktan sonra kuvvetli ihtimal deden ama nenende olabilir demesiyle Suat abi benden önce davrandı ne olabilir dedi. Hoca aradıkları şeyi sana miras bırakan nenen olsaydı onu sıkıştırırlardı ama dedende öldüğünde sana bi şey bırakamayacak kadar çok küçüktün. Her ne verdiyse nenene vermiştir ve saklaması yada kullanması için seni uygun görmüştür dedi. Off ya dede doğru düzgün namaz kılmayan bi adama ne bıraktın sen dedim bide kemiğe gelmişlerdir diye kendimi avutuyordum geldikleri şey belli aslında yok kemiğe, ekmeğe, vişne suyuna gelirler yok ayakları ters yok gözlerinden lazer çıkarıyorlar bunlar şehir efsanesiymiş meğer. Keşke bu şekilde bilmeye devam etseydim lan. Hoca korkmayın halledecez inşallah dedi. Sonra odadaki kardeşine seslendi kardeşi gelince onu komşulara yolladı. Bize burdan ayrılmayın odaya geçiyorum dedi. Suat abi hocam odada napacan dedi. Hoca bu meselenin aslı nedir bi öğrenelim diyip içeri geçti. Suat abiyle birbirimize bakakaldık. Lan bu ne iş dedim neyi nasıl öğrenecek . Benle Suat abi oturduk bekliyoruz. İçerden hoca arapça dua etmeye başladı ben anlamıyordum Suat abide biraz anlar gibiydi. Sonra sesler kesildi hoca bi susuyor bi konuşuyordu ama kısık bi ses tonuyla konuştuğu için anlaşılmıyordu. Sanki duysam anlayacamda. O sırada gergin bir şekilde bekliyorduk. Dakikalarca sustuk. Susup yere bakmaktan başka bir şey yapmadık.Hoca konuşmaya devam ediyordu hatta bi ara içerden bi gürültü koptu yere bi şeyler düştü. Ben tam kalkıp hocam iyimisin diye bakacaktım ki Suat abi Nihat otur yerine hoca bi yere ayrılmayın dedi. Bende çaresiz oturdum. Ben böyle bi işkence yaşamamıştım. Beklemek mahvediyordu insanı. Aradan bir saat civarı bi zaman geçti hoca çıktı. Yüzünden düşen bin parça. Oturdu gözleri dolmuş bana bakıyordu. Ben konuşamadım bile. Suat abi hocam ne oldu dedi ardından öyle bi yutkundu ki hocayı öyle gördükten sonra büsbütün korkmuştu Suat abide. Hoca olayın aslını anlatmaya başladı. Evlatlarım biraz önce meseleyi anlamak için davette bulundum ve iki kabileden birer elçi geldi (kabile isimlerini değiştirmek zorundayım nedeni lütfen bende kalsın) Berzah kabilesi illet bir kabiledir arkalarındada denizlerin şahı dedikleri ….. cini vardır. Bu kabile bi kitabın peşinde bu kitabı bi cin alim yazmış ve cinler aleminden kim bu kitabı ele geçirirse mutlak bir güce kavuşacak istediği tüm cinleri ve insanları etkisine alacak kudrette bi bigiye sahip kitap. Başka bir kabile olan huteyn kabileside bu kitabın bulunmasını istemiyor çünkü berzah kabilesiyle düşmanlar hatta aralarında bi anlaşma yapmışlar anlaşma şartlarından biride bu kitabın peşine kimsenin düşmemesi yönünde zaten önceden bu iki kabile arasında kan davası varmış. Fakat sonra ne olduysa anlaşma bozuluyor. Kitabı yazan cin yaptığı hatanın farkına varıyor ve kitabı çok büyük bir alime ve kitabı saklayabilecek tek dostuna veriyor. Yani senin dedene. Deden kitabı alıyor ve saklıyor ayrıca huteyn kabilesiyle anlaşma yapıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Cin Hikayesi
HorrorBu benim ilk hikayem arkadaşlar umarım beğenirsiniz.. İyi kötü bütün yorumlarınızı bekliyorum. İyi eğlenceler :))