Hafif çiseleyen yağmuru tenimde hissediyordum. Hayatımın en berbat gününü yaşadığım rastgele attığım adımlarım , sağa sola salladığım kırmızı ellerim ve boş bir şekilde yerleri izleyen gözlerimden anlaşılıyordu.
Arkamdan çalınan klakson sesiyle sıçradım , ıslanmış saçlarımdan damlayan yağmur suları sırtımdan aşağı süzülmüş . Rimelim gözlerimi yakmaya başlayacak derecede akmıştı . Hiç bir şey umurumda değildi çünkü o gitti ve arkasında bıraktığı tek şey noel gecesi hediye ettiği bir buket papatya.
Üzerinden yaklaşık iki sene geçmişti ama ben her gün onun hayata gözlerini yumduğu geceye uyanıyordum sanki. Evet bir yılbaşı gecesi bırakıp gitmişti beni. Bu koca şehirde artık bir başımaydım. Ev onsuz çok sessiz ve yaşlı kedimiz Alex artık daha da hırçındı. Hepsiyle tek basıma basa çıkmak çok zor geliyordu artık.
Eşyalarını vermeye hala kıyamıyordum hatta bazı geceler ona doğum gününde aldığım üzerinde striptizci bir kızın resmi olan kazağa sarılıp yatıyordum. Unutması çok zor gerçekten. Hayat arkadaşım, üç yıllık sevgilim artık yoktu ve ben artık papatyaları sevmiyordum.
Kendimi sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi hissediyorum. Ama bir şeyden çok eminim ki Kayer bazı geceler beni ziyarete gelip uyurken baş ucumda saçlarımla oynuyor. Ellerini saçlarımın arasında gezerken hissediyor gibiyim. Biliyorum bunu bir arkadaşım ya da ailemden birisiyle paylaşsam bana delik muamelesi yaparlar ama gerçekten ben onun varlığına hala inanıyorum. Bu sabah işe geç kaldım her sabah çalan saatim bu sabah çalmadı ve ben varlığına inandığım sevgilim tarafından kaldırıldım.
Biliyorum sizde bana deli muamelesi yapacaksınız ama gerçekten bu sabah bana mutfaktan gelen 'Isabel işe geç kalacaksın hayatım, artık kalkman gerek' cümlesiyle yataktan nasıl fırladığımı bilmeden kalktım ve mutfak bomboştu. Belki de bu bana beynimin oynadığı bir oyundu.
İşe gidene kadar sadece o sesi düşünüyordum işe gittiğimde ise en yakın arkadaşım olan Spike ile bunu paylaşmayı düşündüm ama onu kendime inandırmanın hiç bir yolu yoktu. Bende o yüzden bunu kendime sakladım.
Sekiz saatim dolmuş ve evin yolunu tutmuştum. Her seferinde o an aklıma geliyor ve intihar isteğim daha da çok artıyordu. O gece arabayla almıştı beni , ilk defa arkadaşlarımızın olmadığı bir noel gecesi heyecanıyla en güzel elbisemi giyip , elimden gelen en güzel makyajı yapmıştım. Annemin hediyesi olan parfümümü bolca sıkmış ve parlak toz pembe ayakkabılarımı giymiştim.
İşte hayatımı değiştiren geceye o arabaya binerken merhaba dedim. Arabaya bindim , en sevdiğim siyah dar pantolonunu , buğday tenine yapışan beyaz gömleğini , taba rengi keçe montunu ve siyah botlarını giymişti. İlk günkü kadar heyecanlı bir şekilde boynuna sarıldım.
''Merhaba bebeğim , prenses gibi gözüküyorsun '' dedi ve bir buket papatyayı ellerime tutuşturdu.
''Bunlar senin için , benden çok seviyorsun sanki gözlerin parladı sevgilim'' dedi ve kahkaha attı suratımda anlamsız bir ifadeyle tebessüm etmişim.
Sonra akşam yemeği yemek için seçtiği, şehrin en özel restaurantına gittik ve gül yaprakları dolu masamıza oturduk. Yemekler eşliğinde gelen şampanyalarımızı yudumlarken saat 12'ye gelmişti bile. 10'dan geriye doğru bağıra bağıra saymıştık ve sonra havai fişeklerin muazzam renk cümbüşünü izledik.
Bir anda yere çöküp bana evlenme teklifi etti ve sözlerine şu cümlelerle devam etti
'Yeni yılda sen ve çocuklarımızın olduğu evimizde artık çok güzel bir aile olacağız'..
Tanrım üç yıldır bu anı bekliyordum cümlesini bitirmeden;
'Eveeettt' diye çığlık atmıştım bile.
Ben hemen kız arkadaşlarımı arayıp onları çatlatırcasına bu haberi verirken Kayer'de karlı yollarda araba kullanıyordu saat sabahın dördüydü ve artık evimize gidiyorduk. Alkolün verdiği ereksiyonla onunla sevişmek için sabırsızlanıyordum. Arabada öpüşmeye başlamıştık bile ve karşıdan gelen kamyonu ne Kayer ne de ben fark edememiştik.
Bir anda direksiyonu kırmaya çalıştı ve başarısız oldu. Benim koltuğumun airbagi açılmıştı ama Kayer benim kadar şanslı değildi ve ben bunu soğuyan bedenine değdiğimde farketmiştim. İnanması güç olan bu sonuca tepki veremiyordum . Arabadan sürünerek çıktım , bacağım arka tarafından yarılmış ve sanırım sol elimin yüzük parmağı çıkmıştı. Hiç birşey hissedemiyordum sadece Kayer'in darbe almış suratına bakıyordum .
Arabadan kurtulduğumda direk onun tarafına koştum , soğuk bedenini sarsarak
''Kayerr !! Kayer !! Lütfen bebeğim , lütfen bebeğim şimdi değil ne olur beni bırakma. Lütfen tanrım şimdi alma onu benden '' diye çığlıklar atıyordum.
Ağzına kulağımı dayadığımda nefesini hissetmiyordum. Ben Kayerle ilgilenirken etrafımıza doluşan insanlar çoktan ambulansı aramıştı ve siren sesiyle çığlıklarımı kestim.
Ambulanstan hızlıca inen yardım ekibi Kayer'i tehlikesiz bir şekilde arabanın altından çıkartarak ambulansa götürdüler. Beni de bir sedyeye koymak isteyen ekibe karşı saldırganlığım yüzünden verdikleri sakinleştiriciyle bayılmışım .
İşte o kötü gecenin sabahına uyandım , hastahanede kolumda serum ve sargı beziyle sarılmış bacağım. Aklıma ilk gelen şey öldüğüne inandığım adam , Kayerdi. Tekrar bağırmaya başladım.
''Hemşireee !!! Kayer nerdeee ?! Kayeeer!! ''
Koşarak gelen hemşire sakin olmamın gerektiğini ve Kayerin yoğun bakımda olduğunu söyledi.
Gözlerimden hızlıca akan yaşlarla birlikte doğruldum ve ;
'Lütfen , lütfen bana onun iyi olacağını söyleyin . Size yalvarırım ne kadar isterseniz bulacağım yeter ki onu iyileştirin.'' dedim.
Hemşire üzgün bir ifadeyle önce yere ve sonra ağlamaktan kızarmış gözlerime baktı ve tek kelime etmeden odadan çıktı.
Arabamın önünde atlayan köpeği görmemle bir anda kendime geldim yol boyunca bunları düşünmekten eve varmıştım çoktan.
Eve girdim ve kendime bol köpüklü bir kahve yapıp Kayer'le film izlediğimiz koltuğa oturdum. Artık bu koltuğu görmek istemiyordum. Gerçi ssadece koltuğu değil evde ki hiçbir eşyayı görmek istemiyordum evde ki bütün eşyaları Kayer'le birlikte almıştık yeni taşındığımızda. Artık hepsi bana onu hatırlatıyor. Sanırım sıcak bir duş alıp uyusam iyi olacak sabah şirkette önemli bir toplantım var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
o'ɴυɴ ι̇çιɴdeĸι ѕeɴ..
Paranormal#troynhack Ben Isabel , çevremdekilerin şizofreni olarak adlandırdığı ama yaşadıklarını kimseye inandıramayan bir kaçık. Onu duyuyor hissediyor ve görüyorum. Tekrar aşık oldum ; Farklı bir vücut ve aynı ruha...