Ertesi sabah uyanıp elimi yüzümü yıkadım bir şeyler atıştırtırken kapı çaldı. Sherlock kapıyı açtı gelen Walterdı. Walter Sherlock'a yardıma ihtiyacı olduğunu ve bir davanın içinden çıkamadığını söyledi. Sherlock Walterdan davayı anlatmasını istedi ve Walter anlatmaya başladı:
-Çok zengin bir iş adamı daha öldü Sherlock. Yatak odasında evin hizmetlilerinden biriyle yatarken ikisi de bir çok kez bıçaklanarak öldürülmüş. Yatak odası adeta kan golü gibi. Cinayet silahı bayonet tarzı bir bıçak cinayetin olduğu odada hemen yatağın yanındaki çalar saatin önünde hem de. Bıçağın üzerinde adamın karısının parmak izleri var. Son olarak cinayet gece 01.00 sularında işlenmiş.
-O zaman git de adamın karısını tutukla Walter bunun için neden bana geldin ?
-Ah onu atladım sanırım, adamın karısı da öldü Sherlock dün gece cinayetten bir saat sonra evinden çok uzakta bir kenar mahallede bir arabanın önüne atlamış otopsi sonucu ise kanında uyuşturucu madde bulundu.Normalde bunlar kadını suçlu bulmak için yeterli olurdu fakat kadını bizzat tanıyorum. Yardım kampanyalarına gizlice yardımda bulunur ve kimseyi incitemezdi. Üniversitede beraber okumuştuk bir keresinde sokakta bir kedi üşüyor diye ağlamıştı Sherlock onun yapmış olabileceğini düşünmüyorum.
-İnsanlar değişir Walter. Belki senin iyi niyetli üniversite arkadaşın da insanı hırsları yüzünden bir canavara dönüşmüştür.
-Sherlock benim için bu davaya bakar mısın? Ben farklı bir şey çıkacağını düşünüyorum
-Davaya bakacağım Walter. Yalnız bunu senin için yapmayacağım. Işlediği cinayet sonrası suçluluk duygusuna kapılan hiçbir zengin evinden bir saat uzaklaşıp. Bir arabanın önüne atlayarak intihar etmez. Yüksekten atlar, hap içer, kafasına sıkar ama bi arabanın önüne atlamaz. Bayonet ise daha çok askerlerin kullandığı bir bıçak tipi neden böyle bir şey satın alma ihtiyacı duysun ki ?Bir an duraksadı Walter'ı kapıya kadar itekledi sonra hoşçakal Walter diyerek kapıyı yüzüne kapadı. Ona dava hakkında ne düşündüğünü sordum. "Bıçak onun olamaz çok anlamsız geçmişinde askerlik eğitimi almış bir ajan ya da bıçaklara düşkün bir insan olması gerekir. Hatta bıçaklara çok düşkün olması gerekir çünkü kocasıyla evin hizmetçisini basıp onları öldürme kararı aldığında bıçak yanında olması gerekir. Ya da belki bıçak kocasınındır. Cinayet mahalline gidelim Watson giyin." dedi ve apartopar çıktık evden.
Londranin sokakları ilk kez o zaman gözüme bu kadar çarpıcı gelmişti. Daha önce bir çok ülkede bulunmuş Afganistanda doktorluk yapmıştım. Bir an iki yeri kıyaslayınca arasında çağlar var gibi hissettim. Bi süre nedenlerini düşündüm. Tanıdığım epey zengin insan vardı peki bu insanlar paralarını eften püften şeyler yerine gerçekten insanlar için harcıyor olsaydı, yine ülkeler arası bu kadar çağ farkı olur muydu ? Para ve mevki hırslarımız yüzünden biz insanlar birbirimizi aç bırakıyoruz. Hatta öldürüyoruz diye düşünürken Sherlock taksiye durmasını söyledi. Walter'ın bize yolladığı adrese gelmiştik. Sherlock olay yeri incelemeye bıçağın üzerinde ev sahibi adamın parmak izleri olup olmadığını sordu. Henüz incelemediklerini bıçağı kanıt torbasına attıklarını ve bakacaklarini bir saat kadar beklememizi söylediler. Bu süre zarfında yakınlardaki bir kahve dükkanına gittik birer kahve içtik. Yani ben içtim Sherlock kahvesi soğuyana kadar düşündü. Daha sonra bir saat oldu diyerek kalktı ve hızlıca raporu almaya gittik.
Sonuç olumsuzdu. Bicakta ev sahibine ait hiçbir parmak izi olmamasına rağmen karısının parmak izi vardı.
Sherlock kahve içerken zaten her koşulda ne yapması gerektiğini planlamış olacak ki. Walter'ın eski arkadaşı Bayan Merhum'un(Ölü) telefonunu istedi ve son konuştuğu kişilere baktı. Üniversitede yaptığı yardım kuruluşlarına gizliden yardım etmeye devam ediyor ara sıra kocasıyla konuşuyor, çok nadiren mesajlaşmayı tercih ediyor ve 2-3 günde bir psikologa gidiyordu. Walter'ı arayarak hangi psikolaga gittiğini departmandakilerden rica ederek öğrenmesini söyledi. Walter Sherlock'un dediğini yaptı ve adresi bize yolladı.
Yarım saat kadar sonra oradaydık. Psikolog uzun, narin ve kızıla çalan saçlarıyla güzel bir kadındı. Fakat bu Sherlock'un dikkatini hiç çekmiyor olacak ki kadın bizi içeriye buyur bile etmeden merhumla ilgili sorular sormaya başladı hem de kapının önünde.
-Dün gece hastalarınızdan birisi vefat etti haberini almış mıydınız?
-E-Evet ama siz kimsiniz ?
-İyilik sever bir İngiliz vatandaşı size onun hakkında bir kaç soru sorabilir miyim?
-Üzgünüm hastalarimla olanlar hastalarimla aramda kalır. Ayrıca her kapımı çalana hastalarımdan bahsedemem.
-Ama bu sıradan bir hasta değil bir kaç aydır aksi hareketleriyle dikkat çeken öncesinde ise oldukça neşeli mutlu görünen hatta son zamanlarda intihar edebileceğini düşündüğünüz bir hasta.
-Hayır o asla intihar etmezdi. Son zamanlarda bir çeşit bunalımdaydı ama kesinlikle intihar edecek kadar değil. O hayattan ümidini asla kesmezdi. Gerçekten çok temiz ve farklı bir insandı ama siz bunca şeyi nerden biliyorsunuz ?
-Bilmiyordum hanfendi sadece şanslı bir tahmin yaptım. Sayenizde artık biliyorum. Hoşçakalın.Arkamızı dönüp giderken kadın afallamış olacak ki "Bi bi bidakika" derken Sherlock döndü ve "Merak etmeyin verdiğiniz bilgiler sayesinde ruhu huzura kavuşacak !" diye bağırdı.
O aksam gizlice cinayetin yaşandığı eve gittik. Evin diğer hizmetlisi eşyalarını toplamış ayrılıyordu evden, muhtemelen yeni bir iş bulma umuduyla, sol elinde bir valiz sağ elinde ise ,valize sığmamış olacak ki, yarı saydam bir poşet içerisinde ise geniş kalın ve büyük tabanlı bir bot taşıyordu. Sherlock fısıldayarak "İşte Watson ! Katilimiz gidiyor." dedi. Walter'ı arayıp yerimizi söyledi daha sonra hizmetçi kadının yanına gidip "Sizi alması için bir taksi çağırdım hanimefendi. Gideceğinizde yer umarım uzun kalırsınız. Çünkü bir gecede üç kişiyi öldürmek herkesin yapabileceği bir şey değil doğrusu." dedi kadın korku dolu gözlerle Sherlocka baktı. "Neden bahsettiğinizi bilmiyorum bayım" dedi. Sherlock da "İzin verin anlatiyim o halde, ev sahibiniz sizinle birlikte oluyordu ve sizi boş vaatlerle kandırıyordu bir süre buna gerçekten inandınız çünkü hep çekici bir kadındınız ta ki onu bir başkasıyla yatakta görüp yasak aşkınızın aslında yalandan ibaret olduğunu anlayana kadar. Eski kocanız ,kendisini savaşta kaybettiniz, öldüğünde ondan geriye kalan tek şey olan bıçağını ,bir de botlari var tabi, yanınızdan ayirmiyordunuz. O anki sinirle ikisini de bıçaklayarak öldürdünüz. Daha sonra hapse gireceğinizi anladınız ve düşünmeye başladınız. Ve aklınıza harika bir plan geldi. Evin hanımı evde yoktu gelmesini beklediniz o gelince ise arkadan ona saldırıp bir tür kimyasalla bayilttiniz daha sonra onu cinayet mahalline taşıyıp bıçağın her yerine onun parmak izinin geçmesini sağladınız. Kıyafetleri de olay yerindeki kanla uyuşuyordu bu yüzden kimse bir başkasından suphelenmicekti. Fakat tam evden çıkarken evin hanımı ayildı ve sizi gördü. Eğer çıkıp gitseydiniz polisler sizi de bulup sorgulayacaktı. Öldürseydiniz bu sefer üç kişiyi öldürmüş olacak ve kesinlikle bu işten paçayı kurtaramayacaktınız. Siz de zaten son zamanlarda çok sıkıntılı dönemler geçirdiğini ve psikolojisinin bozuk olduğunu bildiğiniz kadına, kocanız öldüğünde acınızı bastırmak için kullandığınız uyusturuculardan az bir miktar verip, onu manipüle edene kadar cinayeti kendisinin işlediğini tekrar ettiniz. Kadıncağız buna inandı. Ama hesaplayamadığınız bir şey oldu. Sizden evden çıktıktan sonra o da çıktı. Ve sokaklarda gezmeye başladı uyuşturucu etkisiyle ne yaptığını bilmiyordu en sonunda bir arabanın önüne atladı ve oracıkta can verdi."
Kadın şaşkınlıktan ne yapacağını bilemiyordu. Polisler ise Sherlock konuşurken çoktan gelmişti. Sesini çıkaramadan kendisini almak için gelen polislerle birlikte gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sherlock Holmes
FanfictionAdına en çok kitap yazılan dedektif Sherlock Holmes den esinlenerek yazacağım hikayeler Not: Hikayeler Watson'ın ağzından anlatılacak Dipnot: İlk hikayem