Ayrılık Süreci

852 20 2
                                    

Anıl'la buluşacaktık. Hızla giyindim ve taksiye atladım.

Buluşacağımız kafeye geldim. Kapıdan girdiğim anda ilk dikkatimi çeken kumral, dağılmış saçlarıydı. Yüzüne vuran güneş ışıyla ela gözleri yeşile dönmüştü.

Hızla yanına gidip arkasından, boynuna sarıldım. Yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. Gülümsedi ve boynuna sardığım elimi okşadı. Karşısına geçip oturdum.

Garson siparişlerimizi getirdi. Kahvesini avcuna sıkı sıkı bastırdı. Dudaklarını kemiriyor, parmaklarıyla oynuyordu. Tıpkı kötü bir şey yapıp da söyleyemeyen çocuklar gibi. Uzanıp elinin üzerine elimi koyuyorum, destek vermek istercesine. Kafasını kaldırıp yüzüme bakıyor. ''Söyle hadi.'' diyorum.

Sonrasında olacakları bilmeden.

"Ben.." diye başlıyor. Sanki boğazında bir şey varmışcasına yutkunarak elini çekiyor elimden.

"Ben ayrılmak istiyorum."

Önce cevap veremiyorum. Beynim uyuşmuş gibi. Hiç, bir anda kap karanlık bir boşluğa düştüğünüzü hissettiniz mi? Koskaca evrende yapayalnız kaldınızı.. Sizi temin ederim iğrenç bir duygu.

Dolmaya başlayan gözlerimi yok etmek istercesine başımı sallayıp yutkunuyorum. Zor da olsa kekeleyerek soruyorum "N-neden?"

Neden? Çünkü Duygu sürtüğü haricinde her şeyimiz muhteşemdi.

Ayrılalı iki yıl olmasına rağmen hala Anıl'ın peşinde.Her fırsatta benimle uğraşır.

Neyse..

Gözlerini kaçırıp "Başka biri var." diyor Anıl.

"Başka biri var, başka biri var" beynimin içinde defalarca tekrarlanıyor bu söz.. Bu sefer göz yaşlarımı saklama gereği duymadan ayağa kalkıyorum.

"Başka biri mi var? Ne diyorsun sen lanet herif? Ben senin için ölürken, geçmiş karşıma rahat rahat bitti mi diyorsun sen?" Kafedekilerin bakışlarına aldırmadan sesimi daha da yükseltiyorum.

"Keşke umut vermeseydin bana, keşke bağlanmadan çekip gitseydin. Keşke seni sevmeme izin vermeseydin. Senden nefret ediyorum bile diyemiyorum, lanet olsun! Bir insan bu kadar severken nasıl nefret eder ki zaten? Senden son isteğim; çıkma karşıma, beni gördüğünde yolunu değiştir. Mutlu günlerimizi düşünme bile! Tüm hatıralarımızı sil! Onları kirletme!"

Son kez yüzüne bakıp koşarak çıkıyorum kafeden. Hıçkırarak ağlarken bir yandan da eve doğru koşuyorum, insanların bakışlarını aldırmadan.

Eve hızla giriyorum.Birkaç denemeden sonra titreyen ellerimle kapıyı açıp içeri atıyorum kendimi.Kapının arkasına yaslanarak çöküyorum. Daha çok ağlamaya başlıyorum.Yukarıdan koşarak gelen abim aşağı iniyor. Yanıma gelip kollarını bedenime dolayıp "Ne oldu bitanem? Anlat hadi?" diyor. Zorda olsa "Bitti." diyorum, "Ayrıldık." Beni kucaklayıp odama çıkartıyor. Yatağıma bırakıyor. Küçükken her ağladığımda yaptığı gibi yanıma uzanıp sarılıyor bana. Bende kafamı yaslayıp daha çok sokuluyorum abime. Babamın ve annemin yokluğundaki tek kurtarıcıma..

Güvendiğim, her zaman sığınabileceğim, her fırtınıda beni koruyabilecek tek kişiye.

Nefes Bile AlmadanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin