Her şey senin için..

149 10 1
                                    

Duygu mu? Yok canım. Yok yok değildir. Anıl o kadar düşmez değil mi?

Yavaşça kafamı kaldırıp gelene baktım.

Duygu "Sevgilim seni çok özledim. " diyip sarıldı. Dolan gözlerime aldırmadan yavaşça kalkıp Anıl'a döndüm.

"Ben sorumun cevabını aldım bu kadarı yeterli benim için! "

Anıl'ın utanan bakışları altında eve doğru yürümeye başladım. Önünden geçtiğim barı görünce bu halde eve gidemeyeceğimi anladım. Bara girip barmenden sert bir şeyler istedim.

"Hayırdır güzelim? Bu saatte sana biraz ağır gelmez mi? "

"Kes sesini, ver şu içkiyi! "

Barmen omuz silkip yoğun, sarımsı sıvıyla dolu bardağı önüme bıraktı. Sanırım dördüncü bardaktan sonra barmenle konuşmaya karar verdim. Elimdeki yarısı içilmiş bardakla oynarken anlatmaya başladım.

                                                               &     &     &

"Ne yani bir sürtük için seni mi bıraktı? Hemcinslerimin bu kadar gerizekalı olmasına şaşırıyorum doğrusu! " Sayamadığım onlarca bardaktan sonra konuşmam da değişmeye başlamıştı.

" Bende anlaamıorum Keremm! Seviorum çogk diip duruodu! Piç Anıl! Aaa Anıl! Valla Anıl! Kereem

bağk Anıl geliyo. Buraya geliyo! "

Yanıma gelip oturduğunda Kerem göz kırpıp diğer müşterilerle ilgilenmeye başladı. 

"Nedennn.. Neden burdasın Anııl? "Anıl konuşmamdan ne kadar çok içtiğimi anlamış olacak ki bana sorma gereği bile duymadı.

"Hadi Nefes, çok içmişsin gidelim artık."

"Ne gidicem bee! "

Nasıl bağırdıysam, bu gürültüde bile insanlar dönüp bize baktı. Anıl da zorluk çıkaracağımı anlayıp , hiçbir şey söylemeden beni kaldırmaya çalıştı. Ben kendimi geri çektikçe Anıl'da kaldırmaya çalışıyordu. Biraz fazla gürültü çıkardığımız için bir adam yanımıza gelip Anıl'ı benden uzaklaştırdı.

"Kız istemiyor demek ki bıraksana! Gel güzelim ben sana yardımcı olurum. Çıkalım istersen burdan? Çok gürültülü bur - Ah! "

Adamın cümlesinin tamamlayamamasının nedeni gözüne yediği yumruktu. Ne yumruğu mu? Tabiki Anıl öküzünün yumruğu!

Ne ara adam yere yığıldı, biz dışarı çıktık ve Anıl'ın yazlığına geldik hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim Anıl'ın kollarında olduğum. Huzurun tanımı bu olsa gerek.

"Nefes, neden bu kadar çok içtin?"

Cevap vermek istiyorum, doğruları söylemek. Ama beynimin hala çalışan mantıklı yanı, yarına hiçbir şey hatırlayamayacağını, Anıl'ınsa bu konuşmanın her kelimesini hatırlayacağını haykırıyor.

Tam yalan söyleyecekken saçlarımda hissettiğim parmaklarıyla her şey kayboluyor. Eski günlerdeki gibi..

Sevgiliyken hep böyle olurdu. Ben Anıl'ın omzuna başımı yaslardım, o da çok kırılganmışım gibi, dokunmaya kıyamazmış gibi saçlarımı okşardı. Ne kadar özlemişim! Sarhoşluğun etkisiyle fısıldadım.

"Senin yüzündenn.." Anıl şaşırmamış gibi saçlarımdaki elini oynatmaya devam etti. 

"Benim yüzünden kendine zarar verme Nefes! "

"Bana en büyük zararı sen verdin Anıll.. Neden terkettin ki beni?" Kollarını çekip karşıma geçti. Gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.

"Nefes.. Nefesim! Ben her şeyi senin için yaptım!" Cevap vermediğimi görünce konuşmaya devam etti.

"Nasıl olsa bunların hiçbirini yarın hatırlamıyacaksın. Sana gerçekleri anlatıp içimdeki yükü birazda olsa azaltmış olurum, en azından."

Anıl iki eliyle yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Senin için senden vazgeçtim ben! Duygu sana zarar verecekti. Ondan koruyabilmek için ayrıldım. Ama yine de uzak kalamadım senden! Bak buradayım, yanındayım yine. Her ne kadar yarın hatırlamayacak olsan da, en azından birkaç saat kokunu içime çekebileceğim."

"Sen yanımdayken ben herşeyin üstesinden gelebilirdim. Ama sen beni bırakıp onun yanına gittin. Bunu nasıl kaldırabilirim söyler misin? Sen.. Herşeyi silip, beni geride bırakarak gittin."

Daha fazla göz yaşlarımı tutamadım. Ağlayarak onun omzuna vurdum, o ise beni sımsıkı tutup bana sarılmayı tercih etti.

Anıl başımı dizlerinin üstüne koydu her zaman yaptığı gibi. Böyle zamanlarda, güzel anılarımızı sanki bir masalmış gibi anlatırdı. Ama şimdi hiçbir söz etmeden birbirimize öylece bakıyoruz..

"Kelebek kadar ömrümüz var

Sevmek lazım, hemen başlayalım

Kaybedecek daha neyimiz var

Aşk için ne gerekiyorsa hepsi bende var

Nefes bile almadan

Nefes bile almadan

Nefes bile almadan.."

Derin bir nefes alıp bende söylemeye başladım.

"Seviyorum seni.."

Seslerimizin bu kadar yakıştığını bile unutmuşum. Sanki o benim bir parçamdı.

Sanki benim puzzlemın eksik parçası..

Gülümseyen gözlerinden cesaret alıp, şarkıyı devam ettirdim.

"Sarmaşıklar gibi sardın kalbimi

Değiştirdin kanımı koydun zehrini

Örümcek gibi ördün zihnimi

Düşündükçe daha çok isterim seni

Nefes bile almadan 

Nefes bile almadan 

Nefes bile almadan" 

 "Seviyorum seni.."

Ellerini saçlarımın arasında gezdirdi.

Sanki dalgalar bize eşlik eder gibi kayalara çarpıyordu.

 "İçimde dolaşan alkol gibi

Sana gitgide sarhoş oluyorum

Ruhumu kaybetmiş gibi

Sadece senin için yaşıyorum

Nefes bile almadan"

"Seviyorum seni.."

Son kelimeler ağzımdan dökülürken gözlerim kapanmaya başlamıştı.

Nefes Bile AlmadanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin