SUCKS DAY

172 20 14
                                    

Sabah olduğunda kendimi daha dinlenmiş hissediyordum.Her zamankinden biraz daha erken kalkmıştım.Karnımdan gelen sesleri duyabiliyordu.Mutfağa gidip biraz atıştırdım.Annem evde yoktur ve Toby kesin uyuyordur.Televizyonu açıp biraz zaman öldürdüm.Ve aklıma her nedense Devin saçmalığı geldi.

Laptop'umu açıp bloğuna bakmak istedim.Ama sonra vazgeçtim.Sadece birkaç dakikalık saçma bir olay için bunu yapmaya gerek yoktu.

Saat 10'a geldiğinde çantamı alıp okula doğru yürümeye başladım.Hava bugün gerçekten harikaydı sanırım okula gitmek en son yapılması gereken şeydi.Okula geldiğimde herkes bir yere toplanmış bağırışıyordu.Merak edip baktığımda 2.sınıftan Tyga ve şu yeni gelen çocuk kavga ediyorlardı.Tyga çocuğun suratına yumruk atınca kalabalık daha fazla coşuyordu.Gözlerimi devirerek tarih sınıfına doğru yürürken karşıma Devin çıktı.

'Hey ! ' dedi elleri her zamanki gibi cebindeydi.

Karşılık olarak bende 'hey' dedim.

'Bak dün için gerçekten üzgünüm 'dedi.

Ne alay mı ediyor yoksa gerçekten mi ? 

Tuhaf tuhaf bakmayı bıraktım ve 'sorun değil,zaten önüne bakmayan bendim' dedim.

Bu sefer gülerek başını aşağıya indirdi.'Dün öyle demiyordun ' dedi keyiflenerek.;

Hemen burdan gitmek için saatime baktım ve 'Aslında,tarih dersine yetişmeliyim'dedim aceleyle.

'Ama daha adını bile bilmeme izin vermiyorsun 'dedi kaşlarını kaldırarak.

Gözlerimle yüzünü süzdüm ve 'Emma ' dedim.

'Pekala sonra görüşürüz Emma dedi ve gitti.Arkadan baktığımda çoktan gitmişti bile.

Sınıfa girdiğimde Bayan Rose çoktan derse başlamıştı.

'Üzgünüm' diyerek içeri girdim.

O da bişey yokmul gibi devam etti.Ne harika ! 

Konu Antik Çağ'dı.Ve birkaç kişi sunum yaptı.Ders tam anlamıyla işkenceydi.Ders nihayetinde bittiğinde hava almak için bahçeye indim.

Gates elinde birkaç kitapla bana doğru konuşuyordu.Yanıma oturarak sırıtmaya başladı.

'Ne var ' dedim tuhaf tuhaf bakarak.

'Devin haa ' dedi gülerek . Kocaman ağızıyla beni ürkütüyordu.

'Ne saçmalıyorsun yine Gates ' dedim gözlerimi devirerek.

Uzaklara bakarak saçının önünü düzeltti ve ' Hiçbir şey ' dedi .

'İyi ' dedim ellerimi birleştirerek.

Biraz zaman geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladı.'Ondan mı hoşlanıyorsun,yani ? ' 

'Kimden ? ' dedim  dudağımı büzerek.

'Devin,Devin Cross.'

Hiddetle Gates'e dönerek saçımı kulağımın arkasın attım. ' Devin mi ? Gates aptallaşma,ondan ve koca egosundan hoşlanan da kim ? ' dedim.

Gates dudağını yalayarak sustu.Bir kaç dakika sonra zil çaldı.İlk kalkan o oldu ve arkasından ' Gates,üzgünüm ! ' dedim.

Arkasını dönmeden ' Önemli değil ' dedi.

Okul şimdiden  işkenceye dönüşmüştü bile . Fizik,Fransızca ve Geometri derslerine de bitti ve artık eve gitme zamanıydı.Çantamı düzelltikten sonra eve doğru yürümeye başladım.Arkadan hızla araba geliyordu. Korkuyla ' Siktir ' diye bağırarak kaldırama çıktım.Bir kaç saniye sonra araba arka arkaya geldi.Ve camı açıldı.Tanrım yine mi Devin ? ' Seni korkutmak istememiştim ' diyerek güldü. 

Gözlerimi devirerek omzumdan düşen çantamı tekrar taktım ve yürümeye başladım.Devin ise arabayla yavaşca yanımda ilerliyordu.

'Emmaydı değil mi ? ' dedi alaylı bir tavırla.

Kafamı çevirerek gözlerimle onu süzdüm ve cevap vermedim.

'Hadi ama , seninle konuşmama izin ver ' dedi gülerek.

Onu anlayamıyorum.Kocaman iğrenç bir egosu var ve herşeyi yapabileceğini sanıyor.Ona  gittikçe sinir olmaya başladım.

Biraz daha sessizce yürümeye devam edince ' Tanrım ' diye iç çekerek arabayı daha hızlı sürmeye başladı ve birkaç dakikada gözden kayboldu.

Ondan kurtulduğuma seviniyorum.Ama sanki cevap vermek daha mı doğru olurdu? Bu kadar hızlı gitmesi biraz tuhaf mıydı ? 

BORING OR FUNNYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin