Gece Güneşi

Anılar~

İlk beş bölümde biraz sıkılabilirsiniz fakat asıl olaya geçmeden Victoria ve David arasındaki ilişkiyi size anlatmaya çabalıyorum.Uzun sancılı saatlerin ardından bunlar çıktı umarım beğenirsiniz :))

2 yıl önce ...

Bana küçük bir servete mal olan küçük beyaz paketi cebime koyup ; bulunduğum sokaktan biraz

daha aydınlık ve bas gücüyle titreyen duvarları olan sokağa girdiğimde vücudumdaki

Titreme biraz daha artmıştı. Bara girdim ve gözlerimi oturma alanlarında gezdirdim. Kazan bu akşam insan kaynıyordu. Hemen bara yöneldim. Bu akşam Steven benimle değildi o yüzden işim biraz zor olacaktı.Kendimi nasıl sınırlayacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.Kontrolümü kaybedip aşırı dozdan öbür dünyayı boylayabilirdim.Barmene doğru dönüp :

"Bi bira lütfen." dedim.Aşırı doz korkumdan dolayı eroinin etkisi azaltmak için paketi sakince cebimden çıkarıp biranın içine boşalttım. Kafam yine de güzelleşicekti ama dediğim gibi etkisini azaltıcaktı.Son tozlarıda şişeye boşaltıp paketi yere attım. Ellerimdeki titreme gözle görülür bir biçimde artmıştı. Daha fazla tepki çekmemek için birayı sağ elime alıyordumki kolumu saran güçlü bir elle irkildim. Öyleki şişeyi yere düşürüp içinde daha tatmaya zaman bulamadığım uyuştrucumda yeri boylamıştı.Sinirle kafamı kaldırdığımda bir çift mavi göz beni içine çekmeye başladı. Bu kadar sinirli olmasam adamı yakışıklı bile bulabilirdim.

"Sen ne yaptığını sanıyosun lanet olasıca!"

Bi kaç kafanın bize doğru döndüğünü hissetmiştim ama bu, mekandaki insan sayısına bakılırsa ciddi bi rakam değildi.Ben sinirden köpürürken Bay Pahalı-Takım bana gayet sakin şekilde bakıyordu.

"Kurtardığımı."

Kurtarmak mı ? Yaptığı tek şey her şeyi mahvetmekti.Bunu onada söyliyeceğim sırada beni daha da sıkı tutup çıkışa doğru yürümeye başladı. Karşı koyabildiğim kadar koydum fakat çelikten yapılmış gibiydi ve uyuşturucuya olan ihtiyacım beni güçsüz bırakıyordu. En nihayetinde dışarıya çıktığında

beni yumuşak olmayacak bir şekilde bıraktı.Sirkeledi demek daha doğru olabilirdi.Karşıma geçip duvara yaslandığında beni yeni yeni fark ediyormuş gibi süzmeye başladı. Yaptığı şeyden ötürü o kadar şaşırmıştım ki -bu tip yerlerde insanlar böyle davranmazdı- ağzımı bir açıp bir kapatıyordum. Konuşmaya , sesimi bulmaya çalışıyordum.

"Bunu kendine neden yapıyorsun?"

"Pardon??"

"Kendine neden böyle zarar veriyorsun?Gençsi--"

"Özür dilerim ama sen kim olduğunu sanıyorsunda karşıma geçmiş bu soruları soruyorsun?Kim olduğumu ya da ne yaşadığım hakkında bi fikrin var mı ?! Karşımda durup ahkam kesmek çok kolay olmalı." Ellerim ve vücudum hem sinirden hem de uyuşturucunun eksikliğinden deli gibi titriyordu.Ellerimdeki titremeyi azaltabilirmişim gibi yumruk haline getirip ona baktım.

"Hayır aslında değil. Seni ya da senin gibi birisini bu şekilde görmek bana gerçekten acı veriyor." Tam ağzımı açmıştım ki beni yoksayıp konuşmasına devam etti.

"Nasıl bi durumda olduğundan haberin var mı ? O lanet şeye olan bu ihtiyacın seni nereye götürüceğini sanıyorsun? Bu gidişle en fazla bir ya da iki yıl dayanabileceksin.Sonrasında ucuz bir motel odasında odayı temizlemek için gelen hizmetli tarafından yerde ölü bir şekilde bulunucaksın."