Bu sabah uyandığımda içimde kötü bir his vardı. Niye bilmiyorum kendimi garip hissediyordum. Güçlükle ayağa kalkıp yüzümü yıkamaya gittim. Aynada simsiyah olan öfke dolu gözlerimle karşılaştım. Bazen kendimden korkuyorum yapabileceklerimden daha doğrusu. kendime "Bu ben miyim ?" diye soruyorum. Dolabımın kapağını açıp siyah pantolonumu üzerineyse beyaz kazağımı giydim o bana annemden kalan tek hatıra. Tekrar aynaya yönelip simsiyah saçlarımı özenle tarayıp kapıya geçtim spor ayakkabılarımı giyip çantamı alıp okulun yolunu tuttum. Çantam herzaman ki gibi kitaplarla doluydu bilgiye önem veririm toplum cahil hemde fazlasıyla yaşamayı dahi hak etmiyorlar. Okulum evime fazla uzak değil çevremde oldukça sevilen birisiyim etrafımdakiler ben kadar zeki değil insanlarla nasıl konuşacaklarını nasıl davranacaklarını bilmedikleri için yalnız kalıp benim yanımda takılıyorlar buda benim işime yarıyor ! Lise 4. Sınıf öğrencisiyim okulu bitirip psikolog olmayı düşünüyorum psikolojiyi severim insanların neler hissettiğini kolay anlayabiliyorum coşku , heyecan , aşk evet aşk ah aşk ne kadar sikik bir duygu insanlar kalplerinin beyinlerine hükmetmesine izin verip birilerine aşık (!) oluyorlar sonra acı çekiyorlar ne kadar ironik değil mi ?
Neyse sonunda okula varabildim sınıfa girip kendi sırama oturdum ders daha başlamamıştı sınıftakiler çocuk gibi birbirlerine şakalar yapıp gülüyorlardı bunun neresi komik ? Hatta bir çocuk var ki her zaman böbürlenir kendini bir bok sanar ! Ondan nefret ediyorum ve sürekli tartışıyoruz. Bir önceki tartışmamızda kendisini rezil etmiştim okulun önünde o günün akşamında beni sıkıştırıp intikam almaya çalışmıştı onu orda bir güzel dövdüm tekrar başarısız olmuştu. Unutmayın ki aptallar intikam alır zekiler umursamaz. Hoca sınıfa girmiş ve ders başlamıştı bize dönem ödevi vermişti herkes "Evrenin zamansa! bir başlangıcı var mıdır?" bu soruyu cevaplayacaktı
Ve notunu alacaktı pek zor gibi gelmiyordu üzerine düşmem gerektiğini düşünüyorum. O sırada ahmet "hocam evren yan sınıfta hahaha" diyerek bir tepkide bulundu ve ilginçtir ki sınıf buna güldü bazen bu çocukların İQ'ları ayakkabı numaralarından küçük olduğunu düşünüyorum. Bende anında atılarak söylediğinin komik olduğunu mu düşünüyorsun ? Dedim ve bir sessizlik oldu hoca derse devam etti. Ders bitene kadar bana çok dik bakıyordu Ahmet , bense biraz sert bakıp kafamı çevirdim öz güvenimin en belirgin işareti karşımdakinin gözlerinin içine bakmam olabilir. Kimileri buna "avcı bakışı" diyor ve görünüşe göre sosyopatların çoğu böyle bakıyor. Bir noktaya bakmak düşmanca görülebilir, bu yüzden hayvanat bahçelerinde ziyaretçiler gorillere uzun uzun bakmamaları için uyarılır, hayvanların bunu saldırganlık olarak algılayabilecekleri söylenir. İnsanların çoğu da böyle düşünüyor olmalı, aksi halde karşılıklı uzun uzun bakışarak meydan okuma bu kadar tedirgin edici olmazdı. Sosyopatlar farklıdır. Bizler bakışmaktan rahatsız olmayız. Gözlerimizi kaçırmamamız çoğunlukla aşırı güven, saldırganlık, baştan çıkarma yada tepeden bakma olarak yorumlanır. Bu çoğunlukla insanların dengesini bozar ama daha çok onlarda tedirginlik içerici bir hayranlık hissi uyandırır...
Ders bitince Ahmet üzerime doğru geldi ve "Sen bana neden sürekli bulaşıyorsun lan !" diyerek iktirdi sanırsam eceline susamış sinir kapasitemi test ediyordu sana burdan siktir olup gitmen için 1 dakika veriyorum yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim dedim ve üzerine sınıftan "oooo" gibisinden bir tepki geldi ciddi mi ? En son İlk okulda kalmıştı bu çocuklar hayret "Ne yapabileceksin" diyerek beni itip kalkmaya başladı. Güdülerime engel olamayıp çenesine doğru bir yumruk savurdum biraz sersemlemişti tekrar üzerime gelip bana bir yumruk attı elmacık kemiğime oturmuştu tam biraz acıdı iyice öfkelenmiştim kafasına yapışıp ayağına vurdum yere düşmüştü hızımı alamayıp
Kafasını yerdeki sert mermere vurmaya başladım çevremdekiler bizi ayırmaya çalışıyordu ki sonunda başardılar yoksa onu öldürecektim ! Kafası yarılmıştı sanırım kan akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Sosyopat
General FictionAdeta beyin yakan bir kurguyla birlikte tamamen heyecanlı gizemli bir hikaye. Babek 18 yaşında çocuk yaşta babasının şiddetine maruz kalmış bir genç. Uzun soluklu sürükleyici bir hikaye fakat ufak kardeşlerimizin okumasını istemeyiz bolca şiddet , k...