''Bunu bana bırak!'' Loki kendinden emin bir şekilde gülümseyerek, Hemimdall'a yaklaştı. ''Sevgili Hemimdall-''
''Yeterince kalın giyinmemişsiniz.''
Loki bir anda dondu kaldı. ''Anlamadım.''
''Beni kandırabileceğinizi mi sandınız?''
''Yalnışın var. Biz-''
''YETER!'' Thor, Loki'yi sabırsızca yarıda kesti. ''Heimdall, geçebilir miyiz?'' Nyctophilia, Thor'un bu haline göz devirmeden edemedi.
''Şimdiye kadar hiçbir düşman gözümden kaçmamıştır. Bunun nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum.'' Heimdall sakin bir şekilde cevap verdi.
''Öyleyse biz dönene kadar hiç kimseye nereye gittiğimizi söyleme! Anlaşıldı mı?''
''Ne oldu? Tatlı dilin işe yaramadı mı?'' Volstagg küçümseyerek Loki'ye baktı.
''En azından senin aksine dilini sadece yemek yemek için kullanmıyor, değil mi?'' Nyctophilia gülümseyerek Thor'un arkasından gitti.
''Sizi uyarıyorum! Bu diyarın bekçisi olarak verdiğim yemine bağlı kalacağım. Dönüşünüz Asgard'ı tehlikeye atacak olursa, Bifrost kapalı kalacak ve Jotunheim'ın soğuk düzlüklerinde ölüme birakılacaksınız!''
''Köprüyü bizim için açık bırakamaz mısın?'' Volstagg omuzlarını silkerek sordu.
''Köprüyü açık bırakmak, Bifrost'un tüm gücünü serbest bırakmış olur ve siz üzerindeyken Jotunheim'ı yok eder.''
''Bugün ölmeye hiç niyetim yok!'' Thor gülümseyerek araya girdi.
''Hangimizin oturupta böyle bir plan yaptığını düşünüyorsun, çok sevgili abicim?'' Nyctophilia alaycı bir tavırla sordu. Loki kız kardeşinin elinden tuttuktan sonra Bifrost'tan geçiş yaptı.
''Burda olmamalıydık!'' Hogun gözlerini kısarak çevresini inceledi.
''Gidelim!''
''Nerdeler?'' Sif, Jotunheim'ın viraneleri arasında gezerken sordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
