Bill'in ağzından: (Bill'in burnundan ddkdk)
Beni gördüğünden olsa gerek aşırı derecede korkmuş ve gözleri dolmuş bu tatlı surata bakmaya devam ettim. O kadar çok korkmuştu ki yarım saatten beri suratıma korkuyla bakıyordu ve artık sıkılmaya başlamıştım.. Oyuna başlamak istiyordum artık ama bu korkak çocuk buna engel oluyordu. Artık dilini yuttuğuna kanaat getirecektim.. Cidden dilini yutmuş olabilir miydi? bence olabilirdi. Elimi saçlarına götürdüm ve okşadım.. Bu hareketimden dolayı kendine gelmiş ve elimi ittirmişti..
-KİMSİN SEN!! BURADA NE İŞİN VAR! NİÇİN BURADASIN?
-Ben senin kabusunum Will ya da paralel evren versiyonlarıyız diyebilirim..
-P-paralel evren mi? NE SAÇMALIYORSUN SEN?!!
- Şşşt bağırma.. Arkadaşlarını uyandırmak istemeyiz demi? Ti hi hi hi
-BENİ KORKUTUYORSUN GİT BURADAN!
-Ahh çünkü amacım seni korkutmak seni aptal.. dedim bıkkın bir ses tonuyla. Cidden artık oyuna başlamak istiyordum.. Nasıl bir oyun olacağını bilmiyordum.. Eğlenceli mi yoksa sıkıcı mı? ben mi kazanacaktım yoksa o mu? Açıkçası bunlar beni ilgilendirmiyordu. Sadece ben kendi satranç oyunumdaki zarı atmıştım ve ondanda akıllıca bir hamle bekliyordum.. Yavaşça ona daha da yaklaştım ve o da korkuyla daha da geriye çekildi..
-Sadece bir oyun oynamak istiyorum. Kazanan veya kaybedenin tüm kaderinin değiştiği bir oyun.
-NE SAÇMALADIĞINI BİLMİYORUM VE UMURUMDA BİLE DEĞİL!! dedi bağırarak ve odaya doğru tıkırtılar yaklaştı ve ayrıca homurtulu bir kız sesi geldi.
-Ahh bir uyutmadın koca kafa. Senin derdin ne!? diye söylenerek yaklaşan tıkırtıları dinledim ve Will'e dönüp gülümsedim.
-Yine geleceğim.. :)
