Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Bir sağa bir sola baktım ve anladım ki burası bizim evdi. Nasıl gelmiş olabilirim ki buraya üstelik nerdeydin diye sorduklarında ne cevap vericeğimi ya da ne gibi yalanlar uyduracağımı bilmiyordum. Sesler duyunca tekrar yatağa girip uyumuş numarası yaptım annem ve babam odaya girmişlerdi. Hiç de çekinmeden sesli sesli konuşmaya başladılar.
"Rümeysa bu kız bu saate kadar nerdeydi. Hiç bir zaman kızına terbiye veremiyorsun. Heee kapının önünde baygın bulunup herkese dedikodu çıkarttığını da unutma" dedi babam çok bağıroyordu zaten annemle adam akıllı konuştuğunu hiç bir zaman görmemiştim ve annemde başladı bağırmaya "Sanki sadece ben yetiştiriyorum bu kızı sen ayrıca oğullarına bak. Ne biliyim nerdeydi."Annem böyle çıkışınca babamın sinirlendiğini anlayabiliyordum. Hep kavga eder hep birbirlerini suçlar ve her zaman da birbirlerini anlamak için değil cevap vermek için dinlerlerdi. Bir süre daha tartıştılar bense uyumadığımı belli etmemeye çalıştım.Nihayet tartışmaları bitti ve odayı terk ettiler. Bir kaç saniye bekledikten sonra kalkıp kapıyı kitledim ve ışığı açtım. Benim odam olmadığı için yatak odasına getirmişlerdi beni. Şimdi de normal hayatımdaydım aynanın karşısına geçip kendimi inceledim. Bu gerçek bendim çok garip gelmişti sanki çok etkikeyici hayal ürünü bir filmden çıkıp normal dünyaya iniş yapmıştım.
Bir süre kendimi izledim sonra kara kara aileme hangi yalanı uyduracağımı düşündüm şimdi hapı yuttum bugün günlerden neydi acaba, sanırım güzel bir dayak yeme zamanı gelmişti, ailemin beni yanlış anlayacağına emindim.
Biri kapıyı açmaya çalıştı kalbimin sesini duyabiliyordum. Ayağa kalkıp titreyen ellerle kilidi zor da olsa açtım. Karşıma dikilen kişi annemdi "Neden kapı kilitli" diye sordu üstümü değiştirecektim dedim Allah'tan hani kıyafetlerin nerede diyecek kadar düşünmeden "Neredeydin bu güne kadar" diye öfkeyle sordu yüzüm kızarmaya başladı duraksayarak "Hatırlamıyorum" dedim yanlış anladı beni gözlerini açıp "Yoksa, yoksa sana..." diyince sinirlendim "Hayır anne öyle bir şey olmadı" diyip derin bir nefes aldım bir yalan uydurmam gerekiyordu en basitinden sallamaya başladım marketten çıktım sonra kaldırımda ki taşa takıldım hızla yere düştüğüm için bayılmışım yakın esnaflara götürüp sağlık ocağından hemşire çağırmışlar bir şeyimin olmadığını sadece bayıldığımı söylemiş onlarda uyanmamı beklemişler ben uyanmamış sağlık ocağına götürüp yaptırmışlar uyandıktan sonra da evine biz götürelim falan dediler ama kabul etmedim sizi atacaklardı telefonu evde bırakmışım arayamadılar sonra eve yürümeye başladım ama kapıda başım dönünce tekrar bayıldığımı söyledim hala şüphe duysada bu yalan beni şimdilik kurtarmış gibiydi annem gidip babama olanları anlattı bir kaç azar ve öğüt denen şeyden işittikten sonra ev sessizliğe büründü kardeşimin televizyonu açıp çizgi film izlemesiyle de bozuldu. Ben hala 18 yaşında olsam da çizgi filmleri daha çok severdim. Oturup onunla izledim biraz da olsa sakinleşmişti beynimdeki karmaşa. Aklıma günlüğüm geldi farkında değilsem de o yazının orda olması için dua ediyordum umarım o yazılar oradadır.
Bana bu evde ait tek şey dolabımdı. Onu açıp düzenli raftan günlüğümü aldım. Hızla son sayfayı açtım yazılar duruyordu hevesli gözlerle günlüğümü okudum bunları ben yazmıştım. Arka sayfayı çevirdim kocaman kan kırmızısı mürekkeple "Bana inanmıyor musun Lucifer?" yazıyordu. Hafife alamazdım çünkü o adam evime kadar girmiş günlüğümü bile açmış ayrıca yazı bile yazmıştı. Pes doğrusu çocuğu için neler yapıyor adam. Bizimkiler de anca yiyişip dursun.
Sonunda gece olmuştu arada sırada çok korkutucu olsa da yine gerçekleri sermişti gözümün önüne her şeyin başlangıcı vardır her başlangıcı olan şey son bulur her son bulan şey tekrar başlar bu döngü her şeyi açıklamıyor mu? Balkona çıktım ve etrafı öylesine seyrettim bazen yapmanız gereken tek şey buydu. Düşünmemeyi düşünmüştüm o anda garip duygular besledim hayata. Gözlerimi kapatıp hayallere daldım. Kulaklarıma o adamın "Gerçekler acıdır Lucifer" demesi geldi. Doğru söylemişti asıl gerçekleri bilemicem ama gerçekler canımı yakıyordu. Annemin de uyarılarıyla yatağa girdim derin bir uykuya dalmıştım. Uyumak ne güzel; hissiz, acısız, unutulmuş ve müthiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Hisset : 3.Dünya
Teen Fiction(Yazım yanlışları olabilir) Bak ben tuaf oldum be Bilir Kişi. Allak bullak oldu dünyam. Bilir Kişi! Sana birşey söyleyeyim mi? "Kaybediyorum be Bilir Kişi kaybediyorum.Yaşam savaşını kaybediyorum.Geleceğimi kaybediyorum.Hayallerimi,umutlarımı, dün...