Gözlerinizi kapatın ve aklınızın derinliklerine dalıp bir adam hayal edin."Adam ki ne adam"Zorluklar yüzünden veteriner olmuş, bir milletin milli marşı noksanlığını gidermek için yapılan yarışmada konulan 500 liralık ödül olduğu için başta vazgeçmiş fakat sonradan arkadaşlarının teşvikiyle ikna olmuş bir adam.İşte bu adam Mehmet Akif'tir.
Mehmet Akif demek fedakarlık, Mehmet Akif demek mücadele demektir.Esasen Mehmet Akif demek Türkiye demektir.
Osmanlı'nın hasta adam lakabını aldığı dönemde dünyaya gözlerini açtı.İlk öğrenimini bitirdikten sonra lise eğitiminde Mülkiye'nin idadi bölümünde başladıktan sonra babasının vefatından dolayı okula devam edemeyip baytar olmuştur.
Yıl 1921 olmuş.Türkiye meclisini açalı 1 sene olmuştu.Her milletin bir marşı olduğu gibi bu yüce, ulu milletin de bir marşa ihtiyacı vardı.500 lira ödül konulmuştu.Mehmet Akif ise milletine, ülkesine yapacağı bu kutsal görevden para almak istememişti.Başta yazmayı düşünmemiş fakat sonradan arkadaşlarının teşvikiyle yazmıştır.Yüzlerce eserin arasından birinci seçilmişti.Para ödülünü ise Türk Ordusuna hediye etmişti.
Bu ülkenin marşının yazarı İslami düşünceli olduğu ve yoksul olduğu için Mısır'a gitti. Mısır'da dahi o güzel adamın Türk'e Türkiye'ye desteği bitmiyordu.Orada Türk dili dersleri veriyordu.
Bakımsızlıktan yaban ellerde Siroz hastalığına yakalanmıştı.Hastalığı ilerlediğinden Türkiye'ye geri dönmüştü fakat "Kunfe Yekün" kelamına uyacak şekilde ustanın da vakti dolmuştu.1873'te Osmanlı İmparatorluğu'nun bir bireyi olarak geldiği dünyaya 1936'da Türkiye'nin "VATAN ŞAİRİ" olarak dünyaya gözlerini yumdu.İsmailcan Kaya
06.01.2017