Pişman olsaydın keşke !

34 4 0
                                    

O el beni çekti ve yere düştüm. Afallamıştım. O elin o olduğunu anlayımca ise içimin acıdığını hissettim. Azra'nın başına geçti. Onu kendine getirmeye çalışıyordu. Sanırım bayılmıştı. Benim etrafımda ise tüm arkadaşlarım vardo. Onun yanında kötü olmasına rağmen hiçbir arkadaşım olmaması önce beni sevindirdi, ama onun yanında o vardı ve sanırım şuan benim için bu daha önemliydi.

Beni itip ona ulaşmak istemişti. Ben onun önünde bir engeldim o an. Ve o beni incitmekten korkmadan beni itti. Ben yere düştüm ve bana hiç bakmadan onun yanına gitti. Hala yerdeydim bunları düşünürken. Herkes beni kendime getirmeye çalışıyordu. Ama kilitlenmiştim sanki, duymuyordum, hareket edemiyordum, konuşamıyordum ve zar zor nefes alıyordum. Arkadaşlarım beni yerden kaldırırken o hala Azra'yı uyandırmaya çalışıyordu. Sanırım bunu başardı ki onu kucağına aldı ve ayağa kalktı. Bana döndü. Kızgındı. Nefretle bakıyordu. Bu bakışların onun olması çok garipti. Azra bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Onub kucağında. Bakmalıydı da, çünkü ona olan sinirim hala geçmemişti. Şuan elimde olsa üstüne atlar onu öldürürdüm ama ona zarar gelir diye korktum ve yerimde kaldım. Sınıftan çıktılar. O kucağındaydı. Arkadaşlarım beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Kimisi ben ağlarken bana sarılıyor. Kimisi su getiriyordu. Hepsi bir telaş içindeydi. Ama ben ne bileyim ya hiçbir şey hissedemiyordum. Uyuşmuştum sanki. Aradan bir saat geçti ve o içeri girdi. Bana doğru geldi. Yaklaşıyordu. Sanki herşey ağır çekimdeydi. Yanıma geldi, kolumdan tuttu. Yine canımın acıyıp acımamasını umursamıyordu. Kolumdan tutup oturduğum yerden kaldırdı. Ve:

- Kızın burnunu kırmışsın. Onun hiçbir suçu yok. Seni sevmiyorum. Onunlar ilgisi yok. O söylesin ya da söylemesin seninle aramızda hiçbir şey olmayacak! Dedi

Canım yanıyordu. Hem de çok... Bu kelimeler bana ağır geliyordu. Ama onu seviyordum ve şuan ona bunu söylemek istiyordum. Bağırarak -SENİ SEVİYORUM- demek istiyordum. Ama söyleyemiyordum. Çünkü karşımdaki o değildi biliyordum. Benim sevdiğim adam değildi bu. Etrafıma baktım. Herkes şaşkındı. En az benim kadar. Ama şuan an sadece onu sevdiğimi söylemek istiyordum. Çünkü bunu söyleyince eski Furkan'ın geleceğini düşünüyordum. Tüm grurumu ayaklar altına almak pahasına olursa olsun bunu denemeliydim. Ve bağırarak " Sadece seni seviyorum" dedim. Sınıfta bir sessizlik oldu. Beni tanıyanlar bunu ne kadar zor yaptığımı, bunun benim için ne kadar zor olduğunu biliyorlardı. Ama cevap istemesem de tam da beklediğim gibi oldu. O " Ama ben artık senden nefret ediyorum. Gidip kızdan özür dileyeceğin yerde hala yüzsüz yüzsüz geçmiş karşıma 'seni seviyorum' diyorsun. Sen nasıl bir kızsın ?" Dedi ve bana TOKAT attı. O an sanki dünya durdu benim için. Bazı arkadaşlarım önüme geçip ona bağırmaya başladı. Bazıları ise beni sınıftan çıkarma çabaları içindeydi. Ama böyle bitmezdi. Sonuç neydi peki ? Bu muydu yani ? Tüm yaptıklarım, tüm çabalarım bunun için miydi ? Bu muydu ? Ona doğru gittim. Karşısında durdum ve gözlerimi gözlerine diktim. Gözlerinin içine bakınca içimdeki sızı daha çok artıyordu. Hala onu seviyordum. İçimde demin olan olaydan dolayı sadece ufak bir kırgınlık vardı. Ve bu o özür dileyince geçecekti. Çünkü onu gerçekten çok seviyordum. Bakıyordum gözlerine. Kaç saniye ya da kaç dakika baktım bilmiyordum. Gözlerinde pişmanlığı arıyordum, bunu biliyordum. Ama neden yoktu ? Ve bu geçen dakikalar ya da saniyeler bana nefreti getirdi. Ondan nefret etmek istiyordum ama... Ona bakarken gözlerinde ufak bir pişmanlık olsa tüm duygularım geri gelecek ve nefret gidecekti bunu biliyordum. Ama yoktu işte. Lanet olası gözlerinde ufak bir pişmanlık bile yoktu. Bu da beni nefrete daha çok itiyordu. Sanırım o da bunu istiyordu bilmiyorum ama, bınu için tokat çok fazlaydı. Evet biraz önce bana tokat atmıştı. Bu kabul edilemezdi. Bunu kendime itiraf ettikten sonra gözlerim sanki başka açıldı. Çünkü artık ondan nefret ediyordum. Ya da etmek istiyordum. Çünkü o artık bana eski sevdiğim Furkanmış gibi gelmiyordu. O başka biriydi artık benim için. Gözlerimden akan yaşlar durmuştu artık. Tüm sesimle, çıkarabildiğim en yüksek sesle, "SENDEN NEFRET EDİYORUM. Sen hiçbir şeye değmezmişsin !" Diye bağırdım.

Garip... Artık gözlerinde pişmanlık görüyordum. Ama artık umrumda değildi. Tüm nefretimle son kez gözlerine baktım ve sınıftan çıktım. Arkamdan adımı söylediğini duydum. Arkadaşlarımın ona kızdığını hakaret ettiğini de duyabiliyordum. Ama artık önemli değildi. Sanki kalbim tek tek parçalara ayrılmıştı geçtiğimiz bir saatte. İçim çok acıyordu. Ama artık onu önemsemeyecektim. En azından bunu deneyecektim. Yaşananlar artık önemli değildi benim için. O bitmişti. Daha doğrusu bitmesini istiyordum.

Artık kendi hayatımı düşünmeye karar vermiştim. Ve yeni bir sayfa açmıştım kendime. Onun olmadığı ve ben izin vermedikçe bana zarar veremeyeceği, üzemeyeceği bir sayfa. Bu artık benim hayatımdı. Ne ona ne de başka bir erkeğe teslim etmeyecektim kendimi...

Arkadaşlar kısa bir açıklama yapayı: bundan sonra aradaki diyaloglar başlayacak. Bu sadece tanıtımdı. Teşekkür ederim okuduğunuz için.

"O"Where stories live. Discover now