AMANSIZ 1. BÖLÜM

24 4 0
                                    

Her an tepemize inip bizi içine alacakmış gibi etrafımızı çevreleyen kara bulutlara göz gezdirdim.İçimi sıkıntı basması gerektiği yerde böyle havalarda huzur doluyordum. Özellikle de yağmur yağarsa... Arkadaşlarımın çoğu küçükken ıslanmaktan nefret ederdi. Ama şimdi soracak olursanız yağmur hepsi için romantiklik unsuruydu. Saçmalık, diye geçirdim içimden. Yağmur gibi mucizevi güzel bir şey böyle zırvalıklara alet edilmemeliydi.
"Asya..."
Kafamdaki düşüncelerden sıyrılarak kitap okuyan Ada'ya döndüm. Ada, benim ikiz kız kardeşimdi. Aslına bakarsak yüzümüz dışında aynı olan hatta benzer olan tek bir özelliğimiz dahi yoktu. Özel alanımıza girilmesine çıldırmak, belki .
O okumayı, araştırmayı ,mantığına sığan her şeyi önemserdi.İkimizden hep örnek gösterilen çocuk Ada olmuştu. Bense... Bu konulara girmesem de olur sanırım.
"Hmm." diye gülümsedim.
İstemsizce kaşlarımın çatıldığını ve avuçlarımın terlediğini hissettim.Ters bir şeyler vardı.Ellerime baktığımda görüntü karıncalanıyordu. Sağ elim tamamen şeffaflaşıp zemini gördüğümde bağırarak olduğum yerde sıçradım. Ada kitabını bırakıp numunelik taktığını düşündüğüm gözlüğünü çıkararak yanıma geldi. Çok... Soğuk bakıyor idi.
"Neden küçük bir şey için kıyameti koparıyorsun? "
Ne? Küçük bir şey mi?  Şaka yapıyor olmalı. Tam cevap vermek için ağzımı açtığımda Ada'nın görüntüsü de karıncalanmaya başladı. Dört bir yandan kulağımı tırmalayan sesler yükselmeye başladı. Neler oluyordu? Bu sefer ne anlamam gerekiyor?  Kulaklarımı ellerimle kapatarak olduğum yerde çömeldim. Her yer dönüyor gibi geldiğinde dönenin başım olduğunu kavradım.
"Asya, ben seni mutlaka bulacağım, mutlaka. Sakın ölme, tamam mı? "
Midem bulanıyordu. Sesler gittikçe karmaşık hâl alıyordu. Ayırt edilen tek bir ses vardı.
Ölmeyecektim.
Uyandım.

*******

Elimde kaçıncısı olduğunu bilmediğim kafeini artırılmış kahveyle esneyerek boş bulduğum ilk yere oturdum. Fatih gözünü yapmakta olduğu dövmeden ayırmadan konuştu.
"Kaç gündür böylesin?"
"Böyle?" dedim imalı şekilde.
"Hortlak gibi." diye gülümsedi.
"Ah,hortlak gibi." dedim düşünceli düşünceli kafamı sallayarak. Oysa hiçbir şey düşünecek halde değildim. Ne kadar zamandır uyumaya direndiğimi bilmiyordum. Fatih benim gibi birini bunca zamandır çektiği için onu gönülden tebrik etmişimdir her zaman. Fatih ortalama bir boyda ve kalıplıydı. Onunla 17 yaşında tanışmıştık. Ailesini karşısına alıp daha o yaşta dövmeci olmaya karar vermişti. Resimleri gerçekten çok güzeldi ve şimdi gerçek bir dövme ustası. Onunla hep gurur duydum.
Ben bunları düşünüp kahvemi yudumlarken içeri bir erkek çocuk koşarak girdi ve planı buymuş gibi karşımda dikilip bana bakmaya başladı. Garipsedim ancak detay düşünemeyecek kadar sersemlemiştim.
"Ya küçük çocuklar ne zamandan beri senin mekanda takılıyor? " diye takıldım ancak Fatih buralı olmadı. Çocuk bakmakta ısrar ediyordu. Ben de gözlerimi aniden ona diktim. Bana öyle bakmayın tamam mı? Kaç gündür uyuyamıyorum.
Ah, çocuğa baktıkça içimde bir acı yükseliyordu. Hayır hayır,bu fiziksel değildi. Bir süre sonra ağlama isteği geldi. Bunu durduramadım ve ağlamaya başladım. Nedensizdi lakin canım çok yanıyordu. Sanki bir şeyleri kaybediyormuş gibi hissediyordum. Elimdeki bardağın düşme sesi ile birlikte Fatih ve diğer müşteriler aniden bana döndü. Fatih'in koşup çocuğu çekmesi hatırladığım son şeydi.

Ve bir rüyaya daha çekildim. Sanırım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AMANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin