8~ Woogyu-2

146 17 36
                                    

 

Multide; Mike (doktorum ol Mikeeee)

  Seninle kalvga etmeyi başkasıyla gülmeye değişmem.

   Sunggyu'nun  eve gidince düşünme fırsatı çok olmuştu. Ağlamak istiyordu ama ağlayamıyordu. Halbuki içinde fırtınalar esiyordu. Sevdiğiniz insan başkasıyla beraber. Bundan acı daha ne olabilirdi? Birşey yapması gerekti inanmıyordu belki de inanamıyordu. Ama Woohyun ona neden yalan söylesindi ki?

  "Yok yaa olmuyor" bir hışımla kalktı yerinden. Aklına Woohyun'un eski sevgililerini getirdi. Hepsi kızdı. Zaten Woohyun gay de değildi. "Neden Woohyun'un bana yalan
hissediyorum."

  Tabi ya Sungjong! Diye düşündü. Sungjong Woohyun'un en yakın arkadaşıydı. Yani onun her halini de bilirdi. Yani elbette bebeyin babasını sormayacaktı ama en azından biriyle beraber mi öğrenebilirdi. Rehberden Sungjong'u bulup aradı. Tek çalışta açılmıştı telefon.

"Efendim hyung "

"Woohyun'un bir erkekle ilişkisi oldu mu?"

" Tesekkürler bende iyiyim Gyu"

"Üzgünüm ama sen sorumu cevapla."  Fazla hızlı olduğunun farkındaydı . Ama zaman kaybedecek vakti yoktu Sunggyu'nda.

"Bildiğim kadarıyla olmadı ama niye sordun?" Bu çocuk çok fazla soru soruyor diye düşündü. Biraz sessizlikten sonra Sungjong yarım bir cümle söyledi  "yoksa..."

"Yoksa ne?"

Sungjong telefonda iç çekti."Uff boşver"

"Görüşürüz DAYIMIN OGLU"

" peki HALAMIN ÇICIĞI bazen çok garip oluyorsun ve bu beni korkutuyor"

Telefonu kapatıp arkasına yaslandı Gyu. Tabiki de arayacağı kişiler  bu kadarla sınırlı değildi. Çok eski doktor bir arkadaşının numarasını tuşladı.

"Senden birşey rica edebilir miyim Mike?"

* ** * ** ** ** * * * ** *  * ** * * * * * * * * *** * *

Myungsoo yatakda, uyuyan güzel misali uyurken alarmla gözlerini araladı. Kısa sürede giyinip okula hızla gelmişti.

  Bugünün güzel ve güneşli olmasından ayrıca dersin de başlamasına yarım saat kaldığından bahçede bir ağacın altına oturdu. Çantasını yan tarafına bırakıp içinden kütüphaneden yeni aldığı romanı açtı. Okula giren birkaç arabayla kitabı kapatıp arkasına yaslandı. Bu gelenler hiç koşulsuz Hoya ve -Myungsoo'ya göre- narsistti. Hoya önden hızla giderken Sungyeol yine o cool tarzını konuşturuyordu. Siyah ince kolsuz bir kazak onun da altına çizgili bir gömlek giymişti. Gömleğin etekleri dışına çıkmış ve altındaki siyah kotla uyumlu bir hali vardı. Myungsoo onun formayla gelmediğini görmüş ve tabiki de buna şaşırmamıştı. Sonra  fazla dikkat ettiğini anlayıp kafasını indirdi. Kaldırdığında ise onu süzdüğünü fark etmişti. Resmen ayakları okulu adımlarken aynı anda gözleri Myungsoo'yu süzüyordu. Tabi küçüğün de ondan pek farkı yoktu. Tek fark gözlerini kısmış olmasıydı. Sungyeol'de bu duruma gülümsüyordu. Belki de ilk defa görmüştü onun böyle güldüğünü. Ardından Myungsoo'ya göz kırptı. Küçük olan yanaklarının kızarmasını istemediği için kafasını tekrar eğdi.

  Birkaç dakika sonra Woohyun'da gelmişti. Kaç gün olmuştu onu okulda görmeyeli. Her ne kadar kendi suçu olmadığını bilsede yine de ayağa kalktı. Yavaş adımlarla Woohyun'un yanına gitti. Onunla karşı karşıya geldiğinde gülümsüyordu.  Woohyun ise göz devirdi.

"Kendini biraz daha iyi hissediyor musun?"

"Sabahın bir körü okula ilk geldiğimde seni görüyorum. Söylesene nasıl mutlu olabilirim?"

SORRY (Myungyeol-Woogyu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin