Oldukça yaşlı bir adam,kendisi gibi kamburlaşıp yere yanaşmış bir ağacın altında ağlıyordu. Biraz önce irikıyım bir genç yanına sokulmuş ve kendisinden içki parası istedikten sonra bir de tokat atmıştı. Yaşlı adamın yere yıkıldığını görenler hemen yardımına koşup:
-Geçmiş olsun dede, dediler. O sersemi ne istedi ki senden?
Adamcağız, birşey olmamış gibi toparlanmaya çalışırken:
-Eski bir borcum vardı, onu istedi, dedi. Yapması gerekeni yaptı.
Çevresindekiler, ihtiyar adamı yerden kaldırdıktan sonra eline bastonu tutuşturup aceleyle işlerine koştular. Herkes ayrıldığında hadiseyi başından beri görmüş olan bir delikanlı onun koluna girerek:
-Fazla hırpalandınız, dedi. Ağacın gölgesinde biraz oturalım mı?
Yaşlı adam, yorgun bakışlarını yukarıya yöneltip:
-Benim bu ağacın altında dinlenmeye hakkım yok yavrum. Ölünceye kadar da olmayacak, dedi.
Delikanlı söylenenden bir şey anlamamıştı.
Meraklı gözlerle kendisine bakarken, onun tekrar hıçkırıklara boğulduğunu farkettim.
Yaşlı adam, iniltiye benzeyen bir sesle :
-Elli yıl kadar önceydi, diye devam etti. Rahmetli babamı sigara parası almak için bu ağacın altında azarlamıştım. Yani biraz önce evladımın beni dövdüğü yerde.Delikanlı ne diyeceğini bilemedi. Ve şimdi biraz daha bitkin görünen ihtiyacın sakinleşmesini bekledikten sonra, onu arabayla evine bırakmayı teklif etti.
Adam titrek adımlarla yoluna koyulurken:-Evim oldukça uzaklarda yavrum, Şam dedi. Ama ben yürüyerek gideceğim oraya. Babamın da onu ayarladık tan sonra, üzüntüsünden yayan döndüğü gibi. Hem şehir dışındaki kabristana uğrayıp bir Yasin'i öpeceğim ellerinden.
Arkadaşlar votelerinizi bekliyorum.