Bir arkadaşım vakfımız gelerek:
-Fakir öğrenciler için burs parası topladığınızı duydum, dedi. Ben de her ay bir kişinin masrafını karşılamak istiyorum.
Teklifini memnuniyetle kabul ettik. Çünkü bütün gayretlerimize rağmen bize başvuran öğrencilerin çok azına yardım yapabiliyorduk.
Arkadaşım:
-Paramı vereceğiniz öğrencinin beni tanımasını istemiyorum. Bende onun kim olduğunu bilmemeliyim.
Bu hassas insan, burs verdiği öğrenciyi minnet altında bırakmamak için ve yaptığı hayırla gururlanmamak için böyle bir şart ileri sürüyordu. Kendisine o konuda teminat verdiğimde, cebinden para dolu zarf çıkartarak masanın üzerine bıraktı.
Arkadaşıma teşekkür ederek uğurladıktan hemen sonra odama 18-20 yaşlarında bir genç girdi. Çekingenliği her halinden belli anlaşılıyor ve solgun yanakları, konuşurken yer yer pembeleşiyor.
Onu hemen yanımdaki koltuğa oturarak rahatlatmaya çalıştım. Fakir bir ailenin tek çocuğuydu üniversiteye yeni başlamıştı ve malesef tahmin ettiğim gibi böbrek hastasıydı. Bu yüzden yardıma ihtiyacı olduğunu büyük bir sıkıntıyla anlattı.
Masanın üzerine onun için bırakıldığına inandığım zarfı kendisine uzatarak:
-Sen merak etme evlad.Her ayın başında paran hazırdır.Arkadaşlar votelerinizi bekliyorum 😉😉