ilk zamanlarım

1.1K 27 6
                                    


aslında çocukluk aşamasından başlamak sanırım en doğru karar olur çünkü çocukluğum ilk okul ana sınıfı ve diğer bölümlerde çok zorlandım

sanırım en baştan ana sınıfından başlamalıyım ana sınıfı benim için sosyal insan yaşamına ilk karışmaya çalıştığım zamanlardı o zamanlar ilk karşılaştığım sorun sanırım insanlara kendi düşüncelerimi açıklamaya çalıştığım zamanlardır okuldan öncesi yani okul öncesi zamanımda kendimi her zaman hayvanlarla hatırlıyorum mahalledeki çocuklar futbol oynamak için evlerinden çıkarken ben kendimi sokak köpeklerine yemek götürmeye çalışıyorken hatırlıyorum

hayvanlar benim en iyi dostumdu hala da öyle onlar benim için bir dosttan öte ana sınıfında kendimi kaybetmememi sağlayan en büyük etken de oydu sanırım

ana sınıfı döneminde sınıftakiler ile konuşmaya çalıştığımda beni deli sandılar ya da dahi ilan edip (!) dalga geçtiler disleksi olduğumu belirtmiştim ve bunun bana iyi yanı matematikten iyi anlamam oluyordu sorulan soruları anında cevaplandırıyordum tabi bide türkçe vardı ufak tefek anlatılan hikayeleri anlama ve harflerin antremanları hiç yapamazdım batırmakta üzerime yoktu bu alanda

okuldan eve gelinde genelde kitaplarımı ve çantamı yere fırlatıp hemen ardından da defterlerimi parçalıyordum annem ne kadar mani olmaya çalışsada anlamadığı şey benim farklı olduğumdu anlamaya bile çalışmıyordu

ufak bir anı paylaşmak ta istiyorum ana sınıfının ikinci haftasından itibaren yaşadıklarım

okuldan yine her zamanki gibi üzerim kirli ve yanımda iki üç köpekle dönerken evin kapısına çantamı atıp köpeklerle koşup oynamaya başladığım sırada babamın bana seslendiğini ve buraya "gel sana bi sürprizim var" dediğini hatırlıyorum eve geldim çamtamı kapının önünden alıp odama fırlattım salonna girdiğimde karşımda kutunun içinde birşeylerin hareket ettiğini ve mutluluktan ağlamak üzere gözlerimin yaşardığını hatırlıyorum hemen kutudaki yavru dobermanı alıp kucağımda sevmeye başlamıştım

ilk sıralar tabiki sorun yoktu ilk üç gün felan hiç bir sorun yoktu yemini annem veriyordu yarım saat felan dışarıda oynuyordum ve tabiki hava aldıktan onra içeride oyuna devam ediyordum bir süre sonra başta pisliğini temizlemek olmak üzere büyük sıkıntılar çıkmaya başladı babam bunun benim sorumluluğum olduğunu ve benim temizlemem gerektiğini söyledi dediğini yaptım ama sonra mamasını ve suyunu da benim sorumluluğuma verdiler doğrusu o 40 günlük yavru 3 aylık olana kadar ondan sıkılmaya başladığımı hatırlıyorum benimle kaldığı 2 ay boyunca ona isim takmak aklıma hiç gelmemişti bir gün babamın tavsiyesi üzerine ona isim bulup koydum ismi çiko oldu nereden bulduğumu hatırlamıyorum ama yine de isim koymamla beraber herşey değişmişti yavaşça bişeyler öğrenmeye başlamıştı

onu eğitmeye başladım çok eğlendiğim söylenemezdi ama sokaktakilere küçücük yavru bi köpeğin dediğimi yaptığını göstermek hoşuma gidiyordu ilerleyen dönemde 9 aylık olduğunda okula gitmemeye başlamıştım artık son dönemlerdi onunda fiziği tam oturmuştu ve bir çok şeyi de öğrenmişti bir gün biz gezerken mahalledeki çocuklar benim tek başıma gezmemden rahatsız olmuşlar ve beni sıkıştırmışlardı çiko mahallede benim onu göremediğim bir yerlerde geziyordu ezik çocuklar beni itip vurduklarında karşılık bile vermiyordum hatta konuşmamıştım bile neredeyse hiç ama tam beni yere düşürdüklerinde arkadan bir anda onu gördüm çiko tüm hızıyla gelip çocuklardan birini çarpıp devirmişti hiç birini ısırmadı ama önümde durup beni onlardan korudu havladı sonra dönüp bana baktı ve iyi misin dermişcesine gözlerimin içine baktığını hala unutamıyorum bu olayı babama anlattığımda bana onun artık benim kardeşim olduğunu söyledi aslında zaten bir kardeşim var dı bir yaşındaydı ama herkes onunla ilgilendiği için bana kimse ilgi göstermiyordu ve bu durum ona kin beslemeye başlamama sebep oldu

yaz tatiline girdiğimizde artık çiko da bende tam olarak serseri olmuştuk mahallede gezerken hiç kimse yüzüme bile bakamıyordu çünkü çikoda bende mahalledeki en güçlü kişilerdik artık (yaşıtlarım arasında) şimdiye kadar fark ettiyseniz hiç arkadaşlarımdan bahsetmedim çünkü arkadaşım yoktu ana sınıfı boyunca bir kıza bakmaktan başka bir şey yapmamıştım ama onunla tanışacak cesaretim de yoktu sadece bir kez köpeğimi sevdi ve ismini sordu ben onun ne kadar güzel olduğunu düşünürken soruya cevap vermeyi unutmuştum

tabiki o zamanda çiko kurtarıcım olmuştu bir anda havladı ve ben "efendim, nasıl, ha?" diye tekrar sormuştum "köpek diyorum ismi ne" dedi "çiko" dedim ve tek kelime daha edemedim korktum utandım yol boyunca çiko ile bu konuyu tartıştık gerçekten ben iyiydim dediğimde o havlıyordu ve bende ona hayır iyiydim gibisinden cevaplar veriyordum bu şekilde biz eve gelmiştik okul bittiğinde onu hiç göremedim zaten ama tabi köpeğimle aramdaki bağın gücünü görmemi sağlamıştı

bu anlattığım bölümleri okuduğunuzda zorluk bunun neresinde dediğinize eminim ama hayatımda toplam iki insan ve bir hayvan vardı tüm sosyalitem bunun üzerine kuruluydu konuşmayı bile bilmiyordum tam olarak doğrusu

hatırladığım ilk zorluklar buydu ve onları bile kaldırmakta zorlanıyordum taki büyüdükçe ve daha büyük zorluklar ile karşılaştıkça durum çok farklı bir hal almıştı

not: isim kullanmaktan kaçınıyorum mümkün olduğunca da kullanmayacağım bu kitabı yazma sebebim tamamen kendi hayatımda yaşadığım sorunlar ve şuan ki yaşamım arasındaki bağlantılar bunları sizinle paylaşıp sizinde karşılaştığınız zorluklar ile başa çıkabileceğinizi anlatmaktır

yazı boyunca genel olarak noktalama işareti kullanmıyorum ve arada hatalarım olabilir mazur görün ben bir disleksiyim ve bununla gurur duyuyorum

ailem tuhaftır ve ben bunu ayrı bir bölüm olarak anlatmayı düşünüyorum

gayım ve hayat zorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin