4.bölüm

53 2 0
                                    

( Enes ILGIN )

Nasıl bir yerdi burası ? İnsanları içine hapsettiği bir yer . Tamam , biliyorum her canlı ölümü tadacak ama sevdiklerimizin bizden önce gitmesi ...

Toprak kokusu genzimi yakıyordu . bembeyaz mezar taşına baktığım da vücudumun mermerden daha da soğuk olduğuna yemin edebilirim . 

  Sen mutlu musun ? Rahat nefes alabiliyor musun ? Beni görünce hala ışıldıyor mu gözlerin ? Ben mutlu da değilim mutsuz da . Hissizim . Aldığım nefes mi bilmiyorum ben senin kokunu oksijen bilirken . . Seni göremiyorum . Sesini duyamıyorum . Biraz fotoğraflarda biraz da burada işte . Sen diye beyaz bir mermere bakıyorum . Seni görünce alev topu olan ben buzdolabından beterim . Sahi neyin gelişi bu gidişin ? Ölümün mü , sensizliğin mi , ne ?

 Evet şuan beyaz bir mermer taşıyla konuşuyorum ama biliyorum Sedef beni duyuyor , dönüp yavaş adımlarla ilerlerken telefonum çalıyordu . Annem arıyordu . Telefonu açmadım çünkü zaten eve gidecektim . Derin derin düşünürken eve geldiğimi görmüştüm . Anahtarlarım olmadığı için kapıyı çaldım . Kapıyı Nermin açmıştı . Evdeki yardımcımız.

- Bizimkiler nerede ?

+ Pınar hanım odasında dinleniyordu , Mehmet bey daha gelmedi , annenize geldiğinizi haber vereyim mi ?

- Gerek yok , odamdayım bir duş alıp çıkacağım

Pınar : Bir yere çıkamazsın .

- Anne !

+ Nermin bize biraz izin verir misin ?  Hiç bir yere gidemezsin , ben oğlumu sokakta bulmadım , ipsiz sapsız insanlar gibi her günü orada burada mı geçireceksin ? Buna izin vermem .

- İzin isteyen kim ? Ya bana ne , bir bırakın beni nefes alamıyorum ben . Duramıyorum yeter .

+ Sen nasıl Sedef' i kaybetmekten korkarken kaybettiysen bende oğlumu kaybetmekten korkuyorum .

  Rengimin giderek değiştiğini fark ettiğini anlamamla sözlerine devam edecekken konuştum ;

- Korkma o zaman .

 Odam' a çıktığımda saatlerce tavanı izledim . Üzerimdeki yorgunluğu atmak için duşa girdim . O kadar hissizleşmişim ki suyun soğukluğuna bile tepki vermiyordu vücudum . Belime havluyu sarıp çıktığım da odada beni bekleyen babam' ı gördüm . Yine benim konuşmama fırsat vermeden konuşmaya başlamıştı .

+ Artık kendine gelsen iyi edersin . Yarın okullar başlıyor . Bu sene son senen . Önünde yeni bir hayat var  , yeni insanlar . '' dediğinde son nefesimle bağırarak

- Yeter ! dedim .

+ Bu gerçeği saklamamıza gerek yok , ölenle ölünmüyor . ' dedikten sonra çıkmasını bekledim . Kapı kapanınca parfüm şişesini duvara fırlattım .

 Lanet olsun o okul' a gitmek istemiyordum. Yeni insanlar istemiyordum . ama gitmek zorundaydım . Yoksa bay ILGIN ve bayan ILGIN ' ın çevresinde '' Mehmet ILGIN' ın oğlu iyice kendini boşlamış , yazık '' konuşmaları olursa , bir de babamla uğraşamayacaktım . Benimki boşlamak değil toparlanmak için ara vermek .

( Hira SOYLU )

+ Hıııı

- Yarın okul var .

+ Hıhıım

- Sen uyuyor musun ?

+ Rüyamda da seninle konuşuyorum , seni salak !

- Çok şey oldu

+ Yarın konuşacağımız için şu an sadece uyumak istiyorum .

- İyi geceler tatlım

+ Sana da kuzuu.

BİR TEK ACI İKİ CAN ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin