1

21 0 0
                                    


Fazla gürültülü olmayan bara adımımı attığımda çantama kimliğimi yerleştirip geri koluma asmaktansa elimde taşımaya başlamıştım. Tek başıma olduğum için barmenin karşısında bulunan sandalyelere oturmayı mantıklı bulmuştum, çünkü bilirsiniz, tek başımaydım.

Etrafı hızlıca süzerek gözümle işe yarar biri olup olmadığına baktım. Gözüme çarpan biri yoktu ama idare edecek birilerini bulabilirdim. Stephan'a dudaklarımı hafifçe büzerek sırıttığımda bana geri sırıtarak bir shot bardağı önüme koydu ve viski doldurmaya başladı. Şişeyi çektiği anda kafama dikip bardağı geri koydum. Gülerek bardağı önümden aldı.

"Bu gece ne için buradasın, her zamanki olayın mı?" Sırıttım.

"Başka bir şey için buraya gelir miyim?" Yüzünü buruşturdu.

"Benim bile burada durasım gelmiyor." Dediğine sesli bir şekilde gülmüştüm çünkü burası bir bakıma onun sayılırdı. Her gece aynı sırada aynı içecekleri söylediğimden artık Stephan ben söylemeden dolduruyordu ve bunları hatırlaması şirindi.

Her gece buraya gelmemiş olsam ve beni az da olsa tanımıyor olsa aslında güzel bir çift olabilirdik, fakat bana bakacak türden biri değildi.

Arkamda biri belirdiğinde alkollü nefesini önce yanağımda sonra ciğerlerimde hissetmiştim.

"Uzaktan çok ateşli görünüyordun, yakından da öyle olup olmadığını görmek istedim." Arkamı döndüm ve 'çocuğu' baştan aşağı süzdüm. Benden küçük olduğu çok belliydi ve reşit miydi ondan bile emin değildim.

"Şirinsin, 18'ine gelince beni ara." Hafif geri çekilerek sendeledi.

"19 yaşındayım." Güldüm.

"O zaman 22 olunca ara." Göz kırpıp önüme döndüğümde pes etmedi.

"Sadece anı yaşamaya ne dersin?" Gözlerimi devirdim.

"Git kendini becer."

"Onu duydun," gelen sesle irkilerek yutkundum, "şimdi kaybol." Stephan'ın dediğini ikiletmeyerek yanımdan uzaklaştı ve merak etmediğim bir yere döndü. Minnettar bir şekilde gülümseyerek kadehimden büyük bir yudum aldım.

Genelde burada ben birilerine giderdim, bana gelmezlerdi ve bana gelenlerin de salak olduğunu düşünüyordum. 1.65'lik boyum -ama 1.72 olarak geziyordum, merhaba topuklular- ve iri olduğunu düşündüğüm kalça/basenlerimle bende ne gibi bir şey görüyorlardı acaba.

Sex on the beach bulunan kadehin dibini gördüğümde Hindistan cevizli adını bilmediğim bir içki önüme konmuştu bile. Stephan'ın benimle böyle ilgili olması şirindi.

"Onun içtiğinden istiyorum, zevkli görünüyor." Göz ucumla kişiyi kontrol ettikten sonra kafamı ona çevirdim ve kimin konuştuğuna baktım. Etrafı birkaç kez süzmüş olmama rağmen onu fark etmemem garipti. Yüzünü kesinlikle tanıdığım, fakat adını bilsem de söylemeyeceğim biriydi.

Hayranı olmadığım ünlülerin adını söylememe gibi prensiplerim vardı. Tanımıyorsam ve sevmiyorsam adını bilmeme gerek yoktu.

Bana bakma gereği bile duymadığında elimde olmadan onu birkaç saniye boyunca izlemiştim. Dönüp kaşlarını kaldırdığında sıkıntılı bir şekilde konuştu.

"Diyeceğin bir şey yoksa izlemen bitti mi?" Afallayarak kaşlarımı çattım ve önüme dönüp mırıldandım.

"Kibirli." Cevap vermeden önüne döndüğünde omuzlarımı dikleştirip derin bir nefes aldım. Birini bulmak için daha zamanım vardı fakat içimden bir ses erken çıkmanın iyi olacağını söylüyordu. Sağımda biri belirdiğinde şaşırmaktan uzak bir yüz ifadesiyle ona döndüm. Bu sefer gelen kişiyi süzdüğümde aslında gördüğümden hoşlanmıştım.

Love TonightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin