◀Pijama▶

229 10 0
                                    

Merhaba,ben Rana. Bu burada yazdığım ilk hikayem olacak.Başlarda konu yokmuş gibi gözüksede sonlara doğru (3-4.bölümlerde) konuyu ele vereceğim :) Okuycuları sıkmamaya özen göstereceğim.Umarım her bölümde eğlenir,beğenirsiniz...Lütfen yorumlarda eğer varsa hatalarımı söyleyin yorumlarınızı dikkate alıp hatalarımı düzeltirim.Takip edenleri geri takip ederim.Medyada Azra var!

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Ah!Saçlarım benimle adeta bir savaş içerisindeydi. Oysa ben onların sağlıklı,güzel ve parlak görünmesi için saatlerimi harcıyor, kreminden şampuanına, şampuanından jolesine kadar herşeyiyle uğraşıyordum. Tamam, bunların hiçbirini yapmıyordum. Zaten neden yapsaydımki? Daha düzleşmeyi bile beceremiyordu.

Sabahtan beri burada elimde fön makinesiyle aynanın karşısında oyalanıp durmustum. Sonunda bıkıp aynaya doğru döndüm.

Açık kahve buklelerim nerdeyse tüm yüzümü kaplamış," koyu kahverengi gözlerim görünmüyordu. Son çare saçlarımı örmekti.

''Azra biraz acele edermisin?Senin yüzünden okula geç kalmak istemiyorum. Hemde okulun ilk günü!'', Of! Bu yine başlamisti şikayet etmeye. Sanki okulu çok umursuyormuş gibi.

''Tunç kapa çeneni! Daha okulun başlamasına çok var. Geç kalmayız üzülme Bay Mö (!)'', Bay MÖ! OF! süper espiri yapıyordum! İnekler MÖ'ler ya,işte bende teknik olarak ona inek demistim! Derselerinde başarılı bile değildi ama... Herneyse.

Alaycı bir ses tonuyla,''Bayan Çok-Bilmis, saate bakmanızı tavsiye ederim. Ben gidiyorum. Auf Wiedersehen!'', Diyip sırıtarak odadan çıktı.

Öfkeyle telefonumu elime aldım. Bu çocuğa gıcık oluyordum! OF! Nasıl benim kardeşim olduysa. Hiç mi hiç bana çekmemişti,ne akıllı,nede havalıydi! Bildiğin gıcığın teki.

Yok okula geç kalıyormuşda... Daha okulun başlamasına,ders zilinin çalmasına çok-

Gözlerim telefon ekranına kilitlenmiş,başka bir yöne bakmıyordu. Birden paniklemeye başladım.

ZİLİN ÇALMASINA 5 DAKİKA KALMIŞDI!

Aceleyle hırkami alıp kendimi disariya attim. Onca hazırlık boşa gitmişti (!) Koşarak otobüs durağına gittim.Başka çare yoktu.Ya otobüs, yada yürümek. Okulun taa 2 cadde aşağıda olmasını varsayarsak otobüs en mantıklısıydı.

Sonunda otobüs geldiğinde zorda olsa oturacak bir yer buldum. Saate baktığımda 5 dakikayı aşmış ve zilin şu ana kadar çoktan çalmış olacağını farkettim.

I was in trouble. Türkçe olarak söylemek gerekirse... Başım belada idi.

Okula doğru koştum.Bekçi bana iki kafalı mavi boncuk yumurtlayan bir tavus kuşuymuşum gibi gözlerini pörtletmiş bakıyordu. Bir an duraksıyıp ona 'Kendi işine bak' bakışımı yolladıktan sonra (nihayet) okula girdim.

Sanırım 9-E sınıfında idim. Eğer beynim bana bir oyun oynamıyorsa tabii...Sonunda 'doğru' sınıfı bulduktan sonra kapıyı tam bir lady gibi tıklatıp öğretmenden geçkaldığım için özür dileyip yerime geç-

Geçemedim! Birden herkes, öğretmende dahil, kahkaha atmaya başladı. Kafam karışmış bir biçimde etrafa bakınıyor iken bir kız beni dürtükledi,

"Hey, buluzun tamamda...Pantalonun olmamış. Yada dur pijama desem daha uygun olur."

Ona tam 'mal mısın bakışımı' yollayacak iken pijamamı değiştirmeyi unuttuğumu fark ettim.

Allah kahretmesin! Okula hemde ilk gün pijamamla gelmişim! Kendimden utanıyorum! Içimde yaşa nan 4.Dünya Savaşına rağmen utançtan ağlamamayı becerip öğretmen den müsade isteyip dışarıya fırladım...Diyecek kadar yakınken kapının aniden açılmasıyla yerle toplum içinde olmayacak kadar yakından temas kurdum.Yani düştüm.

Dostluk Birinci SıradaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin