-BÖLÜM 1-

30 9 12
                                    

Selam! İlk deneyimimle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Daha amatör olduğumun farkındayım ama şans verip okursanız çok mutlu olurum. :) Yorumlarınızı ve votelerinizi esirgemezseniz de benden mutlusu olmaz sanırım. Neyse az laf çok iş. İyi okumalar :))

Camdan dışarıyı seyrediyordum yine her zaman yaptığım gibi... Kuşların cıvıldamaları arabaların sesleri denizin ferahlatici kokusu...
Mutlu etmiyordu yine hiçbir şey  beni. Takvime göz attım, 24 Haziran 2016 tam tamına iki yıl olmuştu. Onsuz geçen, ruhsuz geçen iki yıl.

Hayata küsmüş bir kız nasıl geçirdiyse bu iki yılı bende öyle geçirmiştim. Dışarıya çıkmaz, sinemaya gitmez, kafelerde vakit geçirmez olmuştum. Okulumu dondurmuş, sürekli çizim yapmıştım. Bazen sahile inip saatlerce şarkı dinleyip çizmiştim,  bazense ağaç diplerinde kuşların sesleriyle. Geceleri kitap okumuş nice saatler devirmiştim. Ama hiç bir zaman çıkmıyordu aklımdan, ne zaman gözlerimi kapatsam onun silueti geliyordu aklıma. Özlüyordum onu, seviyordum onu; her şeyden, herkesten çok seviyordum. Hep inanıyordum bir gün çıkıp geleceğine, beni sarıp sarmalayacağına... Ama gitmişti. Gitme dememe rağmen beni umursamadan gitmisti. Önce kendine alıştırmış sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi gitmişti. İşte o an yıkılmıştım, halà yıkılmış bir vaziyetteyim ama ilk günkü gibi değil. Alışmıştım belki de yokluğuna, ama kesinlikle unutmamıştım, unutamamıştım. Geçmişimde kalan biriydi artık, toparlamam gerekiyordu; ailemi, arkadaşlarımı, bana değer veren insanlari artik üzmemem gerekiyordu. Bunun için ilk adımı atmıştım da, tek hayalim olan Mimar Sinan Üniversitesi-Güzel Sanatlar Bölümü'nde okumak istiyordum. Daha sonra ise Resim Öğretmenliği'nde gözüm vardı.

Üç ay önce girdiğim sınavın sonuçları bir saat önce açıklanmıştı. Ama bakacak cesaretim de yoktu. Çok çalışmıştım, başaracağıma inanmış, pes etmemiştim belkide.

İçeriye aniden giren Melis'le yerimden sıçradım. Sitemli sesiyle,

"Alçin, lütfen daha sonuçlara bakmadım deme."

"Tamam demem." Dediğimde gözlerini devirdi.

"Hadi kızım açtım bak ben siteyi gir de birlikte öğrenelim geleceğin resim öğretmeni adaylığında var mısın yok musun?" Hafif bir tebessümle karşılık verdim.

"Hadi öğrenelim."

Tc kimlik no'mu girip şifremi yazdım ve girişe tıkladım. Dönüyor dönüyor dönüyor ve..

"Bi açılmadı ya"

"Sitem etme Melis benden çok sen heyecanlısın vallaha. Sahi sen ne yaptın tutturabildin mi bu sefer İTÜ'de Mimarlık Bölümü'nü ??"

"Açıldı açıldıııı!!!"

Heyecanla ekrana baktım ve evet başarmıştım tek hayalim olan Mimar Sinan Üniversitesi'ni tutturmuştum. İçimde yine de bir burukluk vardı tebessüm ettim.

Melis'in üzerime atlamasıyla bu tebessüm büyüdü ve gülücük olarak suratıma yerleşti.

"Başardın Alçin!"

"Başardım Melis!"

"Hemen annene haber vermeliyiz çok sevinecek."

"Dur deli kız veririz de ilk önce üzerimden kalk da söyle bakalım sen ne yaptın?"

"Bende başardım Alçin, İTÜ'de geleceğin mimarıyım!"

"İnan bana çok sevindim. Yeni bir hayat için güzel bir gün he ne dersin?"

"Kesinlikle öyle hadi sende kalk annene mutlu haberimizi veriyor daha sonra da sahilde bir kafeye gidiyor ve bunu pastayla kutluyoruz."

"Sen gitsen de ben evde kafamı dinlesem bunun şerefine bir resim çizsem Melis??" Aklımın bir köşesinde yine o: Utku, canım kardeşim vardı. Hemen kovaladım düşüncelerimi artık o yoktu ben ve hayellerim vardı. Evet belki hemen herkese güvenemeyecektim ama ona da alışacaktım, zamanla güvenmeyi de öğrenecektim.

"Katiyen olmaz hadi hazırlan salonda bekliyor olacağım." Dedi ve çıktı Melis.

Havalar sıcak olduğu için bir jean şort giymiş ve üstüne beyaz bir badi geçirmiştim. Saçımı örmüş parlatıcımı sürmüş ve parfümümü sıkmış aşağı kata doğru yol almıştım taki son merdivende takılıp düşünceye kadar.

"Ahhhhh ayağım" diye bağırdım ama bağırmaz olaydım. Melis hemen dibimde bitmiş çok acıyor mu, ay kırıldı mı, yoksa artık yürüyemicek misin? Gibi cümlelerle olayı büyüttüğünde ona ters bir bakış atarak,

"Bir şeyim yok Melis büyütme iyiyim hafiften burkuldu sadece bak üzerine de basabiliyorum." Hafiften acımıştı ama ona söyleyip günümü hastanede geçirme gibi bir niyetim yoktu.

"Tamam öyle olsun sakarcım ama bir sey olursa söyle doktora gidelim." Gözlerimi devirdim ve içeri annemin yanına geçtim.

"Kazandım anne, başardım." Tebessümle anneme bakıyordum ve gözleri doldu.

"Canım kızım benim, tebrik ederim seni. O kadar mutlu oldum ki dünyalar benim oldu sanki. Aferin benim birtaneme." Sözlerini bitirdiğinde annemin sol gözünden bir damla yaş firar etti. Ve bana kocaman sarıldı.

"Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim anne. Simdi ağlama lütfen ağlaman icin değil gülümsemen için söyledim."

"Tamam kızım tamam bunlar mutluluk göz yaşları. Hadi sizde eğlenin bakalım. Dikkat edin kendinize."

"Tamamdır."

Melisle birbirimize bakıp sırıttık ve evden ayrıldık.

Bisikletlerimize atladık ve 10 dakika mesafe olan sahile sürmeye başladık. Ayağım beni zorluyordu ama aldırmadım. Geçerdi yakında büyütmeye gerek yoktu.

Melis'e seslendim ama ses yoktu. Sanırım geride kalmış ya da durması gerekmişti. Arkama dönüp baktığımda orada olmadığını tescilledim. Tam önüme dönüyordum ki bana son hızda yaklaşan araba  ve gelen korna sesiyle şok oldum. Sanırım ölüyordum. Yeni hayatımın ilk gününde bu yaşama son veriyordum. Güzel dediğim günü acıyla bitiriyordum.

ÖylesineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin