"Hey, sen şu fotoğrafçı kız mısın?"
Camila başını kaldırdı ve sesin geldiği yöne baktı. Okulda birkaç görevli ve kendisi dışında kimsenin kalmamış olduğunu düşündüğü için gelen kızı görünce şaşırmıştı. Okulda yeni olmasına rağmen o kızın kim olduğunu biliyordu, adı Lauren'dı. Koridorlarda sıklıkla imrenen bakışlar arasında arkadaşlarıyla onu görmesinin yanı sıra kimya dersinde grup olduğu kızlarla kafeteryada çalışırken hakkında duydukları onun tanınan birisi olduğuna kanaat getirmesini sağlamıştı.
"Cevap verecek misin? Catherina'ydı değil mi?" dedi Lauren ve Camila'nın sahte olduğunu hemen anladığı gülümsemesiyle bankın yanına oturdu.
"Camila." diye düzeltti onu. Lauren onu umursamadan devam etti.
"Bu saatte burada ne yapıyorsun? Okul biteli 1 saat oldu."
Camila, Lauren'da olan gözlerini okulun çıkışına çevirdi. "Annemin gelmiş olması gerekiyordu ama her zamanki gibi unutuldum. Burada yeniyim bu yüzden metro saatlerini de bilmiyorum ve telefonlarımı açmıyor."
Lauren yine sahte olduğu fazla belli olan bir şekilde dudaklarını büktü. "Kötü olmuş. Ben de diyordum ki biraz sonra bana bir yardımın dokunabilir."
Camila gözlerini yine Lauren'a çevirdi. "Ne gibi bir yardım?"
Lauren bu sefer gerçek bir gülümsemeyle "Fotoğrafımı çeker misin?" dedi.
Camila tek kaşını kaldırdı "Ne için?" diye sordu. Aklı karışmıştı.
Lauren heyecanla "Benim bir bloğum var da, orada kombinler falan paylaşıyorum. Bundan önce de birkaç tane koymuştum ama tabii hepsini uyumak dışında hiçbir şey yapamayan ablama cep telefonuyla çektirmiştim ve şey, o kadar da güzel olmadılar."
Bir süre duraksadı. "Ee, ne diyorsun?"
"Peki benim bundan kazancım ne olacak?" dedi Camila.
Sadece şaka yapıyordu ama anlaşılan Lauren şaka olduğunu anlayamamıştı ama yine de alınmadan "Benimle takılacaksın ya!" dedi ve neşeyle banktan kalktı. Camila içini çekti, bu kız gerçekten çok şımarıktı.
Çantalarını topladıktan sonra Lauren'a yetişmek için hızlı adımlarla yürümeye başladı. Tam nasıl gideceklerini soracaktı ki Lauren montunun cebinden bir araba anahtarı çıkardı ve ilerisinde duran pembe Mini Cooper'ı açtı. Bu kız daha 17 yaşındaydı ve hey, böyle bir arabayı nasıl almıştı? Doğum günü hediyesi falandır herhalde, diye düşündü ve sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa yerleşti. Lauren onun da bindiğini görünce kemerini takmadan sürmeye koyuldu. Camila bunu fark etti ve "Kemerini takmayacak mısın?" dedi.
Lauren kafasını kısa bir süreliğine ona çevirdi. "Annem bir trafik kazasında öldü, kemeri de takılıydı ama bu onun ölmesine engel olmadı." dedi buruk bir gülümsemeyle.
Camila kafasını önüne çevirdi. Kısık bir sesle "Kusura bakma." dedi.
"Özür dileme, sonuçta ona çarpan arabadaki sürücü sen değildin ya." dedi ve devam etti, "Bu arada kameran yanında, öyle değil mi?"
Camila başını salladı. Bir süre konuşmadan yola devam ettiler. Daha sonra villa gibi bir yere yaklaştıklarında Camila, Lauren'a "Burası senin evin mi?" dedi.
Lauren başını salladı ve arabasını bir yere park etti. Arabadan indiklerinde kapının önünde bekleyen iri cüsseli bir adama arabasının anahtarını fırlattı. Adam "Hoş geldiniz." dedi ikisiyle de göz teması kurarak.
Lauren bir an duraksayınca Camila da durdu. Lauren, "Babam evde mi?" diye sordu olmamasını dilermiş gibi. Adam "Hayır efendim." deyince onaylar biçimde başını salladı ve "Güzel" dedi. Lauren eve ilerledi. Camila da meraklı bir şekilde onu takip etti.
---
Selaam, öncelikle bu benim ilk hikayem/kurgum saçma yanları olabilir veya anlatım bozuklukları vs. yapmış olabilirim. Eğer görürseniz lütfen beni uyarın. Ayrıca kurguyla ilgili önerilerinizi veya tavsiyelerinizi yorumlarda belirtebilir ya da bana mesaj atabilirsiniz. Bu bölüm biraz kısa oldu ama hikaye tutulursa bölümleri uzatırım. Öpüldünüz💖