'Yeol, o yalan söylüyor.'
Chanyeol, aniden kafasını Lay'e çevirdiğinde ondan dolup taşan şehvete şahit oldu.
"Şimdi diğer bir konuya geçelim." Lay'in ses tonu Baekhyun'u huzursuz etmişti.
Siwon söze tekrar giriş yaptı.
"Evlilik sözleşmesi için maddeler oluşturmalıyız. Onun için daha ciddi ve üsturuplu olun lütfen beyler!"
"Ben sözleşmeli bir evlilik istemiyorum, Bay Kim!" Lay'in ilginç bir şekilde sinirli çıkan sesi duyulduğunda, Baekhyun kafasını ona doğru çevirmişti.
"O benim eşim olacak ve bana bağlanacak. Beni memnun edip, sözümden dışarı çıkmayacak. Okulunu bırakacak!.."
Chanyeol huzursuzca yerinde kıpırdandı. Zira karşısındaki betayı yeni gördüğünü savunan ve dünyada kimsenin ne yaptığını siklemeyen kuzeni bu çocuğun okuduğunu nereden biliyordu?
"Zaten dışarı çıkan bir tip değil ama yine de bensiz dışarı adım atmayacak!.."
Chanyeol, Kris'in ensesine elini atıp dudaklarını kulağına yasladı.
"O tamamen bana bağlı olacak ve ben nereye gidersem gideyim her zaman yanımda olacak!.."
'Kris bebeğim, Lay'i durdurmalısın!'
Kris eşinin tatlı fısıltısıyla ona sürtünüp aniden, Lay'in zihnine girdi.
'Sadece Baekhyun'un yüzüne bak ve onu ne kadar korkutuğunu gör!'
Lay, Siwon'la güç için savaşan gözlerini aniden çekti ve Baekhyun'a döndü. Onu delip geçen ve sessiz hıçkırıklarıyla dolu olan gözleri gördüğünde ayaklanmaya çalıştı ama Chanyeol onu engellemişti.
"B-benim bu kadarını yapmam mümkün değil." Baek, küçük bir hıçkırıp bırakıp abisine döndüğünde Jongin kıymetlisinin güzel incilerini parmağıyla akmadan ondan aldığında, Lay şiddetle sarsılmıştı.
Bütün benliği Jongin'i dişleriyle parçalayıp öldürmek için yanıp tutuşuyordu. Buna sebep olan şey ise sadece Baekhyun'a şevkatle bakıp incilerini silmesiydi.
Bunu Baekhyun'a kimse yapamazdı. Kimse ona dokunmamalıydı. Kimse ona bakmamalıydı. Hiç kimse onu istememeliydi. Çünkü; Lay, Baekhyun daha küçücükken buna engel olmak için önlemini almıştı.
Ve evet Lay, Baekhyun'u biliyor ve tanıyordu. Onun herşeyini doğduğu andan itibaren biliyordu. Nelerden hoşlandığını, nefret ettiği şeyleri, nasıl nefes aldığını, nasıl koktuğunu, nasıl mastürbasyon yaptığını, kendine nasıl dokunduğunu, hassas yerlerini ve daha milyarlarcasından haberi vardı.
Ama bunu kimsenin bilmesine gerek yoktu. Lay, Baek'in okşayıcı sesini tekrar duymak için ona soru yöneltti.
"Peki Baekhyun, saydıklarım içinde mümkün olan şeyleri bana sıralayabilir misin lütfen, güzelim?"
Baekhyun şaşkınlıkla Lay'e döndüğünde adamın son derece ciddi olması onu şok etmişti.
"B-ben özür dilerim ama bunların hiçbirini yapabileceğimi zannetmiyorum. Cidden çok üzgünüm."
"Üzgün olmamalısın güzel bebeğim. Önemli değil. Sözleşme olmayacak sadece, Baekhyun bana söz vermeli ve yemin etmelisin. Beni memnun edeceğine, bana sadık kalıp, her daim yanımda olacağına dair söz vermelisin. Senden tek istediğim bu güzelim."
Jongin hırsla gözünü Lay'e çevirdiğinde onun yüzündeki ifadeyi tanımıştı. Bu adam şehvetin haricince şevkatle bakıyordu, Baek'e. Ona aç ve muhtaç bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WE CAN'T FORGET
Fanfic..Bugünün karanlığı yarının aydınlığına dönüşsün sevgilim.. Boy&Boy SeKai LayBaek ChanKris