🌼Selam papatyalarım. bu benim 3. kitabım... umarım beğenirsiniz
🌼öncelikle bir konu konuşmak isterim. önceki kitabım ÇETE ye bir sürü saçma sapan yorumlar gelmişti. Şu kitaptan alıntı yapmışsın şu diziden alıntı yapmışsın gibi. o kitaba final getirmemin sebebiyde buydu. yorum yapın iyi ya da kötü ama saygı çerçevesini aşmadan yapın. Ben kitap hırsızlığına fikir hırsızlığına karşı çok büyük tepkiler veririm. Böyle birinin fikir hırsızlığı yapması saçma olur. Yani demek istediğim BU KITAP HİÇBİR KİTAP DİZİ FİLM VB DEN ALINTI DEİLDİR!
🌼 Çok fazla ciddi oldu bu konuşma😂 neyse keyifli okumalar papatyalarım...
🌼Multi=hikayenin karakterlerinin yarısı(diğer yarısı diğer bölümde gelecektir)
Multi=Fettah can-boş bardak (hikayeye başlarken açınız ben o şekilde yazdım)Hayaller mi daha iyi tutar insanı... Bir dertten kurtulmak için neler yapıla bilir... kaçmak mı kurtarır dertten yoksa dik durmaya çalışmak mı... hep bunu düşünürüm. en cazip fikir hayal kurmak bana göre. hayaller insanı güçlü kılar, ayakta tutar. Hayallerin ne kadar büyükse mutluluk için de bir bonusun olur. Ama tam mutlu olamazsın. o kurduğun hayaller gerçek olmadığını bilir ve mutlu olamazsın. Hayal etmek güzeldir. Ama gerçekleştirmek zordur. Aslında benim zor bir hayalim de yok. Mutlu olmak... evet tek hayalim bu.
Sokakta yürümeye devam ederken yan tarafta küçük bir masanın üzerinde tavla oynayan bakkal Hayri Amca ve kasap Hasan Abi'yi gördüm. Sıcak bir gülümseme yollayıp başımla selam verdim. Onlarda selam verip oyunlarına geri döndüler.
Evime çıkan o sokağa girdim. Benim kurtulmak istediğim o çıkmaz sokağa... Evet hayatımı sevmiyorum. Fakirliği sevmiyorum. Çünkü fakirlik benden herşeyimi çaldı! Küçüklüğümü, babamı,annemi herşeyi!
Babam bize ekmek getirmek için hep işe giderdi. İnşaatda çalışırdı. Hayatı bir tahtanın üzerindeydi. O tahta kırıldı ve feci bir şekilde yere çakılıp öldü.
Aslında herkesin hayatı bir tahtanın üzerinde. Sonunda ölüm olan bir hayattayız. Ne kadar duvarlardan tutunsak da elbet ya elin kayacak ya tahta kırılacak ve bir şekilde öleceksin.
Babam inşaattan düşüp öldü. Bastığı tahta kırıldı ve yere çakıldı. Ben o zaman babamla beraber inşaata gitmiştim oradaki abilerle çok eğleniyordum. İnşaatın yanında toprakla oynarken birden bi çığlık kopmuştu tabi o zaman 5 yaşındaydım. Yavaş yavaş yürüye yürüye oraya gittim babam yerde yatıyordu kafasından kanlar akıyordu. Yanına koşup yere çökmüştüm."Baba hadi uyan da eve gidelim niye herkes ağlıyor baba kalksana" bebekce konuşmalarımla bunu söylemiştim bir adam beni alıp eve getirmişti o günden beri sürekli babamın ya hayalini görüyordum ya da rüyamda... Dün gibi hatırlıyordum olanları.
3 yıl önce bu eve taşındık. Annem bir mektup bırakıp gitti. Mektupta 'bu borçların altından kalkamayacağını zengin bir adam bulup onunla evleneceğini' yazmıştı. 3 kardeşi öylece bıraktı. Önce yetimdik. Şimdi hem yetim hem öksüzüz. Babannem bize 'kanadı kırık meleklerim' der arada bir. Evet bizim kanadımız kırıktı. Babam da fakirlikten öldü Annemde! Annem artık benim gözümde ölmüştü! Bu zamana kadar gelmediyse bu zamandan sonra da hayatımda yeri yoktu!
Ben ünüversite ye kadar okudum fakat babannem hastalanınca okulu bıraktım. Artık resim kurslarına da gidemiyordum. Tek isteğim bir iş bulup babannemi kurtarmak.
Babannem safra kesesi ameliyatı olmuştu. Bulunduğu ortam temiz olmadığı için kesesinde taş çıkmış. Bu kadar pis bir mahallede nasıl sağlıklı durulabilir ki! Yere tüküren, sigara içip ızmaritlerini yere atan, bira şişeleri kıran...
ben kendimi tanıtmadım. Adım Masal Demir. Benden 5 yaş büyük abim Kaan Demir bir de lise son a giden kız kardeşim İdil Demir var. Babannemin adı Fatma. Ama herkes ona 'Nadide Sultan'der. O benim biricik babannem...
Kapının önüne geldim ve açılması zor olan kapıya anahtarı yerleştirdim. Bütün gücümle çevirip kapıyı açtım ve ayakkabılarımı çıkarıp ayakkabılığa koydum. Kapıyı kapatıp ceketimi çıkardım ve askılığa astım. Peyaz tavşanlı terliğimi giyip koşarak içeri girdim.
Eskisi kadar fakir deildik eşyalarımız vardı evimiz gayet tatlı ve güzelidi. Sadece borçlardan kurtulmaya çalışıyorduk. Abim SİGNORA Holding'te şoför olarak çalışıyordu. Ama o bize yetmiyordu. Babamın yaptığı borçlar ölünce bizim başımıza yıkıldı. Ödeyince maaşın yarısından çoğu gidiyor bize az bir para kalıyordu. Babannem normalde beni okuldan çıkarmazdı ama bir kuruş para kalmayınca mecburen bırakmıştım.
Abim umutla gözlerime baktı.
"İş bulabildin mi?"
Hüzünle ona baktım ve kafamı olumsuz anlamda sağa sola salladım.
"Malesef,birisini bulmuşlar"
Bir iş ilanı gördüm ve gittim ama kapmışlardı. İçeri girip peteğin üzerine ellerimi koydum ve hırkanmın uçlarını parmak eklemlerime kadar çektim. Nadide Sultan elinde soyduğu elmaları tek tek bize verdi.
"Kızım sen oku-"
"Babanne lütfen ben çalışmak istiyorum"
Kafa salladı. Elmayı yerken abim bir anda hızla ayağa kalktı. Bütün gözler-haliyle- ona döndü.
"Sen resim çizebiliyordun demi? Böyle moda üzerine"
"Evet de neden?"
"Kızım iş buldum sana"
"Nasıl?"
"Benim çalıştığım şirket tasarımcı arıyor. Ünüversite 3 e kadar okudun e resim kursundan diploma çıkarttın. Tamamdır. Ben akşama doğru patronu arar durumu anlatırım. Yarına kadar en güzel şekilde çiz ve getir. Baksınlar"
Kafa salladım. İşte hayatım bu andan sonra değişecekti. Bu iş benim KURTULUŞum olabilirdi!
🌼Evet sevgili papatyalarım. Bu bölüm de burada son buldu. Hikaye hakkındaki düşüncelerinizi yoruma bırakabilirsiniz(tabi saygı çerçevesi içinde)
🌼AŞŞAĞIDAKİ KÜÇÜK YILDIZA TIKLAYIN VE PARLASIN🌟
🌼Normalde sınır koymayacaktım. Ama koymazsam oylar gelmiyor. +10 voteye yeni bölüm gelir papatyalarım😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTULUŞ
Teen FictionGözlerimi ona çevirdim. "Çok garipsin. Farklısın. Değişiksin. " Gülerek bana baktı o güzel gözlerine bakmaktan korkuyordum. O gözlerin içinde kaybolmaktan... "İltifatmı küfürmü bu laflar" "Gökyüzü gibisin. Herşeyi içinde sıcacık tutuyorsun. Ama b...