Ayrıca Karal, Osmanlı Devleti'nin demokrat karakterli temellere dayandığını yazıyor:
"Osmanlı hükümeti şekil bakımından bir monarşi idi. Fakat bu monarşi demokrat karakterli temellere dayanmakta idi. Osmanlı Imparatorluğunda, Avrupa'da olduğu gibi, imtiyazlara dayanan aristokrat bir sınıf yoktu, Islâm olmak şartiyle bütün vatandaşların devlet hizmetlerine girmeğe hakkı vardı. Onur ve yetki devlet kapısında görülen hizmetle kazanılırdı. Bu hizmetten ayrılan kimse, hizmetten önceki seviyesine inerdi."
Hukukçu Prof. Dr. Osman Kaşıkçı'nın yazdıkları ise Enver Ziya Karal'ı teyit etmektedir:
"Osmanlı sultanlarının geniş yetkileri olduğu sanılsa da gerçekte yetkileri oldukça sınırldır. Osmanlı padişahlarının yetkilerini sınırlandıran husus, şer'i hukuktur."
Buna mukabil M. Kemal'in sahip olduğu yetkilerin ne kadar geniş olduğunu anlamak bakımından Lord Kinross'un naklettiği şu anekdot kâfidir sanırız:
"Kendinde üç başkanlığı birden toplamıştı: Devlet Başkanlığı, Hükümetin ve Meclisin gerçek başkanlığı, tek Parti Başkanlığı. Selanik'ten beri kendisine hayran olan arkadaşı Tevfik Rüştü onu bir gün Hıristiyanların üçlemiyle kıyaslamıştı: 'Baba, Oğul ve Kutsal Ruh.' Gazi, gözlerinde bir pırıltıyla onayladı: 'Öyledir, ama, kimse duymasın!'"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Osmanlı Devleti Diktatör Mü?
SachbücherOsmanlı Devleti mi Diktatörlük idi, yoksa Kemalist rejim mi? İşte gerçekler...