2.Bölüm

89 23 25
                                    


      Onu düşünmekten beynimi yemiş olmalıydım...

Bir şeyler beni gecenin zifir karanlığına çağırıyordu,hızlıca kapıdan çıktım. Amacsızca yolda yürümeye başladım. Biraz kendime geldiğimde park'ta olduğumu fark ettim.Düşüncelerin arasında hapis olmuştum. Üşümemle birlikte üzerime konan ceket birbirini tamamlamıştı.Sağa doğru yöneldim,yanımda oturan,ceketini benimle paylaşan Sarp'tı. Ona çok kızgındım ama bir türlü kızamıyordum. Sarp dudaklarını yavaşça araladı ''Buse senin bur da ne işin var?''Diye mırıldandı...Yavaşça yutkundum ne diyeceğimi bilemiyordum. Tek hissettiğim beni kollarının arasına alması oldu,kendimi gecenin zifir'i karanlığında çok huzurlu hissediyordum.  

Nefesi nazikçe dudaklarımdan çarpıp etrafa dağılıyordu...                                                                                 Hafif esen rüzgarın ardından uzun kumral saçlarım Sarp'ın yüzüne çarpıyordu,Sarp bundan şikayet etmiyor aksine saçlarımın kokusunu ciğerlerine çekiyordu. Göz kapaklarım ağır ağır kapanmaya başladı. Sabah kalktığımda ne olduğuna anlam veremediğim bir yerdeydim,etrafa biraz göz attım...

Kapının gıcırtısı,onun arkasında Sarp'ın yeşil gözleri bana bakıyordu. Bunun rüya olup olmadığını kontrol etmek için gözlerimi kapattım,açtım,kapattım...Olanlar gerçekti. Sarp bir müddet beni süzdükten sonra ''bir şeyler yemek ister misin?''diye sordu. Hızlıca cevap verdim çünkü oldukça acıkmıştım.Yavaşça ayağa kalktı ve kapıdan çıktı.Bir kaç dakika sonra odaya elinde bir tepsiyle geri döndü. Tepsiyi bana uzattı.                                                                                               Bir müddet konuşmadan sadece birbirimize baktık.Dün gecede ki Sarp'a dair hiçbir iz yoktu.Neden bana böyle davranıyordu,duygularımla sanki alay ediyordu.''İstersen seni evine bırakayım'' dedi. Kafamla onayladım.Sarp merdivenlerden ikişer,ikişer indi bende onu takip ettim.''Dün gece beni neden uyandırmadın?''Dedim.Tebessümle soruma cevap verdi.Arabayı oldukça hızlı kullanıyordu bu hoşuma gitmişti,ani bir frenle arabayı durdurdu.Kapımı açmaya tenezzül bile etmedi.''Görüşürüz''diyerek yanından ayrıldım.O günden sonra gecelerde benim umudum olmuştu...Zil art arda iki defa çaldı,zili böyle çalan sadece Aylin'di .Kapıyı açmamla Aylin'in boynuma sarılması bir oldu.Aylin uzun zamandır Ankara'daydı babasının vefatından sonra annesi yıkılmıştı,bir süre Ankara'da kaldı.           

Ona her şeyi anlatacaktım,ama kendimi hazır hissetmiyordum.İçime attıkça acımın büyüdüğünü anladım.Ve konuya girdim.''Ona ilk görüşte aşık oldum,gözleri gözlerimle birleşince hayatımda olmadığı kadar heyecanlandım.O benim gökyüzüm ben onun hiçbir şeyiydim. Her an,her dakika,her saniye,her geçen gün onu düşünüyordum.O beni sevmedikçe içimdeki acı git gide büyüyordu.''Dedikten sonra göz yaşlarımı tutamadım Aylin'e sarılıp ağladım.Aylin beni teselli ediyordu.''Elbet senin aşkın bir gün karşılığını bulacak Buse,kendini bu kadar üzme''dedi.Aylin'in bu kısa konuşması beni rahatlatmıştı. Aylin'in gelmesi çok iyi olmuştu artık yalnız değildim.Aylin'de kimsede olmayan bir enerji vardı bu enerjisi mutluluk veriyordu.''Buseciğim hadi kalk artık''dedi.Aylin'in gelmesiyle hayatım düzene girmişti.Kendimi daha iyi daha huzurlu hissediyordum.Bu gün güzel havayı kaçırmamak için dışarıya çıkacaktık.Aylin kısa saçlarını bukle bukle yapmıştı,daha özenli giyinmişti.Sanırım bu süslenmenin altında bir şeyler yatıyordu fakat bunu umursamadım.Bende uzun saçlarımı açtım.Hemen bir taksiye binip kafeye gitmeye karar verdik.Taksiden inip kafeye doğru yöneldik,Aylin o an işte seni ''sevgilimle tanıştıracağım''dedi.Masada Sarp'ta vardı.Sarp meraklı gözlerle bana bakıyordu,olanları anlamaya çalışıyordu.Benimde ondan çok farkım yoktu.Aylin söze atılarak işte en yakın arkadaşım Buse dedi.Aylin'in sevgilisi Tarık elini bana uzatarak ''tanıştığımıza memnun oldum'' dedi.Sarp ve Aylin'de aynı şekilde tanıştı.Artık olanları anlamıştım.Sarp'la gözlerimiz sürekli göz göze geliyordu ama bu durumdan rahatsız değildim.   

Aylin ve Tarık hayatımda gördüğüm en mutlu sevgililerdi.                                                                              Birbirlerine sürekli iltifat edip hoş cümleler söylüyorlardı.''İzninizle lavaboya gidebilir miyim?''deyip yanlarından ayrıldım.Lavabodan çıktığımda karşımda Sarp beliriverdi.Yüzüne uzun süre bakıp masaya geri döndüm.Ben masaya döneli on beş dakika olmuştu ama Sarp halen ortada görünmüyordu.                                                                                                                               Merak etmeye başlamıştım.Bir anda ağzımdan ''Sarp nerede kaldı''deyiverdim.Aylin'de Tarık'ta meraklı gözlerle bana baktı.Sarpı karşıdan hemen tanıdım ama Sarp'ın yüzü sararmış gözleri dolmuştu.Hışımla yanımıza geldi titreyen sesiyle annem vefat etmiş dedi.Şaşkın ve hüzünlü bir şekilde Sarp'ın yüzüne baktım,neredeyse ağlayacaktı.Ne yapacağını ne diyeceğini bilemiyordu.   Kapıyı tekmeleyerek dışarıya çıktı.Hemen arkasından bende dışarı çıktım,bir anda bana sarılarak ağlamaya başladı.Göz yaşlarının omzumu ıslattığını fark ettim.Omzumdaki göz yaşlarının hiç gitmemesini istedim.Ağlarken o kadar masum görünüyordu ki ,ağlarken bile yakışıklılığını yitirmiyordu.Telefonu durmadan çalıyordu ama Sarp'ın açmaya niyeti yoktu.Israrla çaldıran kişiye bağırarak telefonu açtı.Telefondaki sanırım babasıydı.

Onu bir yere çağırıyordu Sarp ise reddediyordu ,telefonu aniden babasının yüzüne kapattı.    Kaldırımın kenarına oturdu ve anlatmaya başladı ''annem yıllar önce bizi terk edip gitti o pislik kocasının ofisi iflas edince bizim yanımıza geldi gerisini zaten biliyorsun''dedi ve ardından tekrar söze girdi ''ondan ne kadar nefret etsem de çok üzüldüm ama onu asla affetmicem.''Hava kararmaya başlamıştı biz hala o kaldırımda oturuyorduk.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 16, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sadece SenWhere stories live. Discover now