"Adım Şehvet Alevli , tanıştığıma memnun oldum." Şu pislik sınıf tayken nefes bile alamıyordum. Kelimeler boğazıma düğümlenmiş konuşamıyordum. Bir sınıfın görüntüsü nasıl bu kadar iğrenç olabilirdi? Yada ben mi öyle görüyordum? Bu soruları kendime sorarken, hocanın birşeyler dediğini duydum; "Boş olan bir yere geç." Tek boş olan yer o çocuğun yanıydı, oraya oturmaya bile cesaret edemezken nereye oturacaktım?
Nasıl konuşacaktım? ,resmen korkuyordum galiba çok salağım.
" Şey buraya oturabilirmiyim?"
Harfler bile söylenmeye korkarken nasıl konuşabilmiştim?
"-hmm Hayır." Zaten böyle bir cevabı bekliyordum, neden konuşmuştum ki.
"Şey ama boş yer yok." Gözleri alev saçıyordu, sanki benden kork der gibi.
" Şey bak şuraya oturabilirsin." Gösterdiği yer çöpkovasıydı. Ne pislik bir şeydi bu.
" Ciddi olur musun,oturmak istiyorum." Nefret ettim resmen of.
"Tamam ,geç otur." içimden bir oh çekerek sıranın yarısını kaplamış olan çocuğa baktım. Neyse ki zayıf olduğum için oraya sığabilirdim.Ders geometri olduğu için hiç kimse hocanın anlattığı şeyi siklemiyordu. Tek inek olarak ben dinliyordum.
"Bu kadar inek olmanı gerektiren şey nedir?" Ah sanki içimi okumuştu çocuk.
"Ben inek değilim, sadece hayatım için birşeyler yapıp zamanı değerlendiriyorum." Fazla hızlı konuştuğum için nefes nefese kaldım.
"Güzel. Devam et."
Ne demişti yakışıklı cool şey.
İnek misin sen? Bok, insan illaki çalışınca inek olmuyordu ki.
Yanımda ki cool şeyi takmayıp derse yöneldim.Telefonuma baktığımda zilin çalmasına bir dakika vardı. Zaman neden istediğim yerlerde hızlı olmuyor?
Derken zil çaldı. Var gücümle ayağa kalktım, bu pislik sınıfta daha fazla duramayacaktım.Lavaboya girdiğimde ruj sürenler mi dersin, oooo resmen götlerini satmak için buradaydılar. Ahh bunlar ne pislik şeylerdi.
Aynaya bakındığımda siyah olan saçlarım dağılmış, uykusuzluktan mavi gözlerimin yorgunluğu belli oluyordu. Ayaklarım beni kapıya doğru götürdüğünde birine çarpmıştım.
" Noluyor be sabah sabah, eceline mi susadın kızım." oysaki bütün suç ondaydı ne diye bana bağırıyordu ki.
"Ben özür dilerim, pardon ." bunu neden dediğimi bilmiyordum, hey ben ezik değildim ki."Aaa bakın kızlar yeni bir ezik daha gelmiş okulumuza, alkışlayalım." " Lan sikecem lan bunu ben yeminlen götünden sokup ağzından çıkartacam o lafları."
Tabi bunları söyleyen hatceydi. Hatce benim iç sesim olan mahalledeki kezban kızdı. Ona hak veriyordum ama bunları söylemezdim. "Sen bana ezik mi dedin!?" ahh iç sesimi durduramamıştım. " Evet lan dedim nolucak? Birşey mi yapacaksın ezik? "
Ahhh iç sesime izinverdim ve konuşmaya başladım.
" Lan öldürürüm lan seni, orospu!"
Boğazına yapışıp duvara itikledim, nefessiz kalmıştı ama pek umursamadığım için kale almıyordum. " Şimdi sen bana ezik mi diyordun? Ha? " Yüzü mosmor olduğu için bıraktım, özürdilesin diye. " geri al lan o lafı .!"
Sınırları aştığında sigortalarım atıyordu.
"Tamam tamam. Özür dilerim."
Ahh sonunda hatce bir işi başarmıştı. Ona teşekkürlerimi sunuyorum.
"Aferin, akıllı ol." ahh ben böyle değildim, ama gerektirdi. Ezik değildim ben ve olamazdım.Lavabodan çıktığımda gözler benim üzerimdeydi. Of ne kadar da havalıyım. Hıh, aiishh. Okulun bahçesine çıktığımda, rüzgar saçımı esir almıştı. Gözlerim ise sanki ağlayan bulutları andırırcasına etrafa alev saçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİLİN OLACAĞIM!
Roman pour AdolescentsYanlış işlere bulaşmayacaktın kovanıma girmeyecektin arı. seni burada dışlarlar. git başka yerlerde oyna.