Yürümeye başladım kendi cehennemime doğru gittiğimi bilmeden sadece yürüdüm ona doğru o siyah gözler yaklaştıkça dahada içine çekiyodu beni sanki bu çekimden nefret ettim , o gözlerden nefret ettim , ellerimin titremesine sebeb olan o gözlerin sahibinden nefret ettim bian , siyahın en güzel tonu olan çocuğun tam karşısındaydım şuan aramızda sadece bi adım mesafe vardı ve ben gözlerimi kısmış o gözlerin sırrını arıyodum . Beni böyle güvende hissettiren o gözlerin bi sırrı olması lazımdı , ah tam olarak salaklaşıyodum bananeydiki o siyah gözlerden , siyah gözlere bakmadan yanından geçip gittim .
Müdürün odasının önüne gelince dik olan duruşumu iyice dikleştirip kapıyı çalmadan içeri girdim . Saygı , küçüklükten beri bana , hayatıma saygı duymayan insanlar yüzünden çıkmıştı hayatımdan , karşımda gördüğüm kişiyle tam olarak afalladım sonra yüzüme yerleştirdiğim soğuk tebessümler kendimi koltuğa rahatça attım .
"Barış abi beni oldukça şaşırtıyosun " diyip ona bakmaya başladım. Beni şaşırtmak hoşuna gitmiş gibi gülüp
" seni şaşırtıyosam ne ala ! Artık benim gözetimim altındasınız küçük hanım okulumda sorun istemiyorum " demesiyle yüzümde olan tebessümde uçup gitti . Ne kadar kötü niyetle dememiş olsada beni kontrol altında tutmaya çalışmamalıydı. Yinede belli etmeyip
"Sınıfım? " dedim. Barış abide bendeki değişimi farketmiş olsada
"12/B" dedi. Tam yine bişe dicekken odadan çıktım. Boş kolidorda yavaşca ilerleyip sınıfımın nerde olduğunu arıyodum . Sonunda bulduğumda yine kapıyı çalmadan içeri girdim . Karşımda kırk senedir bu işi yapıyomuş gibi duran , yaşlı olmasına rağmen gür saçlı bi adam duruyodu . Pek önemsemeden içeri girdim ve boş yer bakmaya başladım . Hoca! benden açıklama bekemiş olacakki 2 kere öksürüp
"Kim olduğunu tanıt ve yerine geç " dedi. Onu takmayıp yer aramaya devam ettim en son arka sıralarda bi çocuğun yanı boş olduğunu gördüm oraya gidecekken bilin bakalım ne oldu o hoca bozuntusu kolumu tuttu ve"Kendini tanıt " diye bağırdı. O. Benim. Kolumu. Tuttu. Yavaşca ona dönüp o pis gülüşümü yaptım. Korktuğunu o gözlerinden anlıyodum bu daha fazla gülmeme sebep oldu . Sonra birden duygusuz ifademe dönüp soğuk bi sesle
"Kolumu bırak "
"Senin karşında kim -"
"Ah evet karşımda tam bi moruk var ve o elini hemen indir " diye bağırdım . Kolumu bırakıp
"Hemen müdürün yanına " diye bağırdı. Çantamı sıraya atıp önden yürümeye başladım . Barış abinin kapısını hemen açıp oturdum koltuğa . Tam "ne oldu " diyecekken içeri giren hocayla! Sustu ve o kötü bakışlarıyla bana bakmaya başladı . Ya sabır !" müdür bey! Bu kendini bilmez öğrenciye haddini bildirmenizi istiyorum " haddini bilmezmiş haddin ne olduğunu bile bilmeyen moruğa bak sen ,
" ne oldu hocam , açıklayın " dururmuyum asla daldım konuşmaya
"Açıklancak bişe yok barış abi! Benim koluma dokundu dokunmıcaktı ne ceza verceksen ver ben çıkıyorum " diyim hemen çıktım. Sınıfa gidiceğime bahçeye çıkıp bi banka oturdum herkes dersde olduğundan bahçede kimse yoktu . Tabi yanıma birisi oturana kadar , başımı yavaşca döndürdüm ve o siyah gözlü çocuğu gördüm . Elinde sigarayla karşıdaki duvara bakıyodu . Ne olcağını umursamadan elindeki sigarayı alıp içime çektim iyice dumanı dışarı üflerken ona uzattım tekrar oda hiçbişe olmamış gibi alıp içmeye başladı . Şuan bu kadar güvende hissetmem normalmiydi , herzaman tetikte olan ben niye şuan bu kadar rahattım . İkimizde susup duvarı izliyoduk ve bu sessizlik bana hızur veriyodu , kafamda çığlık çığlığa bağıran küçüklüğüme bi zincir daha taktım kollarına özgür olmak istiyodu küçük ben tek bi darbe sonra yokolcağını bile bile özgür olmak istiyodu ama içimdeki küçüğü kaybedemezdim o kafamda kilitler içinde kalcaktı .
