Hani bilmediğiniz bir sokaktan geçerken tozlar havaya kalkınca gözleriniz ağlar ya... Ve bu çoğu zaman benim toz pembe yalanım olur. Aslında ağladığını hiç kimse anlamaz. Üzgün olabileceğini düşünecek kimse olmaz. İşte bu benim için; kaldırımın kenarında, kurumuş bir yaprağın üzerine basmak kadar acıdır. Tek kelime çıkmaz ağzımdan. O adını bilmediğim saçma salak sokakta öylece yürürüm. Bana hiç yakışmaycak bir hareketle kaldırımın kenarından dengesiz adımlarla ilerlerim.
Herkes benden olağanüstü şekilde mutlu olmamı bekler. Sanki bilerek mutsuz oluyormuşum gibi ağladığımı nadir görseler de kızarlar bana. Ben de kalkarım.
"Bu hayatının rolü!!!" derim kendime. Ve izlediğim tüm filmlerde hoşuma giden esprileri yapar, şu çılgın Hobbit'ler gibi dans eder ve de ' dengesiz kız olurum. Çünkü ben çok mutluyum ya!
Zamanla öğrendim mutluluğun ne kadar güzel yalan söyleyebildiğini.Bir şeyleri zamanla kaybettim ve "Zaman ilaçtır!" diyen insanları hayatımdan defettim.
Sevgili kelebek avcısı...
Ne yazıktır ki; sen de buna benzer bir şey söyledin ve yıktın beni. Kızmıyorum yine sana. Sana sıra gelmiyor bir türlü. Bilirsin, kolay kolay da gelmez. Ama inan çok zor! Nefes alırken an geliyor, keskin bir acı o güçsüz nefesi boğazımda durduruyor. Devam edemiyorum.
Devam edemiyorum. Mutsuzken mutluymuş gibi davranamıyorum artık! Yavaş yavaş karanlık ve ışığın olmadığı gecelerde tükeniyor hayallerim. Hani derdim ya hep;
"Ne olursa olsun. Ben asla şüphe etmem sevgimden. Asla şüphe etmem hayallerimden." İşte şimdi herkesin hayallerime baktığı o pencereden bakmaya başlıyorum. Burdan öyle imkansız görünüyor ki! Korkuyorum. Ama zamanla da öğrendim. Korksanda belli etmemeyi.. Seni çok sevmemem gerektiğini ve hiçbir zaman "ASLA" dememem gerektiğini... Öğrendim sevgili kelebek avcısı... Seni nasıl içimde büyüttüğümü de öğrendim ama biliyorsun. Anlatamıyorum. Öyle yoruldum ki! Bisikletli ve dünyadan bir haber bir çocuk yanımdan tasasızca geçiyor. Alt geçitteki seyyar satıcı adam sadece ekmekle karnını doyuruyor. Yanından mavi pantalonlu sarışın bir kız dudağındaki parlatıcısını belli etmek istercesine kelimeleri seçerek sevgilisinin başını şişiriyor. Boğazımda düğümlenen o her neyse onunla birlikte yürüyorum. Ama bir türlü devam edemiyorum. Bugün seni sevmek istemiyorum.
Seni seviyorum...