Öyle yorgunum ki. Yapacak tonca işim varken sadece oturuyorum. Aslında bu yaptığım hepsinden daha zor. Yani sadece oturmak çok karmaşık. Gözlerine ve kafanda dolaşan tonca fikirlere ve insanlara sahip çıkamadan öylece oturmak...
İnsanlara anlatmaya çalışırsın kendini. Seçersin birini ve gerçekten anlayabilir beni dersin. Ama sen daha ikinci cümleyi adam akıllı kurmuşken;
"Bana da oluyor ya. Geçiyor sonra. :)" deyip bi de gülücük atıyorlar. Bense hüngür hüngür ağlamak istiyorum. Deli gibi bağırmak, hızla giden bir arabadan dışarı sarkmak ya da kafamı direksiyona defalarca vurup korna seslerinin çığlıklarımı bastırmasını sağlamak... Gelip geçer diyorlar. Uzun zamandır geliyorlar ama hiç geçmiyorlar... Hepsi bir çentik bırakıyor bende... Üzerinden atlayıp geçemeyeceğim zifiri çukurlar... Ama geçer diyorlar... Geçer diyorsun...
Bu gün diğer günlerden çok farklı kelebek avcısı... Bu gün yine bir şeyler kopup gidiyor benden... Ve işin kötü tarafı iki ay önce aklımdan tuttuğum sayı ve senin yaşın; takvime baktığımda bu günü gösteriyor. Küçük bir rastlantı gibi. Aslında her şeyimiz karşılaştı seninle. Dinlediğimiz şarkılar,belki yediğimiz yemek, aynı anda su içmek ve bir şeye lanet okumak aynı saniyelerde... Bir biz karşılaşamadık seninle... Ama direnmiyorum artık. Üstünde de duramıyorum. Biz biz olamayız anladım. Nedenini de boşverdim. Ya ben çok geç kaldım ya da sen çok hızlıydın ya da insanlar çok kötüydü ya da ya da...
Kendime söz vermiştim. Sana hiçbir zaman "HOŞÇAKAL " demeyeceğim diye. Ama ne yalan söyleyeyim. Hepsini biriktirdim içimde. Hepsini sakladım zaman sonra "En azından denemişim." deyip avunmak için. Şimdi hiç gerek kalmadı bunlara. Sekiz harfli, üç heceli, sıradan ve bilindik bir kelimeyle çok kolaylaşacak her şey. Gözümde büyüttüğüm şeyler küçülüp ufalıcak hayat defterimde.
Evet, bugün sayfaları koparma günü yine. Biri görür, küçümser , anlamadan yine yargılar diye. En güzel yerlerini yırtıyorum yine... Yani anlayacağın; bu günün tarihini at kelebek avcısı.!
Bu gün; senin benden kurtulduğun gün!
Baktığımda hep güzel kal diye...
Hatırlarken yine gülümset diye...
Zaman sonra bakıp "Vay be!" diyebileyim diye...
Zalim insanlar tüketmeden bir şeyleri bitirebileyim diye...
Onca sözün yerine, şiirlerin, güzel sözlerin, küfürlerin, lanetlerin, çığlıkların ve kahkahaların yerine ;
HOŞÇAKAL KELEBEK AVCISI.