Slytherin binası başkanı Parker'ın '' Hadi! Siz birinci sınıflar bu kadar tembel olmak zorunda mısınız? '' sözüyle gözünü açan Potter, uykusuz bir şekilde yatağından doğruldu ve arkadaşları gibi üniformasını giymeye koyuldu. Bu sırada Gryffindor kulesinin ortak salonunda herkesten önce heyecanla okuldaki ilk gününü bekliyordu Rose. Onun da pek uyuyabildiği söylenemezdi, Potter'ın Slytherin'e seçilmesini hala kabul edemiyordu. Ona kalırsa bu bir saçmalıktı.
Potter ve diğerleri Parker'ı izleyerek ortak salona geldiklerinde hayranlıkla bu muhteşem odayı incelemekten kendilerini alıkoyamadılar. Alçak tavanlı, yeşil lambalar ve sandalyeler, her yerde bulunan kuru kafalar ile zindan görünümü uyandırmaktaydı bu yer. Ürpertici ama bir Slytherin öğrencisi için bir o kadar da çekiciydi. Potter Slytherin'in yeşilinde kendini çeken bir şeyin olduğunu hissediyor, fakat bunu bir türlü kabullenemiyordu. Slytherin ona göre olmadığını ve buraya alışmanın kendince bir suç olabileceği hissinden kurtulamıyordu. Ayrıca safkan Malfoy ailesinin oğlu Scorpius Malfoy da Potter ile aynı binada olmaktan mutluluk duyuyordu.
Evet büyükbabası Lucius zamanında bir ölümyiyendi ama o Malfoy ailesinde büyümüşte olsa karanlığa sapmanın bir saçmalık olduğunu düşünüyordu. Buna tarih bile inanmazdı, bir Malfoy ailesinden böyle bir evlat... Akıl almıyordu doğrusu.
Büyük salonda ilk gün konuşma yapan Profesör Longbottom öğrencilere Hogwarts müdürü olduğunu aynı zamanda Bitkibilim derslerine de gireceğini açıkladı. Ve Hogwarts ders öğretmenlerini takdim etti. Longbottom'ın unutamadığı o sözler çıktı ağzından : '' Ziyafet Başlasın'' -Nasıl unutabilirdi ki, Albus Dumbledore'u!-
Yemeğini yemekle meşgul olan Potter, masanın içinden çıkan bir hayaleti görünce yerinden zıpladı, tabi diğer arkadaşları da öyle. Malfoy ''Kanlı Baron!. Slytherin binasının hayaletidir, Hogwarts'ta her binanın bir hayaleti vardır, Potter! '' dedi. Potter'ın yüzü buz kesilmişti, acaba daha nelere tanık olacaktı?
Ziyafetin ardından büyük salondan Rose ile konuşarak çıkan Potter, bir ses ile irkildi.
''Albus... Severus... Potter... !''
Onu tanımak hiçte güç değildi, olabilir miydi? Potter ve Rose bu dev adamı çok iyi tanıyordu. Rose, ''Siz Hagrid olmalısınız efendim!'' dedi. Potter'ın yüzündeki tebessümü gören Hagrid daha da yaklaştı. Hagrid kır beyazı saçları ve uzun sakallarıyla gözleri dolmuş bir şekilde ''Evet, sen de Rose Weasley olmalısın. Hakkımda birçok şey bildiğinizden eminim, okulda kaldığınız süre içerisinde çok sık karşılaşacağımızdan emin olabilirsiniz, şimdi gitmem lazım. Görüşürüz diye sonlandırdı, ihtiyar.''
Rose ve Potter karanlık sanatlara karşı savunma dersine giderken, onlara yetişen Malfoy Rose'un bir Weasley olduğunu hemen anlamıştı. Malfoy da Potter gibi ailesi gibi bulanıklardan ve safkan olmayan büyücülerin Hogwarts'ta olmaması gerektiğini düşünüyordu. Potter da ailesinin aksine bunun en doğrusu olacağını düşünüyordu.
Tüm bunlar olurken Hogwarts'ın duvarlarından sızmaya çalışan ve gücünü yeni yeni toplayan kimsenin tanımadığı bir karanlık büyücü intikam duygusuyla besleniyordu.
1926 yılında doğan ve tüm zamanların en karanlık büyücüsü olan Tom Marvolo Riddle'dan iki yaş küçük üvey kardeşi onunla farklı dönemlerde okuyan bir Slytherin öğrencisiydi. Tom'un Hector'dan haberi yoktu. Hector Mancolm... Muggle babasının o soyadını kullanmak yerine kendisine yeni bir isim bulmuştu. Abisi ile aynı kaderi yaşayan Hector, yıllar boyunca gücünü toplamaya çalışmıştır ve Salazar Slytherin'in ikinci varisi olmak peşindedir. 19 yıl önce abisi Lord Voldemort'un gerçekleştiremediği şeyi gerçekleştirmek isteyecektir. Potter ailesini katletmek...
Bu sene Hogwarts'ı neler bekliyor? . Potter karanlığı kalkan olarak mı kullanacak, yoksa karanlığa kalkan mı olacak?
3. Bölümü bekleyin. Yorumlarınızı beklemekteyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin'in Varisi (Harry Potter)
FantasyTüm zamanların en karanlık büyücüsünü yenmeyi başaran Harry Potter'ın oğlu Albus Severus Potter'ın, aydınlık ve karanlık arasındaki seçimi...