Kumsal'ı tanıma vakti

6 1 0
                                    

Gökhan'ın Ağzından

Uyandığımda saat 8.00'dı tuhaf bir heyecan vardı içimde yatağımda Kumsal'la neler yapabileceğimi düşünürken Kumsal'a "Günaydın yaramaz" diye mesaj attım biraz bekledim ama cevap gelmedi daha sonra uyuduğunu düşündüm.

Sonra kalkıp elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı yaptım daha sonra toplayıp odama gittim ve acaba ne giysem diye düşündüm sonra spor giyinmeyi tercih ettim lacivert gömleğimi ve siyah pantolonumu giydim ve siyah saatimi taktım saçlarıma fön çektim parfümümü sıktım sonra beyaz adidaslarımı giydim saate baktım.

Saat 14.00'dı bence artık buluşma vakti geldi diye düşündüm telefonuma baktım mesaj gelmişti baktığımda "Günaydın Odun" diye mesaj atmıştı Kumsal attığı saate baktım 10.00'dı arasam mı diye düşündüm, düşünmedim aradım.
Açtı "Merhaba yaramaz" "odunsun biliyorsun demi" "hayır değilim" "o halde ben de yaramaz değilim" " bunu mu tartışacaz şimdi" "ha tamam niçin aramıştın?" "Buluşacaktık unuttun mu" "hiii unuttuummm eyvah" "çabuk hazırlan yarım saate ordayım" "ne yarım saat mi" "29 dakikan kaldı" " tamam tamam" diyip telefonu yüzüme kapattı ben gülüyordum oh iyi oldu hazırlanamasında da görsün gününü "ne diyorum ben ya iyice kafayı yedim" hemen çıktım yola Kumsal'ın evinin önünde bekliyordum ve aradım "Kumsal nerde kaldın ya" "sus be senin yüzünden eye linerimi süremedim" "gel ben sürerim" " dalga geçme be" "Kumsal?" "Efendim" " kaçıncı katta oturuyorsunuz" "iki niyeki?" "Soy adınız ne" "Soydan" "tamam geliyorum" " neeee nereyeee" yüzüne kapattım hemen arabadan inip binanın önünde zillerden Kumsal'gilin kapı numarasına baktım ve binaya girip ikinci kata çıktım işte buldum kapıyı çaldım Kumsal kapıyı açtı çok komik duruyordu elinde maşa üstünde pijamaları dayanamayıp güldüm sonra "Ne gülüyorsun be" "Çok komik duruyorsun hahaha" Kumsal elinde maşayı sallayarak üstüme gelince gözlerimi pörtletip "tamam tamam" dedim "off ya" "noldu" "saçımı nasıl yapacam elim ağrıdı elimi yaktım sen yarım saat diyince" "aboo benim yüzümden yani" "evet" "tamam ben yaparım" "nasıl yani sen nerden biliyorsun ki nasıl yapılacağını" "kes sesini de izin ver yapim" "peki" bi 15 dakika sonra bitti o da şaşırmış bir şekilde bana baktı " ne olmamış mı" "saçmalama çok güzel yaptın benimkinden de güzel oldu" "iyi hadi üstünü de giy de çıkalım" "çıkarsan giyecem" "ha tamam" 20 dakika sonra falan odadan Kumsal çıktı kot şort ve beyaz tişört giymişti çok tatlı duruyordu Aynı çocuklar gibi sonra o da beyaz adidaslarını giydi ve çıktık. Onu kütüphaneye götürdüm ben kitap okumayı çok seviyordum içeri girince tuhaf tuhaf bana bakıp "kitap mı okuycaz" diyip yüzünü ekşitti "evet ne var bunda" "ben kitap okumayı sevmem" "ben severim ama" "burası çok sıkıcı" "oooffff of tamam yürü gidelim ama yeterki sus" "lunaparka gidelim mii" "yok artık" yüzüme sinirli bir şekilde bakıp "ben ciddiyim" dedi "peki o zaman" dedim ve yola çıktık lunaparka geldik ve birkaç şeye bindi ben binmedim sonra "hadi dönme dolaba binelim" bu sefer onu kırmak istemedim ve "tamam" dedim bindik. Dönme dolapta sadece bi çift ve biz vardık sanırım sevgiliydiler sonra biz en tepedeyken dönme dolap durdu Kumsal korktu ben de "sakin ol bakalım ne olmuş niye durduk şimdi anlarız" sevgililerden erkek olanı kıza evlenme teklifi etti. "Bak onlar için durduk kıza evlenme teklifi ediyor telaşlanacak bir şey yok yani" "hım peki tamam korkmadım zaten" "korkmadın mı az daha aşağıya atlayacaktın korkudan" "saçmalama be bak sevgililere acaba kız ne diyecek" "evet der ne diyecek hem çok klişe" "bence hayır diyecek çünkü kız çok kötü duruyor" "görücez" "gel iddaya girelim" "ne iddası" "eğer hayır derse hayatını baştan sona anlatacaksın kaybedersemde ben anlatacam" ilk önce biraz durakladım ama ona güvenmek istiyordum zaten kaybedecek hiçbir şeyim yoktu "peki tamam" kız ağlıyordu ve birden hayır demişti erkek neden demişti kız da ben başkasını Seviyorum özür dilerim demişti sonra elektrik kesildi ve tamamen havada kaldık elektrikler gelene kadar burada kalacaktık. "Hadi iddayı ben kazandım anlat bakalım Gökhan bey" "Peki anlatim" "dinliyorum" "Küçükken babamın oteli vardı ve ortağı babamı dolandırıp annemide kaçırmıştı geri babam napıp edip annemi almıştı daha sonra bi akşam annemle babam kavga ediyorlardı kapı büyük gümbürtüyle çaldı ve annem kapıya bakmaya gitti adamlar annemi rehin aldılar babamı tehdit ettiler babamda istedikleri parayı verdi ama adamlar sözünü tutmayıp annemi öldürdüler sonra babamla ben kaldım babam işleri toparlamaya çalıştı diğer otellerimizle ilgilendi fakat o da annemin yokluğuna dayanamayıp intihar etti beni bırakıp gitti 5 yaşındaydım 2 ay boyunca ne doğru dürüst uyumuştum ne de doğru dürüst yemek yemiştim sonra alışmıştım yetimhaneye 13 yaşında bir kıza aşık olmuştum o da beni seviyordu sonra çıkmaya başladık herşey güzel gidiyordu sonra o da sıkıldığını söyleyip ayrılmıştı o günden beri kimseye güvenmedim güvenemedim bunları tek sen biliyorsun çünkü sana güvenmek istiyorum" karşımda bana bakıp ağlıyordu "neden ağlıyorsun" dedim "küçük yaşta neler neler yaşamışsın" dedi sonra bende ağlamaya başladım bana sarıldı ben de hemen yittim ilk defa birinin karşısında ağlayordum ve hemen sustum o da "neden benden uzak duruyorsun hem güvenmek istiyorum diyorsun hem de sarılınca itiyorsun seni gerçekten anlamıyorum ben" "bak biri bana dokununca benim duygularım daha çok kabarıyor yani ağlıyorsam daha çok ağlarım sinirliysem daha çok sinirlenirim falan çünkü bugüne kadar hep yanlızdım kimse bana sarılıp tamam geçti demedi ve şimdi öyle yapılınca hep hissettiğim o eksikliği hissediyorum anladın mı" "anladım özür dilerim" " neyse şimdi sen anlat senin hayatını merak ediyorum "burada Ankara'da doğdum ve 13 yaşımda İzmir'e taşındık daha sonra annemle babam hep kavga etti son zamanlarda çok ediyorlardı ama son kavgaları çok kötü olmuştu ve annem beni de alıp buraya geldi babamda İzmir'de kaldı öyle " "hım üzüldüm babanı özlüyormusun?" "Evet çok özledim" "neyse kapatalım bu konuyu" "aynen" o sırada elektrik gelmişti ve biz aşağı inmiştik saate baktık saat 19.00'dı "vaktin var mı" diye sordum "yani 1 saat kadar var" "yemek yiyelim o zaman" "sen nasıl istersen" onu çok güzel bir lokantaya götürdüm yemeklerimizi yedik sonra onu eve geç kalmasın diye eve bıraktım. Sonra ben de eve geçtim Kumsal dıştan çocuk gibi ama içinde başka bir insanı barındırıyor ben bugün ona güvenip anlattım o da bana güvenip anlattı benim ki kadar kötü bir hayatı olmasa da ona çok ağır gelmiş o içindeki acıyı çocukluğuyla gizlerken ben duygularımı kontrol altına alıyordum bunu öğrenmiştim en azından üzülünce duygusuz gibi görünebiliyordum ağlamak yerine insanlardan uzaklaşıp sinirleniyordum. O ise gülüp eğleniyordu yani öyle gözüküyor ama eğlenmiyordu. Onu en azından tanımış olmak içimi rahatlatmıştı.

Zıt KutuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin