MEDYA: THOMAS
Tren gün batımında ovanın kızıldığını yararak ilerlerliyordu. Gökyüzünde süzülen kartalların silueti özgürlüğün simgesi olmalı diye düşündü Thomas. Bu sırada manolya kokusu ile irkildi. Küçük tren penceresinden gözlerini ayırınca kokunun kaynağını bulmak hiç de zor olmadı.
Beyaz ipek bir gömlek, üstten iki düğmesi açık, yakasında tren firmasının amblemi bulunan daha 19 yaşında olma ihtimali yüksek olan bir kız. Bir elinde kağıt bardaklar diğer elinde kahve matarası. Thomas az önceki düşüncelerinden kurtulup;
"Sade olsun lütfen." diyebildi.
Kahvesini yudumlarken trene binmeden almış olduğu gazetesini çantasından çıkartıp ilginç birşeyler varmı diye sayfaları karıştırmaya başladı. Borsalar, banka soygunları , iş ilanları, emlak. İşe yarar hiçbişey yok. Kahvesini bitirip gazetesini çantasının küçük olan bölümüne yerleştirdi. Koltuğuna yayılıp az önce gökyüzünde süzülen kartalları tekrar gözünde canlandırıyordu.
Trenin raylarda çıkarmış olduğu gürültü ile uyandı. İçerden Karabük istasyonundan gelen anonslar duyuluyordu. Çantasını aldı ve koridorda ilerlemeye başladı. Uzun boyu yüzünden kapıdan eğilerek geçmesi gerekti. Siyah pardesü kapıdan çıkar çıkmaz esintiyle uçuştu.
Dikkatli bir şekilde etrafını inceledi. Elini pardesünün iç cebinde gezdirdi ve aradığı mektubu buldu. Mektubu tekrar okumaya koyuldu.Eski dostum Thomas.
Türkiye'ye gelmen gerek. Burada birkaç önemli iş adamlarına senden bahsettim ve seni en yakın zamanda görmek istediklerini söylediler. Yaptığın başarılı işlere değinmemin bunda etkisi büyük. Bunu bir iş seyahati olarak görebilirsin. Adresi kağıdın arka yüzüne yazdım.
Dostun Khosmos.Thomas kağıdı çevirdi ve istasyondaki şehir haritasına doğru yaklaştı. Siyah deri eldivenini çıkartıp duvarda asılı olan haritada parmaklarını gezdirmeye başladı.
Üçoklar sokak , Bişkek Caddesi , Tan sokak ve buldu. Duşanbe Caddesi.Dışarıya çıktı ve etrafına bakınmaya başladı. Gözüne kestirdiği ilk taksiyi durdurup adresi verdi.
Taksici ;
Yabancısınız galiba. Karabük küçük yerdir. Burada herkes herkesi tanır.
Thomas ;
Rusya Kharkiv. İş seyahati.
Taksici ;
Aksanınızdan yabancı olduğunuz anlaşılıyor ama bu kadar iyi Türkçe konuşmayı nerede öğrendiniz.
Thomas;
Eşim Türk ve uzun yıllar Türkiye'de yaşadım.
Anlaşılan taksicinin susmaya niyeti yoktu. Zaten başka işi de yoktu.
Thomas;
Daha yolumuz çok mu ?
Taksici bu soruyu duymamazlıktan geldi ve iki dakika sonra durdu. Aynadan Thomas'a baktı.
"Geldik." dedi.
"Ne kadar günahımız?" dedi Thomas.
Taksici gülerek;
35 Türk Lirası ama sen 30 ver yeter.
Thomas ücreti verdi ve çantasını alarak arabadan indi.