Bölüm 4 "Git. Seni seviyorum."

28 6 0
                                    

Media: Kate Natalie Collins

-O ne? (Liam'ın sesi ile irkildim)

-Hiç, deyip hapı cebime attım. Biraz bekleyebilir.
-O ne? Diye diretti Liam.
-Hiç dedim ya, diye karşılık verdim. Doğruldu ve yüzüme bakmaya başladı.
-Ne? Yüzümde bir şey mi var?
-Hiç yalan söyleyemiyorsun.
-Liam o bir hap oldu mu?
-Olmadı.
-İyi, deyip camdan dışarıyı izlemeye başladım.
-Bizden sakladığın bir hastalığın mı var?
-hayır.
-intihar hapı mı o?
-hayır.
Başın falan mı ağrıyor?
-Hayır.
İyisin mi Martin?
-Hayır.
Biraz bekleyip,
-o hapı sana kim verdi?
-kimse.
-yalan.
Üf bu kadar ısrarcı olmasan...
-ben miyim ısrarcı olan?
Yaa ben yine mi sesli düşündüm?? (Neyse çaktırmayın)
-Tabi ki de sensin.
-bana diyene bak.
-iki saattir direnen de bendim saten.
-tam üstüne bastın.
Biraz daha bağırırsanız üstünüzden bu arabayla 6492 kere geçer ikinizi de denize atarım, diye atıldı Nathan.
-hadi bir dene de görelim, dedi Liam.
-bir dakika da Nathan sana ne dostum, dedim ben.
-ah doğruya banane...
Nathan kollarını bağlayıp arkasına döndü. Trip atıyor Gidip yanına oturdum.
- üzgünüm Nathan. Liam'a olan sinirimi senden çıkarmak istemezdim.
- asıl ben fazla atarlandığım için üzgünüm.
-hala dost muyuz?
-dostuz.
Gülümseyip yerime geçtim. Liam'a sinirli bir bakış atıp uyumaya başladım.

--Ω --

Gözlerimi açtım. Birileri kapıyı yumrukluyordu. "Açın kapıyı" diye bağırıyordu da. En sonunda kapıyı açmayı başardılar. Nathan'ın ellerini kelepçelediler. Çığlık atıyordum. Korkuyordum. Onu dışarı çıkardılar. Sonra yanında ki Natalie'ye geldi sıra. Sonrada Liam'a. Şimdide bana gelmişti sıra. Gitmemek için direndim. Ama hepsi boşunaydı. Çığlıklarımı bastırması ağzıma bant yapıştırdılar. Soluduğum an her yer karardı.

--Ω --

Gözlerimi karanlık gri bir odada açtım. Karşımda Liam ve Nathan fısıldaşıyordu. Yanımda da Natalie vardı. Bembeyaz yüzü bugün solmuş sanki. Sarı saçlarında eski can yok. Mavi gözlerinden usul usul yaşlar boşalıyor. 

Onu koruyamadım.

Natalie şiddetle başını salladı. Düşüncelerimi okuyabildiği aklımdan çıkmış. Yanıma sokulup kafasını omzuma koydu.

Seninle gurur duyuyorum Martin.

Yaklaşık 5 dakika sonra Liam ve Nathan nerede olduğumuzu, kimin bizi kaçırdığını, neden kaçırdığını ve nasıl kurtulacağımızı sordum.

-sana şöyle söyleyeyim: hepimiz kamplardan kaçtık. Bu yüzden en başından beri ÇAKÖT (Çocuk Arama ve Kurtarma Özel Timi) bizim saten peşimizdeydi. Ve bizi buldular.
-anladım... Peki nasıl çıkacağız buradan?
Nathan'a baktı ve birbirlerine gülümsediler.
-kamplara giden her çocuk özeldir.

-- Ω --

-Koş.!.

-Tanrım bu yer niye labirent gibi.

-konuşmayı bırak ve tabanları yağla seni uyuşuk.
En sonunda kapıyı bulmuştuk. Daha hızlı koşarak oradan çıktık. Her zaman ki siyah araç bizi bekliyordu. Tobias, Nathan'ın özel güçlerini biliyor olmalıydı. Anlamıştı kaçacağını kerata.
Nasıl mı kurtulduk? Nathan oturduğu yerde gözlerini kapattı ve kilit patladı. Biz de koşmaya başladık.
Fakat küçük bir sorun vardı.

Zihinden Gelen NotlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin