Arkadaşlar bu hikaye dedemin başına gelmiş gerçek bir olaydır. Dedemle anneannem Güneydoğu ‘ da bir köyde yaşıyorlar. Dedem bir sabah köyden şehre inmiş ve bir mağazada gördüğü elbiseyi çok beğenip anneanneme almış. Ardından köye gelmiş. Anneannem paketi açıp elbiseye bakmış ve tekrar aynı şekilde paketine koymuş. Dedem biraz değişik bir adamdır. Her akşam dışarı çıkar, karanlıkta, el feneri ile dolaşırmış, bazen tarlaya gidip, geri gelirmiş. Elbiseyi aldığı günün akşamı tekrar çıkmış dışarı. Tarlaya doğru giderken uzakta ışıklar görmüş ve kulağına davul zurna sesi gelmiş. Dedem merak edip bakmaya gitmiş. (Karşı köylerden insanların düğünü zannetmiş.) Velhasıl düğün yerine ulaştığında alışılmışın dışında, tıpatıp insan gibi olan varlıklar görmüş. Düğünün cinlerin düğünü olduğunu anlamış. Eski zamanlarda insanlar cinlerden pek korkmazmış. Halaya davet etmişler dedemi. Halay, yemek, pasta derken gelinin üstündeki kıyafet dedemin dikkatini çekmiş. Anneanneme aldığı kıyafetin aynısı. Gelin pastadan bir lokma alırken üstüne dökülmüş ve leke olmuş. Düğün bitmiş ve dedemi arazide yatıya kalması için ikna etmişler. Yorgan, yastık falan getirmişler. Sabah dedem kalktığında ortalıkta kimse yok. Ne yastık ne yorgan var. Kafası bir taşın üstünde uyanmış. Telaşla köye koşmuş. Anneannem merak içinde tabi. Dayımlar falan dedemi aramışlar ama bulamamışlar . Sonra dedem anneanneme “sana dün aldığım elbiseyi getir hemen” demiş . Anneannem getirmiş. Dedem açıp bakmış ve gelinin üstündeki pasta lekesinin aynısını görmüş. Olay böyledir arkadaşlar. (NOT: Dedemin dediğine göre cinler bazen kıyafetleri ödünç alıp kullanıp yerine bırakırmış . O yüzden bazen arayıp bulamadığımız elbiseler olurmuş.).
