İlk Mektup

98 4 0
                                    

     * Medyaya bakmadan geçmeyin. İyi okumalar... *

        Günler,aylar,yıllar ne çabuk geçiyordu.Aynı bir nehir gibi akıp gidiyordu ellerinden. Anılar sanki bu nehirle birlikte sürükleniyordu. Nehir nereye sürüklerse anıları, o anıların sahipleri de akıntıya kapılıyordu.

       Aradan tam üç yıl geçmişti. Söylerken tek cümleyle söylediğimiz koskoca üç yıl. Küçük Hüsniye 17 yaşındaydı şimdi. Onun büyümesiyle Hüseyin'in duyguları da büyüdü, kabardı, köpürdü,doldu,taştı. Bir türlü cesaretini toplayıp aşkını itiraf edememişti. Ne yazık ki ileride bunun ona zarar vereceğini bilmeden bir arkadaşına bu durumunu anlattı. Arkadaşı da ona bir öneride bulundu. Sevdiğine mektup yazarak aşkını itiraf etmesinin güzel olacağını söyleyerek onu buna ikna etti. Hüseyin de böyle bir mektup yazmış ama yine cesaretsizliğinden kendisi vermeye çekinmişti. Arkadaşına mektubu Hüsniye'ye vermesini söyledi. Arkadaşı da kabul etti ve doğruca Hüsniye'nin evine yürüdü. Gecenin karanlığı ve yıldızların parlaklığı arasından sıyrılarak Hüsniye'nin evine geldi Hüseyin'in arkadaşı. Hafifçe kapıyı tıklattı. Hüsniye içeride annesinin yanında oturuyordu. Kapının çaldığını duyunca kapıyı açmaya gitti :
- Kim o?
- Benim, dedi bıyıklı genç. Kız onu sesinden tanımıştı. Kapıyı açtı. Genç :
- Amcam sizde mi?
- Hayır, dedi. O anda elini uzatıp mektubu verdi. Kız baktı. Önce ne olduğunu bilmediğinden almadı. Tedirgindi. Ne yapacağını şaşırmıştı. Genç :
- Bu sana, dedi fısıldarmış gibi bir ses tonuyla. Hüsniye :
- Bu ne ki?
- Sonra okursun. Ne olduğunu o zaman anlarsın, dedi ve kızın eline verip hızlıca oradan uzaklaştı. Hüsniye hâlâ şaşkındı. Birkaç saniye kapıyı kapatmadan öylece bakakaldı. Sonra elindekiyle birlikte mutfağa gitti ve okumaya başladı. Üstünde Hüseyin'in ismi yazıyordu. Onu tanıyordu. Aynı köylü olmalarının yanı sıra akrabaydılar. Hüseyin sürekli onlara gidip Hüsniye'nin yaşlı halasıyla sohbet ediyordu. O eve pek yabancı değildi. Acaba ne için yazmıştı diye düşündü. Hemen okudu ama ilk okumada hiçbir şey anlamadı. Çünkü mektubun ilk satırlarında tanıdık olmalarından bahsediyordu. Ancak son satırlara doğru onu sevdiğini açıklayabilmişti. Hüsniye bu itirafa çok şaşırmıştı. İlk defa biri onu sevdiğini söylüyordu ve bu kişinin Hüseyin olması da bir o kadar şaşırtıcıydı. O da Hüseyin kadar heyecanlanmıştı. O akşam defalarca mektubu okudu. Daha sonra endişeyle onu sakladı.

       Ertesi sabah çok büyük bir heyecan, endişe ve korkuyla uyandı güne. Hüseyin'le karşılaşmamak için günlerce tedirginlikle gezdi. Ondan kaçtı. Çünkü çekingen biriydi ve eğer Hüsniye'le karşılaşacak olursa nasıl davranacağını bilemezdi. Bu sessizlik Hüsniye tarafından uzun süre devam etti. O, sessizliğiyle yaşamını sürerken Hüseyin'in arkadaşı bu aşkı abartarak başta köyün gençleri olmak üzere herkese duyurmuştu. Bundan Hüsniye'nin hiçbir haberi yoktu. Onun gibi Hüseyin'in de söylentilerle ilgisi yoktu. Hüseyin, aşkının sadece kendisi, sevdiği ve arkadaşı arasında bir sır olduğunu sanıyordu. Oysa ki gerçek bambaşkaydı...
    

HARMAN YELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin