Allison

34 2 1
                                    

Gördüğü haber karşısında yıkılan Allison , büyük ekran televizyonu kapatıp, kedili terliklerini giydikten sonra usulca üst kata çıkmaya koyuldu. Merdivenlerin sonu yokmuş gibi geliyordu. Çıktı , çıktı , çıktı. Odasına vardığında yaptığı ilk iş iPhone ' nunu eline alıp rehbere girmek oldu. Onu aramalıydı. Kız yetiştirme yurdu müdiresini.
Allison bundan 23 yıl önce ailesi tarafından o yetiştirme yurdunun kapısına bırakılmıştı. Daha bir yaşındaydı. Bir.
Aradan birkaç yıl geçtikten sonra her şeyi yavaş yavaş anlamaya başlamıştı ama çocuk aklı işte hep içinde o meraklı sorular vardı. Her gün yurdun müdiresinin yanına gider "Annem ne zaman gelicek?" Ya da " Beni burdan alacaklar. Annem beni burdan çıkaracak." Derdi.
İlk zamanlarda onu herkes seviyordu ama ne kadar olumsuz cevap alsa da aynı soruyu tekrar tekrar sorarak onları kendinden bıktırmıştı. Sadece iki kişi kalmıştı onu seven;biri yurt müdiresi , diğeri ise en sevdiği dostu Shelley. 
O yurdun koridorlarında 18 yılı geçmişti. Bir yandan okula giderken bir yandan ailesi olmadan hayata tutunmaya çalışıyordu.
Ailesi hakkında bildiği tek şey Türk olduklarıydı.
Sonunda aradığı numarayı buldu ve usulca parmaklarını o numaralara dokundurdu. Kulağına götürüp korku ve üzüntüyle çalışını dinledi.
Telefon açıldı. Yaşlı bir kadın sesi gibiydi bu tanıdık ses. Tam da beklediği kişiydi. Yurdun müdiresi.
- Alo?
-Merhaba.
- Kimsiniz?
Yıllar sonra tekrar "Annem nerede ? " diye sormayı isterdi.
- Allison.
- Allison! Bu duyduğum ses.. Gerçekten sensin! Seni ne kadar özlediğimi bir bilsen! Nerelerdeydin? Nasılsın ? Hala aynı yerde mi çalışıyorsun ?
Ona kovulduğunu söylemeyecekti.
Allison , bankada çalışıyordu. Her gün düzenli bir şekilde işe gidip gelirdi. Üstelik bütün kurallara da uyardı. Hatta bu sayede daha fazla maaş almaya başlamıştı.
Bir gün işe gittiğinde patronu sekreterini yollayıp onu odasına çağırtmıştı. Allison o kahverenkli bir hayli kasvetli odaya gittiğinde adam sinirli bir ifadeyle Allison ' a bakıyordu. İlk başta bir anlam veremedi. Ama sonra patronu konuya girince bu sefer sinirlenen Allison olmuştu.
Kendisine iftira atılmıştı. Bazı onu kıskanan kadınlar o öğle yemeğindeyken telefonunu almışlar ve patronlarına küfürler savurmuşlardı. O gün telefonunu orda unutmamalıydı. Ama olmuştu bir kere . Yeni bir iş arama vakti gelmişti.
- Bunları daha sonra sorsanız olur mu? Televizyonda bir haber gördüm ve o haberde bir Türk ailesinin arabalarıyla denize uçtuğu ve hayatlarını kaybettikleri yazıyordu. Ve bu olay bizim ülkemizde olduğu için endişelenmemek içten değil. Sizin bu konu hakkında bir fikriniz var mı ?
- Ah be kızım . Unutamadın değil mi onları ? Hala arıyorsun. Hırsına hayranım. İnan kesin bir bilgim yok fakat o ailenin senin ailen olmayacağına eminim. Bana güvenebilirsin.
- Bütün bunları neye dayanarak söylüyorsunuz?
- Senin ailen fakir bir aileydi ve değil denize düşmek, bunu yapacak arabayı alacak kadar paraları bile yoktu.
- Sonradan zenginleşmiş olamazlar mı?
- O da bir ihtimal tabi ki ama bana sorarsan hayır.
- Peki teşekkürler. İyi günler dilerim.
- Ben de . Tekrar ara olur mu ? Ama sohbet etmek için.
Güldü ve telefonu kapadı.
Allison o kadının sakladığı bir şeyler olduğunu seziyordu. Çünkü ona küçüklüğünden beri , birileri tarafından yurdun kapısına bırakıldığı ve o kişilere bir daha ulaşamadıklarını söylerdi. Ama şimdi ailesinin çok fakir olduğundan bahsediyordu. Kendisiyle çelişki içindeydi.
Allison bunun peşini bırakmayacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık ZincirlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin