Lanet olsun! Yine dolunay var ve ben dolunaydan nefret ediyorum.Karanlığa alıştığım için dolunayın olduğu geceler uyuyamıyordum hoş genelde gündüz uyuyup gece yaşayanlardanım.Sanırım "sessizlik" ve "karanlık" benim için bulunmuş kelimeler.
Uyuyamadığım gecelerde bira açıp hayatımı sorgularken buluyorum hep kendimi..Kafamda bir sürü soru ve hep aynı cevap."Bu devran dönecek mi?","Bu bardağın dolu tarafı nerde?" Bla bla blaaaa
Bunların cevabı hep bir küfür oluyor.
Eskiden bir hayatım vardı.Okulu bırakmadan önce tıp öğrencisiydim .Herkes deli gibi çalışırdı bense sınavda ikinci kağıdı isteyip 2 boş kağıt verenlerdendim.Hepimizin fobisi vardır benimki okuldu.Etrafım bir avuç zavallı,egomanyak,boş kafalı salaklar sürüsüyle doluydu. Hepsi sade sütsüz filtre kahve manyaklarıydı.Tek hedefleri derslerden AA ile geçmek olan insanlar arasında kendimi çok yabancı hissediyordum.Yani kısacası her şey çok boktandı.Derslerden kaçıp eski ayakkabı fabrikasına giderdim.Burası benim mekanımdı,bana aitti,
ruh ve sinir hastalıkları hastanemdi.Burda bana iyi gelen tek şeyi yaşıyor,dans ediyordum.Dans benim tutkum,hassas ve kırılgan noktam.Müziğin ritmi ise ,dansın yüreğe iyi gelen yanı.Evde sütyensiz gezmek kadar özgür hissettiriyor.
Dansa olan ilgim beni doktorluktan uzaklaştırdı.Hastane kokusu,ameliyat masası,neşter,ölen hastalar bunlar bana göre değildi ve bende nefes darlığı yapıyordu.Tıp okuduğum için pişmandım ve bu pişmanlık beni mikroptan daha fazla öldürüyordu.Maalesef yolumuzu önceden belirleyemiyoruz rüzgar bizi nereye götürürse oraya gidiyoruz.Tamda öyle oldu.Okulu bıraktım.Gidip sana ayrılan sürenin sonuna geldik diye bağırmak ve yaşadığım herşeyi kusmak istiyordum.Üstümde eline pamuk şeker bulaşmış çocuk heyecanı vardı bu aldığım en çılgınca karardı.Nasıl anlatacağımı bilmediğim duygular içindeydim.Hayatımın giriş kısmana biran önce geçmek sınırlarımı zorlayıp yaşadığımı hissetmeliydim.Dürüst olmak gerekirse okulu bırakmaya deyecek birşeyin,geleceğimin planını yapmalıydım.Kafamda bir plan proje çizdikten sonra dans okuluna yazılmaya karar verdim.Evime yakın bir yerde okul buldum.Salaş tipler vardı, bu görüntü benim için kasıntı tipler görmekten çok daha iyidi.
Kayıt olmak için müdürün odasına gittim.Kapısına tıklattım.
-"Gel"
Ses tonu çok ciddiydi daha konuşmaya başlamadan tedirdin olmuştum
Titrek bir sesle,
-"Merhaba ben Lena.Kayıt için geldim efendim"
-"Kayıt için belli bir ücret ödemen gerekiyor -"Ne kadarlık ücretten. bahsediyorsunuz?" gibi aptal bir cümle kurdum.Alaycı bir ses tonuyla
_"20 bin "
Müdür böyle deyince aptallığım kafama dank etti hiç birşey okumadan buraya gelirsem böyle göt gibi kalırım işte.Taksit yapar mısınız diye sorucakken "fiyat peşin" dedi."Teşekkür ederim.Geri dönüş yapıcam" deyip çıktım.
Hayat verdiğim karardan pişman olmam için daha attığım ilk adımda elinden geleni yapıyordu.Umudumu yeniden kazanmak için
okulu gezmeye başladım.Koridorlarda müzik sesleri,duvarları kaplayan aynalar,loş ışıklar beni cezbediyordu.Burası mükemmeldi.Kendimi alamadığım bu düşüncelerle kafayı yemek üzereydim.Okulu dans için bırakmıştım ama okula verecek param bile yoktu.İçimden birşeyler kopup gidiyor ve ben birleştiremiyordum.Çok şiddetli bir duygu incinmesi yaşadığım o dakikalarda biri elini omzuma attı.
Noluyoruz hayırdır falan demeye kalmadı
"sen yeni misin" dedi ukala bir ifadeyle.
-"Daha kayıt olmadım düşünüyorum"
-"Burası harikadır senin gibi bir kız gelirse daha da harika olucak dedi"
Ayak üstü bana yürüyordu.Çok da anlam veremesem de alışık olmadığım tipler olduğu için çok da anormal gelmedi.
-"Bir kahve içelim ister misin?"
-"olur" dedim düşünmeden.Bir erkekle benim kahve içme ihtimalim uzaya arabayla gitme ihtimalimden daha azdı.Sersem bir gülüş attı ve " beni hiç bir kız reddedemez zaten dedi" o an kendimi dövmek istedim.Beyinsizin tekisin lena sen bir aptalsın.
-"Hadi gelmiyor musun hayatında hiç biriyle kahve içmedin mi bu ne çekingenlik " dedi.
-"Saçmalama,gidelim"diyebildim
Okulun yanında ki cafeye gittik.İki kahve söyledi.Çantamdan sigaramı çıkardım ve yaktım.Sigaramı içerken sağa sola bakınmaya başladım evime çok yakın bir mekandı ama daha önce hiç gelmemiştim.Asosyaldim ama bunu belli etmemeliydim.
-"Tanışmadık ben lena" dedim
-"Ediz bende değişik ismin varmış"
-"seninde pek duyulmuş değil" güldü bu sefer ki içtendi.
-"Anlat neden burdasın,kendinden bahset"
-"Dans etmek istiyorum aslında hayalim.Okulumu bıraktım ve kendimi burda buldum "
-"Ne okuyordun"
-"Tıp" der demez "ciddi misin" dedi
-"Bana göre değildi sevmediğim bir işi yapmak istemedim hoş bıraktım ama şu an da da yapmak istediğimi yapamıyorum kayıt parasını bulmam zor "
-"Dert etme lütfen parayı,ben konuşucam müdürle,taksit maksit ayarlayıcam birşeyler"
-"Gerçekten mi? Çok teşekkürler ederim."
-"Teşekkür etme yemek ısmarlarsın olur biter." Boş kağıda numarasını yazdı "bu numaram akşam ara görüşürüz " dedi ve gitti.
İki üç saat geçti.Biraz daha bekleyemezdim dayanamadım aradım
-"Ben lena çok mu erken aradım akşam ara dedin ama merak ettim.Konuşabildin mi?"
-"konuştum maalesef oluru yok" dedi
O an beynime kaynar sular döküldü. Lütfen birgün bir işim denk gitse de şaşırsam.Herşey üst üste gelmese de altında kalmasam.İşte şimdi gerçekten inancımı kaybettim.Çok fena dağıldım.Şimdiden yorulmuştum.Fiziksel bir yorgunluk değildi bu ruhsal bitkinlik gibiydi.Bir türlü istediklerimin ucunu yakalayamıyordum şimdi tuttuklarımıda kaybettim.
Dönecek bir okulum bile yoktu.Benim neyime hayallerimin peşinde koşmak .Oku efendi efendi dimi ? Millet doktor olucak sen harap olucaksın.
Olmuyo be valla olmuyo ben ne kadar çabalarsam çabalıyım hep dibe batıyorum.
Kendi kendime konuşurken Ediz'in telefonda olduğunu unutmuştum.Aklıma gelince
-"Pardon ya kendime gelmem zaman aldı,yine de konuştuğun için teşekkür ederim başka bir okul bakıcam.Seni tanımak güzeldi.Görüşürüz"
-"Dur kapatma" dedi ve deli gibi gülmeye başladı.
-"Ne,neden gülüyorsun komik bişey yok"
-"kızım şaka yaptım,kabul etti seni yarın getir belgelerini kayıt ol"
-"bu yaptığın insanlık dışı ölebilirdim üzüntüden,çok kötüsün"
-"hadi gel köşedeki bara kutlayalım bunu "
-"bendensin" dedim ve üstüme beyaz salaş bi tişört ve siyah kot şort geçirip gittim.Biraz allık biraz da ruj sürdüm.Evden çıktım ve mekana geldim.Buraya daha önce çok gelmiştim.Müzikleri iyi ve alkolü suyla karıştırmayan az sayıdaki mekanlardan biriydi.Kapının hemen sağında az insanın olduğu masaya geçtim.
-"Bir bira alabilir miyim"
Kendi kendime mutluluk patlaması yaşarken biramı yudumladım bu gerçekten iyi gelmişti.
Beş dakika sonra ediz geldi
-"sen başlamışsın"
-"bir bira daha "dedim garsona
-"Sana bugün dünyanın birasını ısmarlayabilirim beni çok mutlu ettin,umudumu kaybetmiştim sayende istediğim oldu teşekkür ederim"
-"Teşekkür etmekten başka birşey bildiğin yok madem dans etmek tek hayalin dans et hadi görelim yeteneğini"
Hayır hayırrr! Burda dans edemezdim.Kalabalıkta insanların içinde daha önce hiç dans etmedim.Açıkcası utanıyordum.
-"hayır edemem"
-"Yapma ama bu insanlar seni tanımıyor kendini kimseye kanıtlamak zorunda değilsin sadece içinden gelenleri yap"
Doğru söylüyordu hem iyi bir dansçı olmak istiyordum hem de danstan kaçıyordum.Gerçekten bazen ben bile kendimi anlayamıyordum.
Sevdiğim şarkının ismini peçeteye yazdım ve çalmalarını istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK
De TodoBu kitap vazgeçmemen için yazıldı.Savaşmak için vazgeçme. İnsanın vazgeçtiği an biter savaşı ve kaybetmiş olmak umrunda bile olmaz.Hayallerinin peşinden git.Unutma iyi şeyler inandığında daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmedi...